Şiirini besleyen hayatın kendisi

Kitap
Suavi Kemal Yazgıç, yenişiir kitabı “Heves”te yeryüzüne avuç içi kadar bir coğrafya gözüyle bakıyor ve bir hevesten bir hevese sürüklenerek gövdesini hayata karşı dirençli kılıyor.. İnsan,...
EMOJİLE

Suavi Kemal Yazgıç, yenişiir kitabı “Heves”te yeryüzüne avuç içi kadar bir coğrafya gözüyle bakıyor ve bir hevesten bir hevese sürüklenerek gövdesini hayata karşı dirençli kılıyor..

İnsan, hayat denen keşmekeşte yaşayıp giderken dünyada gördüğü her şeye bir hevesle sarılır. Çünkü
yaşamanın ve hayata sarılmanın en önemli basamaklarından biridir heves. Suavi Kemal Yazgıç, Profil
Yayınları arasından çıkan yenişiir kitabı Heves’te yeryüzüne avuç içi kadar bir coğrafya gözüyle bakıyor ve bir hevesten bir hevese sürüklenerek gövdesini hayata karşı dirençli kılıyor.


Münacatla sözle başlamak…

Başlamak önemlidir. İyi bir başlangıç ise daha da önemlidir. Kişi; duruşunu, direnişini, söze verdiği gücü
başlangıçta ipuçlarıyla karşısındaki kişilere sezdirmek ister. Bunun sezilmesi demek, şairin duruşunun
pekişmesi anlamında önemli bir ilk adımdır.

Suavi Kemal Yazgıç’ın Heves’i münacatla söze başlıyor. Sözlerin en güzelini O’na göndermek, sözlerin en güzeliyle Yaradan’a yönelmek güzelliklerin en güzelidir. Yazgıç aslında münacatla sözü açarak hevesinin ne yönde olduğunu da böylelikle göstermiş oluyor. Heves ki bazen insanı olmadık yollara düşürebilir ama söze “rabbim bana bir cümle / öğret ki amel edeyim” diye başlayan için bütün yolların hayra çıkmaması düşünülemez. Münacatla başlayan kitabın ikinci seslenişi naat. Yerli yerinde bir tavır bu. Şair en gür sedadan sesleniyor yüz akıyla ve bütün azalarıyla; “efendime yetişmek için bir adım / efendimi dinlemek için iki kulak / efendimi söylemek için iki dudak / efendimi yazmak için on parmak”

Söz, söz sahibini anlatmak içinse o zaman daha bir güzelleşir. En güzel halini alır. Yazgıç’ın şiirleri de bundan bereketini alıyor. Mümin bir tavırla şiirlerini inşa ediyor şair. Hesabını verebileceği sözlerin ardına düşerek en güzel hevesini gerçekleştiriyor. Biliyor ki söz öze dönüşürse ve güzeli anlatırsa asıl anlamına bürünür. Şiirde dünyaları anlatıyor. Az söze çok anlam yüklemek şiirin şiarındandır. Şair, sözü ne kadar temkinli kullanırsa şiirinde o denli has sözcükler kullanmış olur. Suavi Kemal Yazgıç, şiirinde anlattığı geniş coğrafyaya, uçsuz bucaksız dünyaya rağmen sözü çok temkinli kullanan bir şair. Sözü uzatmadan, şiiri tadında bırakarak meramını anlatıyor.

Bir bakıyoruz çöldeyiz, bereket yağıyor çölün kumlarından. Birden yağmura tutuluyoruz İstanbul gibi. Bir nefeslik mersiye ve içimizde oturan bir heves. Sözü uzatmadan ve yormadan yapıyor şair bütün bunları.

Şair, hayatın içinden bir şiirin kurgusunu yine hayattan kendine has örneklerle veriyor. Şiir hayatın kendisiyse o zaman yaşadığımız her şey de şiirin içinde yerini almalı. Yazgıç’ın şiirine baktığımızda bunu açıkça görüyoruz. Kandillerdeki mesaj trafiğinden, kahkahası yankılanan bir karanlık ve zamanlı zamansız itiraflar kendine yer buluyor şiirde. Şair bunları dile getirirken konuşma dilinin rahatlığını da içten bir üslupla kullanıyor.

“Şiir şairin aynası” sözüne Suavi Kemal Yazgıç’ın şiiri iyi bir örnektir. Kendisi gibisessiz ve derinden bir şiirin kapılarını açan şair, bu sessizliğini bozmadan bazen lirik bir duyarlılıkla “bürünerek mesafelerin en
aşılmazındayım / sana en yakın noktada” derken bazen de en gür sedadan “belki de taş kesilmiş
yüreğimize / dokunamayız ellerimizle” diyerek yeryüzüne heybetli notlar bırakmayı da ihmal etmiyor.
Dünyaya mizahi bakış, kelimelerle muhatabınısarsma ve dünyevî olandan çöllerin kalbine bir yolculuk
Heves’te karşımıza sık sık çıkıyor. Yazgıç hayatla olan irtibatını koparmadığı müddetçe sağlam kuşanılmış bir şiirin kalbine dokunuyor. Onun şiirini besleyen hayatın kendisidir. Hayalse ancak bir masalın sayfalarındadır ancak.

HEVES, SUAVİ KEMAL YAZGIÇ, PROFİL KİTAP

Mustafa Uçurum
Dünya Bizim