Doğumunun 200. yılında tüm dünyada anılan romantik dönem bestecilerinden Chopin‘i, eserlerinin yanı sıra yaşam öyküsüyle de tanımak isteyenler için pek çok kitap yayımlanıyor.
Klasik müziğin, özellikle piyano için yazılmış eserlerin ünlü bestecisi Frederick Chopin, 200. doğum yıldönümü olan bu yıl, başta doğduğu ülke Polonya olmak üzere, bütün dünyada anılıyor. Genç denilebilecek bir yaşta, 39 yaşında ölen Chopin, 1810‘da Varşova yakınlarında orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Altı yaşında müziğe başladı, yedi yaşında ilk bestesini yaptı, sekiz yaşında ilk resitalini verdi. 1830‘da ülkesini terk ederek önce Viyana‘ya sonra Paris‘e taşındı. Fransız yazar George Sand‘la yaşadığı aşk müziğine de yansıdı. Chopin‘i hayatıyla da daha yakından tanımak isteyenler için bu pek çok kitap yayımlanıyor.
Aydın Büke tarafından hazırlanan Chopin / Tuşlara Adanmış Bir Yaşam adlı biyografi ve Andre Gide‘in kaleme almasından 60 yıl sonra, Türkçe yayımlanan Chopin Üzerine Notlar bunlar arasında yer alıyor. Can Yayınları‘ndan çıkan kitabı Fransızca aslından Ömer Bozkurt çevirmiş.
Nobel Ödüllü yazar Gide, müzikolog olmadığı halde müzik üzerine yazılmış en değerli eserlerden biri olarak kabul edilen kitabında, bestecinin tercih ettiği eserlere dair kişisel yorumları yapıyor.
Gide‘e göre Chopin‘in müziğinin her zaman alçak sesle yorumlanması gerekiyor. "Çünkü," diyor Gide, "Kendisini dinleyebilmiş olanların anlattıklarına göre Chopin de böyle çalarmış. Her zaman, en dolgun sesin berisinde kalırmış; demek istediğim, hiçbir zaman piyanonun sesini sonuna kadar zorlamaz ve bu nedenle de çoğu zaman dinleyicilerini hayal kırıklığına uğratırmış. Dinleyiciler paralarının karşılığını alamadıklarını düşünürlermiş."