Dergi Fuarına Davetlisiniz

Etkinlikler
Türkiye’deki dergicilik tarihini gözler önüne seren, edebiyattan sanata, tasavvuftan tarihe kadar geniş bir yelpazedeki yayını, bir bütün halinde izlenime sunan ”1. Türkiye Dergi FuarıR...
EMOJİLE

Türkiye’deki dergicilik tarihini gözler önüne seren, edebiyattan sanata, tasavvuftan tarihe kadar geniş bir yelpazedeki yayını, bir bütün halinde izlenime sunan ”1. Türkiye Dergi Fuarı” ziyaretçilerin ilgisini bekliyor.

Türkiye Dergi Editörü ve Yayın Yönetmenleri Birliğince, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Kültür Merkezi’nde açılan fuarın organizatörlerinden Mahmut Bıyıklı, ”1. Türkiye Dergi Fuarı”nın bu yıl Türkiye’de ilk kez gerçekleştirildiğini, kitap fuarlarına aşina olan okurların bu fuarda, yayın hayatına devam eden 40’a yakın derginin faaliyetleri, editörleri, yazarlarıyla 4 gün boyunca bir araya geleceğini ifade etti.

Türkiye’de okumayla ilgili bütün alanlarda olduğu gibi dergicilik sektöründe de bazı sıkıntıların yaşandığını anlatan Bıyıklı, ”Dergilerde öncelikli olarak dağıtım sıkıntısı var. Dergiler okuruna ulaşamıyor, bayilere gidemiyor, bazı şehirlerde kitapevlerine gitme problemi oluyor. Dergiler gittiği zaman geri dönüşü ya da mali olarak paylaşım sağlıklı olarak yerine getirilemiyor. Ayrıca dergilerin içerik, personel, kurumsallaşma ve tanıtım sorunlarıyla ilgili birçok sorunu var” dedi.

Bu fuarda 4 gün boyunca dergilerin temel meselelerine de eğileceklerini ve çözüm yollarını araştıracaklarını ifade eden Bıyıklı, şunları kaydetti:

”Birçok dergi çıkıyor, gazetelerin kültür sayfalarında, televizyonların kültür bölümlerinde kendilerine yer bulamıyorlar. Kapalı bir alanda çıkıp, kapalı bir devre halinde okuyucuya ulaşıyorlar ya da ulaşamıyorlar, kapanıyorlar. Türkiye’deki reklam pastasının hiçbir zaman büyük bir kısmını dergiler almamış. Genel alanda bir paylaşım yaptığımızda, çok küçük bir rakam dergi reklam alanında kendisini bulmuş. İçerik ve görsel anlamda, değişen bir zaman var, akan bir hayat var. Bu akan hayatın canlılığı, zamanın renkliliği dergilere tam yansımıyor. Editoryal zihnin daha gelişmesi, çağa uygun dergiler çıkarması adına fikir birliktelikleri oluyor. İçerikteki yenilik, görsel tasarımdaki uzmanlık da her geçen gün değişiyor.”

Mahmut Bıyıklı, bu tür sorunların zamanla aşılabileceğini, ancak dergiye, yayın dünyasına yön verecek ilgililerin daha fazla kafa yorması ve çözümler üretmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye’de yayın yapan dergi ve gazete sayısının 6 binin üzerinde olduğunu anlatan Bıyıklı, bu dergilerin içinde sektörel, edebiyat, sanat, fikir, bilim dergilerinin yer aldığını anlattı. Bıyıklı, gazeteler çıkarıldığı zaman dergi sayısının 5 bini bulduğunu belirtti.

Türkiye’de 600 bin, 150 bin, 70 bin, 30 bin abonesi olan dergilerin bulunduğunu dile getiren Bıyıklı, ”Bu dergilerin çok olmaları, çok alındığından değil. Dergiler kendi içerisindeki sistemlerini o yönde kurmuşlar. Kurumsallaşmalarını abonelik üzerinden kurmuşlar ve onların değişik kitleleri var ve o kitlelerine ulaşabilmişler. Ama aslında asıl dergi okuru, dergiyi gidip bir kitapçıdan, bir bayiden alan okurdur ki o has okur, o kaliteli okur dediğimiz üst seviyedeki okur çok az. Bu okurlar genellikle edebiyat, kültür, güncel aktüel dergileri takip ederler. O okurlar da bin ila 500 arası” diye konuştu.

”TÜRKİYE BİR KAPANMIŞ DERGİLER CENNETİ”


Fuar kapsamında açılan sergilerden en ilgincinin, ”kapanmış dergiler sergisi” olduğunu ifade eden Bıyıklı, ”Türkiye bir kapanmış dergiler cenneti. Yıl 1 Sayı 1, Yıl 1 Sayı 2 diye birçok hüzünlü dergi logosuyla karşılaşabiliyoruz. Türkiye’de dergi anlamında kaybedilmiş birçok savaş var. Birçok dergi kapatılmış, editörü, yazarı suskun hale gelmiş durumda” dedi.

Fuarda yayın hayatına devam eden ve yayın hayatına hüzünlü bir şekilde veda etmiş dergilerin okuyucuyla buluştuğunu belirten Bıyıklı, ”Bizim duamız, ümidimiz bütün dergilerin yaşayan dergiler stantlarında olması, kapatılan dergiler kısmının daha az olması. Ama bir Türkiye gerçeği olarak görüyoruz ki kapatılan dergiler bölümümüzdeki dergiler daha çok, yaşayan dergiler bölümündeki dergilerin sayısı daha az” diye konuştu.

”ÇOCUK DERGİLERİ YAYIN HAYATINA SESSİZCE VEDA ETTİ”


Mahmut Bıyıklı, fuarda bütün dergi kategorilerindeki dergilerin sergilendiğini ve içeriklerinin de çok zengin olduğunu belirtti.

”Türkiye’de çok kaliteli, belki de 100 yıl sonra araştırmacıların ortaya çıkaracağı çocuk dergileri, sessiz bir şekilde yayın hayatına veda etti” diyen Bıyıklı, şunları anlattı:

”Mavi Kuş dergisi, içeriği, tasarımı özgün, günümüz çocuklarının anlayabileceği bir dergiydi. 2.5 yıl devam etti yayın hayatına. Yeni Dünya dergisinin bir yan kuruluşu olarak yayın yapıyordu. İstenilen oranda kurumsallaşıp, istenilen oranda kendi ekonomik iktidarını ya da hüviyetini kazanamadığı için kapanmak zorunda kaldı.

Selam dergisi ise bir neslin yetişmesinde büyük emeği olan bir dergi. Bugün birçok yazarın söyleşisine baktığınızda, (Yazarlığa ilk adımı nerede attınız?) diye sorulduğunda (Selam) dergisinin ismini çok duyarsınız. Selam, Can Kardeş dergileri, birçok yazarın yetişmesinde emeği olan dergiler. Türkiye Çocuk dergisi de 1980-1990 kuşağındaki birçok çocuğun, edebiyatla, dergiyle, sanatla tanışmasına vesile olmuş dergiler. Birçoğu yaşıyor, ama birçok çocuk dergimiz yayın hayatına veda etmek zorunda kaldı.”

Mahmut Bıyıklı, çeşitli nedenlerle yayın hayatına son veren dergiler arasında ”Vaha”, ”Düşünce”, ”Gül Çocuk”, ”Edebi Pankart”, ”Rumeli Kültürü”, ”Düş Çınarı”, ”Biat”, ”Sonbahar”, ”İslami Araştırmalar” ve ”Fidan” dergilerinin de yer aldığını söyledi.

Bugün Türkiye’de okuma oranının nasıl arttırılabileceğinin konuşulduğunu anlatan Bıyıklı, ”Anaokulundan itibaren çocuk, dergiyle tanışmalı ki sonraki yıllarında dergiyle, kitapla, başka bir yayınla bütünleşsin. Bunu tabana indirmemiz gerekiyor, bunu tabana indirmenin yolunun, çocuk dergileri olduğunu bildiğimiz halde, Türkiye’deki çocuk dergilerinin sayısı parmakla gösterilecek kadar çok az” dedi.

Bıyıklı, fuarda yayın hayatına devam eden 40 derginin yer aldığını, bunlar arasında 34 yıldır yayın hayatına devam eden ”Türk Edebiyatı”, 30 yıldır okuyucuyla buluşan ”Dergah” ve ”Altınoluk”, 250’inci sayısına ulaşan ”Yedigün” dergilerinin ilgi çektiğini belirtti.
 

Mamut Bıyıklı, ”Yüce Devlet”, ”Tarlayolu”, ”Hanzala”, ”Çekirdek” adlı fanzin (Farklı yöntemlerle çoğaltılan örnekleri olmakla beraber genellikle fotokopi aracılığı ile çoğaltılarak, satış amacı güdülmeden dağıtılan yayınlardır. Dergiden,süreli yayınlardan, ayrı olarak, süresi belirsiz olarak çıkar ve daha amatörce hazırlanır) dergilerin de okuyucuyla buluştuğunu söyledi.