Mustafa Özel ‘İşte İnsan’ Resim Sergisi

Etkinlikler
Sanatçının 25 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı tuval çalışmalarının yanı sıra dört tane de heykel çalışmasını içeren “İşte İnsan!”, 4-26 Şubat 2011 tarihleri arasında Mısır Apartmanı&...
EMOJİLE

Sanatçının 25 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı tuval çalışmalarının yanı sıra dört tane de heykel çalışmasını içeren “İşte İnsan!”, 4-26 Şubat 2011 tarihleri arasında Mısır Apartmanı’ndaki Casa Dell’Arte’de görülebilecek.

İnsan ve bedenini tuvallerinde ana konu olarak sunan sanatçı, “İşte İnsan!” adlı sergisiyle, kent insanının bir yazgı gibi yaşadığı, beden ve teslimiyet mücadelesine odaklanmaktadır. Kimi kaskatı kesilmiş, kimi paralize olmuş, kimi kaçan, kimi direnen figürler, içsel gerilimini dışavuran postürleriyle izleyiciyi etkisi altına almaktadır.

Özcan Türkmen, sergi kataloğunda Mustafa Özel’in yapıtlarındaki insan anlatımına şöyle değinir:

“Görünmez işkencecilerinin kurbanları, doğanın insandaki uzantısı olmak günahını işlediği için doğayla birlikte tahakküm altına alınmış bedenlerini bilinçdışının istemsiz enstrümanı olarak kullanırlar. Gerçekte “bastırılanın geri dönüşü”dür bu ve bir tür hazzı, daha doğrusu “jouissance”ı da içerir.

Mustafa Özel’in yapıtlarında nü, “çıplak” olmaktan çok ve bundan öte , “soyulmuş”, hem de “ilksel eksiği”nin imgesine dek soyulmuş olmayı ifade eder. İnsanı çevreleyen eşya ve onu sınırlandıran duvarlar da bu soymanın mantıksal devamında kadrajdan silinmişlerdir. Bunların resimde ayrıca yer almalarına gerek yoktur; çünkü “tinin unuttuğu ten”de zaten içselleşmiş olarak mevcutturlar.

Böylece dış gerçeklik bedende içselleşirken insanın iç mekanı da tümüyle dışsallaşmak imkanına kavuşur.Ama geri dönen, sadece bilinçdışından ve onunla neredeyse eşanlama gelen doğa-bedenden ibaret değil; “İnsan” sergisinde, çoğu güncel sanat etkinliğinde ne yazık ki adeta “bastırılmış” görünen plastisitenin dönüşüne de tanık oluyoruz. Mustafa Özel resmi, bu anlamda derinlemesine ve kendi geçmişi adına yeni bir budak salmıştır pentürün kalbine doğru.

“Renk” öğesiyle, formun gerçekliğini ve ikna ediciliğini yitirmeksizin ilişkilenmek: Forma hakim olabilme pahasına renk kullanımında uzun bir süredir en azla yetinmiş, giderek monokrom çalışmış olan sanatçı, burada sergilenen işleriyle birlikte, müthiş bir enerjisi olduğuna inandığı rengi eskiye göre daha bilinçli bir biçimde ele almaya başlamıştır…”