Şair, Kararlı Olmalıdır!..

Etkinlikler
Hazırlayan: Selim Sebilci Ünsal Ünlü, ilk şiir kitabı Savaşlar Kararında ile okurlarına selam verdi. 2004’ten bu yana çeşitli dergilerde şiirleri ve şiir üzerine yazıları yayınlanıyor. Aynı zama...
EMOJİLE

Hazırlayan: Selim Sebilci

Ünsal Ünlü, ilk şiir kitabı Savaşlar Kararında ile okurlarına selam verdi. 2004’ten bu yana çeşitli dergilerde şiirleri ve şiir üzerine yazıları yayınlanıyor. Aynı zamanda Okur Kitaplığı’nın genel yayın koordinatörlüğünü de sürdürmektedir. Ünsal Ünlü ile  Savaşlar Kararında kitabı ve Okur Kitaplığı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ünsal Ünlü’nün kısa özgeçmişi:
18 Eylül 1975’te Osmaniye’nin Bahçe ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Bahçe’de, lise öğrenimini ise Osmaniye’de tamamladı. Sonrasında, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Hâlen inşaat sektöründe çalışmaktadır. İlk şiirini 1988 yılında yazdı. 2004 yılında Kırklar dergisinde yayınlanan ‘Devr-i Daim’ şiiriyle görünürlük kazandı. Şiir ve yazıları Kırklar, Dergâh, Derkenar, İkindi Yağmuru, Kırknar, Mavi Yeşil ve Yarın dergilerinde yayınlandı. ‘Savaşlar Kararında’ yayınlanan ilk şiir kitabıdır. Evli; bir kız ve bir erkek çocuk babasıdır. Okur Kitaplığı’nın genel yayın koordinatörlüğünü sürdürmektedir.

Beslenme kaynaklarınızı sizden işitsek…
Türk şiirinin tüm birikimlerinden besleniyorum. Ancak, her şairde olabileceği gibi alımlamada bir seçiciliğim her zaman için var. Tabi, bu konuda uzun bir liste çıkarmak bana anlamsız görünüyor. Listeleme merakımız var şairler olarak; liste başında kimin durduğu önemlidir; ancak bana göre değil. Birçok şairde bir ‘en’ tutkusu olduğuna şüphe yok. ‘En büyük şair’ ya da ‘en iyi şair’ yaklaşımıyla yıllardır klişeler üretildi. Fanatik ve fantastik birçok yaklaşımlar çıktı ortaya ve bu tür yaklaşımları eleştirenler ise pek fazla çıkmadı. Türk şiirinin önemli nirengi taşları var ve bunlar üç beş isimle geçiştirilemeyecek kadar çoktur. Zaman zaman ara nirengilerin bile bende çok önemli karşılıkları olabiliyor. Yine de şiirimin daha çok modern unsurlardan beslendiğini ve yaşanmışlık olarak geleneğin şiirime dâhil olduğunu söylemek mümkün. Divan şiiri ve halk şiirinden günümüz şiirine kadar hepsini okuyorum. Özellikle çağdaşlarım olan şairleri takip etmeye çalışırım. Bu takip ‘kim ne yazmış’ merakı değil elbette. Kendi kuşağımdan şairlerin zaman içerisinde çok önemli karşılıkları olabiliyor bende. Nice usta şairlere şapka çıkartacak güzellikte şiirler yayınlayan çağdaşım şairler var mesela. Adını söylemem tabi. Uzun bir süredir dergilerin çoğunu takip etmeye çalışıyorum. Çağdaşım şairlerin de yayınlanan güncel dergileri takip ettiğine inanmak istiyorum. En azından birkaçını takip etseler… İyi dergilerin varlığını sürdürmeleri en büyük dileğim. Üniversitelerdeki Edebiyat bölümü hocalarının ve öğrencilerinin dörte biri ayda bir dergi alıyor olsalar Edebiyat dergiciliğinin kaderi değişir herhalde.

Şiirlerinizde bir asabiyet hali seziliyor. Dünyada olup biten tüm acımasızlıklar karşısında şairin durduğu yer neresi size göre?
Bu soruyu daha önce bir arkadaşım da sormuştu. Ona verdiğim cevabın aynısıyla cevap verecek olursam: Aklınızdan bir fenalık geçiyorsa, bir şaire danışın size söyleyecek bir şeyleri olacaktır. Evet, savaş insanın aklını zıplatan ve yerinden eden bir olgu. Yenmeyi aklına koymuş insanın varoluş sancısıdır savaş. Kıyıcı ve serttir. Ancak, hiçbir şey tek başına kötü değildir. Kötülüğü var eden de yok eden de insanın kendisidir. Yani, adaletsizlik üzerine kurulu hemen her şey kötülüğün de nedenidir. Adaletsizlik, zulüm, kavga, savaş ve kaos gibi kavramlar aynı zamanda insana ‘insan’lığını hatırlatan kavramlardır. İnsanlık tarihi savaşlarla dolu ve aynı zamanda insanın vicdanında yer bulduğunda insana iyiyi ima eden bir tarafı da vardır savaşların. Şairin dilinde bu vardır aslında. Dünya kötü mü? İyidir aslında, ama ömür kısa; bizim de kötülük düşüyor payımıza.

Sitemiz bir gençlik sitesi… Gençlerin edebiyata ilgisini yeterli buluyor musunuz?
Evet, onlar tüm insanlığın umududur. Şiir de bu anlamda en çok onlara seslenir. Şiir ve edebiyat gençlerin olmazsa, olmazları arasındaysa umudumuzu saklı tutmamız için iyi bir neden. Şiirle ve edebiyatla bağını sağlam kurabilmeleri için okumaktan başka çareleri olmadığını düşünüyorum. Şiir ve edebiyat birçok farklı disiplinlere açılan ve zenginleştiren kapıdır aynı zamanda. Bazı entelektüel yazarların şiiri ve edebiyatı küçümsediklerine şahit olabilirler. Ancak, şiir ve edebiyatla bir şekilde bağı olan entelektüel yazarların kaleminin gücü bariz şekilde hissedilir. Çünkü hayatın gerçekliği ve gizemini keşfedilebilmek için şiir ve edebiyat iyi bir araçtır.

Şiir yazan çok ama okuyan yok şeklinde bir yargı var. Şiire hevesli gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Şiiri yazanın çok okuyanın az olması önemli bir sorun olarak durur karşımızda. Bu soeunu besleyen de yine şairler olsa gerek. Şiir kitaplarına en başta şairler ilgi göstermiyorlar. Kendilerini fildişi kulelere çıkarıp diğer şairlere bakıyor olmak en büyük zevkleri olsa gerek. Kendileri “büyük şair” ne de olsa, “küçük şair”leri neden okusunlar. Onun için şiir yazan çok, okuyan yok gibi bir anlayış var ortada. Dolayısıyla şiir kitapları satmaktan ödü kopan kitapçılar da her geçen gün artmaktadır. Öncelikle yayınevlerinin kapılarını ya da posta kutularını aşındırmaya devam eden genç şairlerin iyi bir özeleştiri yapmaları ve şu soruyu kendilerine sormaktan kaçınmamaları gerekiyor: “ben çağdaşlarım olan şairlerin kitabını almaktan ve okumaktan kaçınıyorum; benim kitabımı kim alıp, okuyacak?”

Kitabınızdaki şiirlerden bir bölümü paylaşmanızı istesek…
Yaşıyoruz ve aslanların ağızları çok büyük hâlâ
Geç başlıyoruz erken düşündüğümüz her şeye
Bu dünyanın sonlarındayız, yorgunuz. Sonsuzluk,
Onun elini öper ölürüz gece yarılarında; ölüm ki,
En çok seviştiğimizdir, bundandır gözümüz kara

Okur Kitaplığı’nın yeni yayınları arasında neler bekliyor okuru?
Şimdiye kadar yayınladığımız onsekiz kitapla kararlılık ve inancımız okurda bir karşılık buldu. Bundan sonrası için de iyi bir ivme yakaladık sayılır. Yayınlamış olduğumuz onaltı kitaptan Mehmet Şahinkoç’un şiir kitabı ‘Gökyüzünde Bir Mızrak Güneş’ ve öykü kitabının çıkması merakla beklenen öykücü Nermin Tenekeci’nin ‘Yoksa’ isimli kitabı Eylül ayı itibariyle ilk kez okurla buluşuyor. Ayrıca; uzun yılların emek ürünü olan Reşit Güngör Kalkan’ın kaleminden ‘Ben İsmet Özel Şair… -Bir Portre Denemesi’ kitabı da okurla buluşacak.