Ahmet Doğru’un haberi
Hayali bir ‘Kırklar Meclisi’ kuran Prof. Dr. Mustafa Kara, Bursa’dan bir şekilde yolu geçmiş, Bursa’yı yazıp çizmiş, bu şehirde iz bırakmış ya da bu şehirden kendisinde izler kalmış kırk ismi, "Bursa’da Kırklar Meclisi" adlı kitapta anlatıyor. Evliya Çelebi ile başlayan kırkların son postunda ise hayattaki bir ilim adamı, Prof. Dr. Süleyman Uludağ oturuyor.
Şah Hatayi’ye ait, ilahi olarak da çokça söylenen bir nefestir: "Vardım kırklar yaylasına/ Gel beru hey can dediler/ Yüz sürdüm ayaklarına/ Gir işte meydan dediler." Gerçekte olmuş mudur, sözün gelişi mi söylenmiştir bilmeyiz, kırklar meclisine varışını, kırklar tarafından karşılanışını anlatır. "Şah Hatayim nedir halin/ Dua edip kaldır elin/ Kesegör gıybetten dilin/ Cümlemiz yeksan dediler." mısralarıyla sona erer. Şah Hatayi, bilmeyenler için söyleyelim, Şah İsmail’in mahlası; hani şu Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran’da mağlup ettiği Şah İsmail’in. Kırklar ise yeryüzünde vazifeli kırk Allah dostu. Esasen kırk sayısı farklı bir tecelliye mazhardır. Hazreti Musa (as), Tur dağında kırk gün kalmıştır. Cenabı Fahr-i Kâinât Efendimiz (sas) kırk yaşında risaletini tebliğ ile vazifelendirilmiştir. İnsan, kırk yaşında ruhen kemâle erer. Örnekler çoğaltılabilir. Prof. Dr. Mustafa Kara da Bursa Kültür AŞ tarafından yayımlanan kitabında Bursa’da bir Kırklar Meclisi topluyor. Bursa’dan bir şekilde yolu geçmiş, Bursa’yı yazıp çizmiş, bu şehirde iz bırakmış ya da bu şehirden kendisinde izler kalmış kırk ismi, "Bursa’da Kırklar Meclisi" adlı kitapta anlatıyor.
Mustafa Kara’nın Kırklar Meclisi, "Bursa ruhaniyetli bir şehirdir" tespitinin sahibi Evliya Çelebi ile başlıyor. Murad Hüdavendigâr, Hüseyin Vassaf, Ahmed Gazzî, Lamiî Çelebi, M. Şemseddin Canpek, Süleyman Çelebi, İbnülemin, Mehmed Âkif, Süheyl Ünver, Bandırmalı Tatlıcı Ali Efendi, Yakup Kadri, Şeyhülislam Abdülaziz Efendi, Abdülbakî Gölpınarlı, Hasan Âli Yücel, Bursalı Mehmet Tâhir, Hazreti Üftade, Kerküklü Mehmed Emin Efendi, Mısrî şeyhi Şemseddin Efendi, Kâzım Baykal gibi isimlerle devam ediyor. Kara, bu şahıslardan her birinin hayatıyla ilgili bilgiler veriyor, Bursa ile alâkalarını anlatıyor, tanışmışsa hatıralarını aktarıyor, bizzat çektiği resimleri paylaşıyor.
"MECLİSİMİZ, MİLLETLERARASI BİR MECLİSTİR"
Kimi edebiyat dünyasından, kimi gönül âleminden, kimi ilim erbabından kırk kişi, Bursa’da hayali bir mecliste dile geliyor. Uzak ve yakın tarihte güzerân edenlerden müteşekkil Kırklar Meclisi’nin son postunda ise hayattaki bir ilim adamı oturuyor: Prof. Dr. Süleyman Uludağ. Mustafa Kara, kitabını, yaşamakta olduğu ve ecdadının yaşadığı şehrin ihyası için büyük gayretler gösteren kıymetli bir Bursalıya, Eşrefoğlu Mehmed Safiyyüddin Erhan Beyefendi’ye ithaf etmiş.
Kırklar Meclisi’nin açılış ve kapanış konuşmaları da var tabii ki. Açılışta "Beş Şehir"de Bursa’ya yer ayıran Tanpınar’a, kapanışta "Osmanlıyı Kuran Şehir: Bursa’ya Şehrengiz" kitabının yazarı Mustafa Armağan’a söz verilmiş. "Şimdiye kadar gördüğüm şehirler içinde Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başkasını hatırlamıyorum. Fetihten 1453 senesine kadar geçen 130 sene, sade baştanbaşa ve iliklerine kadar bir Türk şehri olmasına yetmemiş, aynı zamanda onun manevî çehresini gelecek zaman için hiç değişmeyecek şekilde tespit etmiştir." diyerek başlıyor Tanpınar konuşmasına.
Bursa’da toplanan ‘Kırklar Meclisi’nde yer alan, bazıları da zaman zaman katılıp fikir beyan eden isimlerin geldikleri memleketlere bakınca Şah Hatayî’nin "Cümlemiz yeksan (bir) dediler" sözünün anlamını bir cephesiyle anlıyorsunuz. Emir Sultan, Buharalı; Ahmed Gazzî, Gazzeli; Abdüllatif Kudsî, Kudüslü; Ahmed Efendi, Şamlı; İsmail Hakkı Bursevî, şimdi Bulgaristan sınırları içindeki Aydoslu; Hüseyin Çelebi, Yemenli; Mehmed Emin Efendi, Kerküklü; Mehmed Nuri Efendi, Hindistanlı; Ahmed Efendi, Heratlı; Geyikli Baba, Azerbaycanlı; Ahmed Hüsameddin Efendi, Dağıstanlı; Ali Rıza Efendi, Atinalı; Abdullah Bosnevî, Bosnalı; Tatlıcı Ali Efendi, Üsküplü; Abdülkadir Cezayirî, Cezayirli; Ahmed Sunûsî, Libyalı; Abdülkadir Belhî, Belhli… Bu durumu Mustafa Kara, "Meclisimiz, milletler arası bir meclistir." cümlesiyle açıklıyor ve kitabın alanında bir ilk çalışma olduğunu söylüyor: "Bursa’da kırklara karışan daha nice insanımız vardır. Elinizdeki kitabı, konu ile ilgili ileride Bursa’ya âşık kimseler tarafından yazılacak kitapların bir önsözü olarak düşünebilirsiniz."
Üçler, yediler, kırklar demine devranına Hû diyelim…
Zaman Gazetesi