Karagöz Nasıl Kurtulur?

Etkinlikler
İbrahim Altay’ın haberi UNESCO tarafından "Yaşayan İnsan Hazinesi" seçilen 87 yaşındaki Karagöz ustası Tacettin Diker, ömrünü gölge oyununa adamış. Tacettin Diker, "Karagöz ve Hac...
EMOJİLE

İbrahim Altay’ın haberi

UNESCO tarafından "Yaşayan İnsan Hazinesi" seçilen 87 yaşındaki Karagöz ustası Tacettin Diker, ömrünü gölge oyununa adamış. Tacettin Diker, "Karagöz ve Hacivat, ancak günümüze uyarlanırsa yaşatılabilir" diyor.

Perde oyunu, Karagöz ile Hacivat denince Türkiye’de ilk akla gelen isim Tacettin Diker. 87 yaşındaki Diker namıdiğer ‘Taci Baba’, gölge oyununa halkevlerinde Camcı İrfan Bey’in çırağı olarak başlamış. Mazhar Gençkurt gibi ustaların yanında pişmiş. Bundan tam 36 yıl önce ise Selim Naşit ve Erol Günaydın’ın daveti üzerine Ak Sanat’ta (bugünkü adıyla Akbank Sanat’ta) gösteriler yapmaya başlamış. Diker bütün bu yıllar boyunca Karagöz’le ilgili ön yargıları kırmak için uğraşmış. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO, Karagöz’ü yazılı olmayan kültür mirası listesine dahil ettikten sonra, 2008 yılında Tacettin Diker’i ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ilan etmiş. Taci Baba, ilerlemiş yaşına rağmen gösteriler düzenlemeye ve öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor. Sanatçı, ‘Karagöz ancak günü yaşatabilirse, bugünde yaşayabilirse yaşar’ bilinciyle oyunları günümüzün diline ve konularına uyarlamış. Dekor ve kostümleri, söz ve gazelleri yenilemiş. Perde Gazeli’nden başlamış işe. "Perde kurdum ışık yaktım/Açıldı Bursa’da bahtım" diyerek açıyor perdeyi. ‘Muhabere’ adı verilen söyleşi kısmında Karagöz ile Hacivat, kâh sporcu kıyafeti giyip maç tartışıyor, kâh müzik üzerine söyleşip Beethoven’dan, Mavi Rapsodi’den bahis açıyorlar. Hatta yeri geliyor, arya bile okuyorlar. Son oyununda Karagöz’ü televizyoncu yapmış, Türkçesi yetersiz, diksiyonu bozuk televizyon spikerlerini hicvetmiş. Ancak Türkiye’de perde oyununa, Karagöz’e olan ilginin pek fazla olmadığı da aşikâr. Peki Karagöz ile Hacivat neden ‘öldü’? Diker, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Bir kısım insanlar gölge oyununu ilkel bulup yok olmaya, unutulmaya terk ediyor; diğer bir kısmı da kendi fikirlerini empoze etmek için vasıta olarak kullanıyor. İkisi de yanlış." Karagöz’e duyulan ilgisizliğin Batıcılığın yanlış anlaşılmasından kaynaklandığı kanaatinde olan Diker, "Karagöz yalnızca Ramazan’da oynatılan bir şey değildir. Eskiden Ramazan dışında da birçok semtte düzenli olarak oynatılırdı. Fransa, Almanya, İngiltere bizim Karagöz’ü, hem de eski haliyle oynatıyor, Yunanlılar, Olimpiyat’ı Karagöz’le açtılar, bizse yüz çeviriyoruz" diyor.

‘BELEDİYELER SUÇLU’
Diker, Karagöz’ün aleladeleştirilmesinden de rahatsız. Kültür sanat etkinliklerinde yetersiz ve bilgisiz sanatçılara yer veren belediyeleri suçluyor. "İşleri taşerona veriyorlar, o da alıyor en ucuzunu koyuyor. Herkes kahkahayla gülüyor bize, ama komikliğimize değil rezilliğimize" diye anlatıyor; Karagöz’ün doğru anlaşılmadığını vurguluyor: "Karagöz tasavvufun içindedir. On parası yoktur, fakat herkesin iyiliğine koşar. Kimsenin arkasından konuşmaz, dedikodu yapmaz, saf yürekli, temiz bir insandır. Hem Hacivat hem Karagöz, ‘efendim’siz konuşmaz. Zannederim, kitleyi harekete geçirme gücüne sahip olduğu, açık sözlü olduğu için Karagöz’den korkuyorlar."

‘ESKİ OYUNLAR MÜZE GİBİ’
Tacettin Diker, herkesin Karagöz’den öğrenebileceği bir şeyler olduğunu söylüyor: "Eski oyunlar bir müze gibi. Eski kıyafetleri, eski kelimeleri, eski ev eşyalarını, odalara asılan lambaları, duvarları süsleyen saatleri, evleri ısıtan sobaları bulursunuz. Bunlar bizim tarihimizin aksesuvarıdır ve Karagöz bunları yaşattı. Sahne sanatlarıyla uğraşanların mutlaka Karagöz’ü bilmesi lazım… Doktorlar halen Hipokrat yemini etmiyorlar mı? Eskiyi bilmeyen yeni bir şey ortaya koyamaz."

‘FİLM YETERSİZDİ’
Hacivat ve Karagöz Niçin Öldürüldü (yönetmen Ezel Akay) filmini, gösterilen çabayı takdir etse de, yeterli bulmamış. "Sevabıyla günahıyla bir belgesel olarak kaldı" diyor ve ekliyor: "Zaten çok fazla insan da izlemedi."

Sabah