Hat İle Resmin Aşk İçinde Meşki

Etkinlikler
Merve Tunçel’in haberi   Resmin renkli diliyle hattın derinliğini birleştiren Goki’nin ‘Aşk İçinde Meşk’ adlı sergisi Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merke...
EMOJİLE

Merve Tunçel’in haberi

 

Resmin renkli diliyle hattın derinliğini birleştiren Goki’nin ‘Aşk İçinde Meşk’ adlı sergisi Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde. Azim Bedri Goki, "Hat sanatını tuvale yansıtırken Türk ve İran şiirinden ilham aldım." diyor.

 

Hat sanatını tuval üzerinde icra eden Azim Bedri Goki, uzun bir bekleyişin ardından İstanbul’da sergi açtı. Çağdaş ve özgün tarzıyla dikkat çeken usta hattat, çeşitli boya ve malzemeler kullanarak kimi zaman tuval, bazen de kâğıt üstüne çalışıyor. Resmin renkli dilini kullanarak hattın derin ve dingin anlamlarını yeniden keşfediyor adeta. Karakalem, minyatür, musiki, edebiyat… Goki’nin çalışmalarında birbirlerine uzak gibi görünen birçok sanat dalını kol kola görmek mümkün. İran’ın Kavus şehrinde dünyaya gelen Türkmen asıllı Azim Bedri Goki, Keyhosro Mohammed ve Ekber Saatçi gibi hat sanatının üstatlarından ders alma imkânına kavuşmuş. Hat, tezhip ve minyatür konusunda kendisini geliştiren sanatçı, hat derneğinin tarihinde bir ilk olarak 20 yaşında öğretmenliğe başlamış. 24 yaşında ise Tahran Şahid Üniversitesi’nde öğretim görevlisi unvanıyla ders vermiş. Hat sanatının pek çok dalında eserler veren Goki; nas talik, kırık talik gibi yazı sanatlarındaki hakimiyetiyle tanınıyor. Amerika, Belçika, Rusya ve Türkmenistan gibi çok çeşitli ülkelerde eserlerini sergileyen usta hattat, Türkiye’de sergi açmak için 7 yıl beklediğini anlatıyor. Bu bekleyişi ise "İçime sinmesi gerekiyordu." sözleriyle açıklıyor. Goki’nin eserleri Türkiye’de ilk kez ‘Aşk İçinde Meşk’ adlı sergiyle Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde. ‘Aşk içinde meşk, meşk içinde aşk’ düşüncesinden ilham alan Goki, sergiye olan ilgiden oldukça memnun.

 

"SANATIMDA, Şiirden ilham aldım"

 

"Hat sanatını tuvale yansıtırken Türk ve İran edebiyatı şiirlerinden ilham aldım." diyen sanatçı; Mevlânâ, Sadi ve Yunus Emre gibi tasavvuf şairlerinin ‘aşk’ temalı eserlerinden etkilenmiş. Hat sanatını ‘geleneksel’ çizgisinden çıkarıp resmin renkli dünyasıyla buluşturmaya karar vermesinin temelinde ise İran’da aldığı minyatür ve karakalem eğitimi yatıyor. Zorlama bir tarzı yok. ‘Böyle yapayım’ diye çıkmamış yola. Eserlerinde göze çarpan ‘yenilik’ de gözü yormuyor bu yüzden. Her şey alabildiğine doğal. Hat ve resim ezelden beri kardeşmişçesine uyumlu. Azim Goki, bu özgün tarzı zaman içinde yakaladığını anlatıyor. Aldığı kapsamlı eğitimin üslubunda etkisi büyük. "Hat klâsikleri konusunda yeterli eğitimi almasaydım eserlerimde bu yenilik olmayacaktı belki.” diyor.

 

Eserlerin resme bakan yönü daha ağır

 

Azim Bedri Goki çalışmalarından bahsedilirken sürekli ‘yeni’, ‘farklı’, ‘orijinal’ gibi tabirlerin kullanılmasından rahatsız aslında. "Öyle beylik laflar edince kendimi büyük bir iş yapmışım gibi hissediyorum." sözleriyle açıklıyor bu durumu. Oysa usta sanatçı doğal olanı icra ettiği görüşünde. ‘İçinden geleni, içinden geldiği gibi’ yapıyor. "Bunu yaparken eserlerimde hat sanatından ziyade resmi görüyorum." diyor. Yapıp bozmaktan korkmuyor. Bu yüzden Türkiye’ye ilk geldiğinde ebru ve tezhip üzerine çalışmaktan çekinmiş. Bu sanat dallarındaki gelenek anlayışı onu başlarda ürkütse de, yıldırmayı başaramamış. Tepkilerden korkmadığını söyleyen Goki "Allah insanı özgür yaratmış, ben de onun verdiği iradeyi kullanarak oluşturdum tarzımı.” diyor.

 

Goki’nin eserlerinde kırmızı ve yeşil gibi renklerin hâkimiyeti hemen göze çarpıyor. Usta hattata bu durumu sorduğumuzda ilginç bir itirafla karşılaşıyoruz. Kırmızı kan rengini, yeşil ise savaşlarda taşınan bayrakları hatırlattığı için, yıllarca bu renklerden köşe bucak kaçmış. 40 yaşından sonra ise kırmızı ve yeşile zeytin dalı uzatmış. Korkularının üstüne gitmeyi başaran sanatçının tuvalini şimdilerde yeşil ve kırmızı, hiçbir ton ile karışmadan olanca saflığıyla süslüyor.

 

30 yılını sanata veren usta hattat Goki’nin en büyük dileği, eserlerindeki yeni ve farklı bakış açısının etkisini göstererek gelecek nesillere ulaşması. Yenilikten hiçbir şekilde korkulmaması gerektiğini söyleyen sanatçı, "Risk almadan ilerleme olmaz. Kalıcılığı yakalamak için mutlaka yeni şeyler ortaya koymalıyız. Bu yüzden hattatlar da dünya görüşlerini ileriye taşımak zorunda. Bu durum sanatın tüm dalları için geçerli.” diyor. ‘Aşk İçinde Meşk’ sergisi 20 Şubat’a kadar devam edecek.

 

Zaman