Filistin’den gelen Kudüs eski Müftüsü İkrime Sabri ile 1948 topraklarındaki İslami Hareket başkan yardımcısı Kemal El-Hatip, AK Parti Milletvekili Gürsoy Erol ve STK temsilcileri programın konukları arasında yer aldı. İngiltere’de bulunan Şeyh Raid Salah devam eden bir mahkemesi olduğu için İngiliz hükümetinin izin vermemesi nedeniyle programa katılamadı.
2 bini aşkın kişinin katıldığı program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra
Kudüs’te yaşananları anlatan bir sunumla yapıldı.
Kudüs’te nöbet tutma sırası bizde
Programın açılış konuşmasını yapan Mirasımız Derneği Başkanı Muhammed Demirci, dernek olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Demirci, Kudüs’te yıllarca nöbet tutan Onbaşı Hasan’ın hikayesini anlattıktan sonra “Ecdadımız nasıl Kudüs’te nöbet tuttuysa biz de öyle nöbet tutmalıyız. Peygamberimiz ashabını Kudüs’e gitmeye teşvik etmiştir. Kudüs’e yağ gönderelim Mescid-i Aksa’nın kandilleri sönmesin şeklinde hadisi şerifi vardır. Kudüs etrafı mübarek kılınan bir beldedir. Bir çok hadis ve ayeti kerime Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın mübarekliğinden ve bereketinden bahsediyor” şeklinde konuştu.
“İsrail’in Yahudilere ait olduğunu iddia ettiği 300 eser bizimdir”
Demircinin açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen Mescid-i Aksa hatibi Şeyh İkrime Sabri ise konuşmasına “Size Kudüs’te bulunan kardeşlerimin selamlarını getirdim. Kudüs’te bulunan kardeşleriniz Allah’a ve size verdikleri sözü tutmak için nöbet tutmaya devam ediyorlar” cümleleriyle başladı.
Sabri, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler ve sizler aynı davaya hizmet ediyoruz. Dinimize, mukaddesatımıza sahip çıkmak için ortak bir mücadele vermek zorundayız. Müslümanlar için kutsal kabul edilen 3 mescit vardır. Bunlar Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa’dır. Her üç mescit de Müslümanlar için kutsaldır. Yahudiler Kudüs’teki İslam eserlerini bir bir yok etmek, izlerini silmek ve köklerini kurutmak istiyor. Bir yıl önce Müslümanlara ait olan 300 eserin kendilerine ait olduğunu iddia ettiler. Filistin Alimler Birliği 300 eserin Müslümanlara ait olduğunu ispat etmek için bir konferans yapmaya hazırlanıyor. Saldırganların saldırıları ne kadar sürerse sürsün bizim haklarımızı gasp etmelerine müsaade etmeyeceğiz. Ecdadımızın bize emanet ettiği bu mukaddes emanetlere ne pahasına olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
İkrime Sabri, “Türkiye ve Tayyip Erdoğan’a cesur duruşundan ve Filistin davasına omuz verdiğinden dolayı teşekkür ediyoruz. Türkiye’nin bu duruşu çok önemli ve değerlidir. Diğer Arap ülkelerinden de aynı duruşu bekliyoruz” sözleriyle konuşmasını bitirdi.
“Kudüs’ün özgürlüğü için dua ediyorum”
İkrime Sabri’nin ardından söz alan AK Parti Milletvekili Gürsoy Erol ise “Hak-Batıl mücadelesi devam ediyor. Hakkı hiçbir zaman ortadan kaldıramazlar. Bizler hak için varız. Kudüs ve diğer sıkıntı yaşanan coğrafyalar için dua ediyorum. Zulümleri kaldırma adına bu toplantılar çok önemli. Sizler STK olarak bizler siyasetçi olarak nerede bir haksızlık ve hukuksuzluk varsa bunu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bugün Sayın Başbakanımızın yaptığı budur. Gerek Siyonistlerin gerekse kapitalistlerin yaptıklarına karşı dik duracağız, nerede bir zalim varsa onun karşısında duracağız ve nerede bir mazlum varsa onun yanında olacağız. Bizler gayretli ve samimi olursak Allah’ın yardımı bizimle olacaktır. İnanıyorum ki sadece Kudüs değil tüm dünya bu zulümlerden kurtulacaktır. Ama ne zaman biz sonuna kadar mücadele edersek, güçlü olursak bu ancak o zaman olur bu” diye konuştu.
“Kubbetu’s Sahra’ya Yasin suresini Abdülhamit yazdırdı”
Filistin liderlerinden Kemal El-Hatip de konuşmasına Türkiye halkına teşekkür ederek başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Filistin için göstermiş olduğu gayretli çalışmalardan dolayı takdir ettiklerini belirten El-Hatip, “Biz Filistinliler, bütün Müslümanlar ve bütün Araplar Recep Tayyip Erdoğan’ı başbakanımız olarak görüyoruz. Onun dik duruşu ve cesareti umutlarımızı artırıyor” şeklinde konuştu.
Osmanlı sultanlarının Kudüs’ü adeta yeniden inşa ettiklerini ifade eden Kemal El-Hatip, kutsal beldenin korunması için şehrin etrafına 4km.lik surun Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yapıldığını belirtti. Sultan Abdülhamit’in de Kudüs üzerine titrediğini anlatan El-Hatip, “Kubbetu’s Sahra’ya en son halini 1909 yılında Sultan Abdülhamit verdi. Üzerine Sultanın isteği üzerine Yasin süresi yazılmıştır. Bu şahane eser Sultan Abdülhamit’in bir hatırasıdır. Bize düşen şimdi onların bıraktığı emanetlere sahip çıkmaktır. Osmanlı Sultanları her zaman Kudüs’e ayrı bir hassasiyet gösterdiler. Onlar Kudüs’ü sadece Filistinlilerin bir sorunu olarak görmediler. Kudüs ve Filistin tüm ümmetin meselesidir” şeklinde konuştu.
Konuşmalardan sonra Kudüs gezisi için kuralar çekildi. Programa katılanlar içerisinden 5 kişi Kudüs’e gitme hakkı kazandı. Program Grup Genç’in Türkçe-Arapça seslendirdiği eserlerden oluşan konserin ardından sona erdi.
 |
 |
 |
 |