Savaş sonrası Alman edebiyatının önemli isimlerinden Martin Walser, kırmızı kaplı not defterini, Almanya’nın Innsbruck kentinden Friedrichshafen’a giderken trende unuttu. Alman demiryolları bütün çabalarına rağmen, sanatçının yazmayı planladığı roman ve denemelerine esas teşkil edecek notlarının bulunduğu defteri bulamadı. Bunun üzerine Walser’in kitaplarını basan Rowohlt Yayınevi defteri bulana 3.000 Euro ödül vereceğini açıkladı.
Son bir yıl içerisinde Şikago, Paris, Londra, Kopenhag, Helsinki, Brüksel, Luksemburg gibi kentleri ziyaret eden 85 yaşındaki yazar, bu şehirlere dair hislerini ve deneyimlerini kaybolan defterine kaydetmişti.
Martin Walser yazmayı düşündüğü yeni romanının 200 sayfalık bölümünün de aynı defterde bulunduğunu belirtti. “Defterimi bulan bu notlarla ne yapabilir bilemiyorum” diyen yazar, defterine neden adını adresini yazmadığı sorusuna da “Defterimi kaybetmeyi planlamamıştım ki. Yazarlar yazmadan seyahat edemezler. Ben de öyle yaptım. Ve sonra notlarını aldığım hayatımı trende bıraktım!” şeklinde yanıt verdi. Yazar notları olmadan yazmaya çalıştığını ama beceremediğini, çünkü kaybettiklerinin bıraktığı boşluğun giderek büyüdüğünü de sözlerine ekledi. “Almanya belki pop starını ararken bir yazarın not defterini bulur” diyerek espri yapan Martin Walser, bunun kendisi için bir “kurtuluş” olacağını söyledi.
Walser, bugüne kadar 22 romanın yanı sıra, birçok öykü, tiyatro ve radyo oyunu ile deneme yazdı. Eserlerinin çoğu Almanya’nın toplumsal tarihinin kroniği olma özelliği taşıyan yazar, romanlarının başkişilerini de genellikle küçük burjuva ya da orta sınıftan kendi benliğini bulma çabasına yenik düşmüş bireyler, başarısız, anti-kahramanlardan seçer. Yazarın Türkçeye çevrilen eserleri arasında Yamalı Evlilikler, Fink’in Savaşı, Birbirimiz Olmadan, Bir Pınar Gibi, Av, Güzelin Bedeli ve Anlatacaklarım Daha Bitmedi sayılabilir.
Fulya Canşen
ntvmsnbc