O Kadar Kusur Süper Kahramanda da Olur!

Etkinlikler
Kripton’un temiz yüzlü kurşun geçirmez çocuğu Süpermen, suratına yediği turtayla şokta! Görüntüler, karikatürist Salih Memecan’la beraber gezdiğimiz ‘Parodiler: Çizgi roman kendini h...
EMOJİLE

Kripton’un temiz yüzlü kurşun geçirmez çocuğu Süpermen, suratına yediği turtayla şokta! Görüntüler, karikatürist Salih Memecan’la beraber gezdiğimiz ‘Parodiler: Çizgi roman kendini hicvediyor’ sergisinden.

Bir adam düşünün ki her başı sıkıştığında üşenmeden dünyayı kurtarsın, karşılık beklemeksizin ‘iyilerin dostu kötülerin düşmanı’ olsun. Üstelik onca kilometre uzaklıktaki Kripton’dan geldiği halde bir gün olsun vay efendim "Ben annemi özledim" yok "ille de vatanım" gibi serzenişlerde bulunup ‘yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar’ moduna girmesin. Tüm bunları hiçbir ücret talep etmeden yaparken halka açık telefon kulübelerini soyunma kabini olarak kullanmak zorunda kaldığını da utanarak belirtmek isteriz. Mavi tulumlu, kırmızı pelerinli Clark Kent nam-ı diğer Süpermen’den bahsediyoruz tabii ki.

Kahramanlıkları dilden dile dolaşan, şer-geçirmez bu çizgi kahramanın şimdilerde başı parodilerle dertte. Zira kendisi İstanbul Fransız Kültür Merkezi’ndeki ‘Parodiler: Çizgi roman kendini hicvediyor’ sergisinde koca bir turtayı suratının orta yerine yemekle meşgul.

Fransa’da, 40 yıldır düzenlenen ‘Angoulême Çizgi Roman Festivali’ kapsamında gerçekleşen sergi, hicvetmek üzerine kurulu çizgi romanın kendi kendiyle dalga geçişine ayna tutuyor. Zaten ‘parodi’nin temelinde bir eseri birtakım değişiklikler getirerek taklit etmek yatıyor.

Bir köşede süper kahraman kılığına girmiş sevimli farecik Mickey Mouse ağaçları kesiyor, öbür yanda Örümcek Adam kötülerle sarmaş dolaş olmuş el ense çekiyor yeşil suratlı bir yaratığa. Agresif ördek Donald Duck suratıyla resmedilmiş Mona Lisa da en çok parodisi yapılanlardan. Ünlü figürleri alaya alan sergide Fransız çizerlerin yanı sıra Ersin Karabulut, Faruk Bayraktar, M. Kutlukhan Perker ve Umut Sarıkaya’nın da çizimleri yer alıyor.

Bir yanda Kötü Kedi Şerafettin Garfield’ın boğazına sarılmış, diğer yanda Süpermen’in başörtülü ‘Süperana’sı temiz pak giyinmesi yönünde oğluna öğüt veriyor. Bu esnada onca malı mülkü bırakıp yıllar sonra döndüğü baba ocağı vahşi doğaya uyum sağlamakta zorlanan yarasa-kahraman Batman, ormanda tuvalet aramakta. Sergiyi Bizim City’nin çizeri, Limon ve Zeytin’in kalem babası Salih Memecan’la birlikte gezdik, parodi ve karikatür üzerine konuştuk. Memecan, bu serginin Türkiye’de yeni yeni markalaşan karikatürlerle son zamanlarda sıkça rastladığımız ‘telif hakları’ mevzusunu da gündeme getireceği görüşünde. "Bir sanatçının karakterine benzetilerek yapılan çizimler nereye kadar eleştiri sınırları içinde kalabilir, nereden sonra asıl kahramana zarar veren bir ‘taklit’e dönüşebilir?" sorusuna cevap niteliğinde.

Bizde çizer yok değil, pazarlamayı bilmiyoruz

Zamanında kendisi de çizimlerinde Batman, Süpermen ve Miki Fare’yi ti’ye alan Salih Memecan’a göre parodiyle taklit arasında ince bir çizgi var. Bir çizgi kahramanı yermek amaçlı yapılan parodiler, seri haline dönüşüp marka değerine zarar vermediği sürece sorun yok. Marka değeri demişken çizgi romanın markalaşması durumu bizde pek yaygın değil. Bu da ülkemizde çizer yokluğundan değil, pazarlama stratejisinin azlığından kaynaklanıyor Memecan’a göre.

Bizde sektörleşmeyi hâlâ pek becerememiş bu alanın öncüsü Memecan’ın lisanslı Limon ve Zeytin çizimleri. Yine de ümitli, ülkemizde çizerliğin iyiye gittiği konusunda. Bu işin okulu yok. Bu hem avantaj hem dezavantaj aslında. Memecan’a göre iyi bir çizer olmanın temelinde okuldan ziyade elin boş durmaması yatıyor.

"Mimarlığı beceremediniz mi?"

Fakültesi olmayan çizerlik, çoğu kişi tarafından hâlâ meslek olarak görülmüyor. "Oğlum okusun da ister doktor, ister mühendis olsun." diyen aileler için tercih sebebi sayılmaz bu yüzden. Mimarlık mezunu olan Memecan’ın da bununla ilgili komik bir anısı var. Bir gün aracıyla giderken yol üstünde okuluna bırakmak üzere elinde T cetveli olan bir öğrenciyi almış arabasına. Mimarlık öğrencisi kızla konuşurken Memecan da Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde 4 yıl lisans ve 3 yıl yüksek lisans, Amerika’da 7 yıl doktora yaptığı mimarlık macerasını anlatır. Memecan’a merakla nerede çalıştığını soran kız "Karikatüristim ben." cevabını alınca, yapıştırır soruyu: "O kadar yıl okumayla beceremediniz mi mimarlığı?"

Zaman