Kapı’dan Atasözleri Piyasada

Kitap
Nurettin Albayrak tarafından hazırlanan 1140 sayfalık “Türkiye Türkçesinde Atasözleri” kitabında tam 18 bin 838 atasözü var. Hayat hızla akıp geçer, içinde yaşadığımız kültür sürekli yeni baştan şekil...
EMOJİLE

Nurettin Albayrak tarafından hazırlanan 1140 sayfalık “Türkiye Türkçesinde Atasözleri” kitabında tam 18 bin 838 atasözü var.

Hayat hızla akıp geçer, içinde yaşadığımız kültür sürekli yeni baştan şekillenirken, bu değişimden dilimiz de nasibini alıyor elbette. Bir yandan İngilizce sözcüklerin günlük kullanımı iyice eline geçirmesi, diğer yandan teknoloji nedeniyle değişen ifade biçimlerimiz bu değişimi hızlandırıyor.

Bunlar hepimizin bildiği konular, lafı fazla uzatmanın, bilineni yeni baştan tekrarlamanın anlamı yok.

Peki hiç düşündünüz mü, zenginliğiyle övündüğümüz ve bozulmasından korktuğumuz Türkçenin bu söz konusu zenginliği acaba nereden geliyor?

Bu sorunun cevabını merak edenler ve bu zenginliğe yakından bakmak isteyenler için çok değerli bir kaynak var artık elimizde. Tam 1140 sayfalık bir sözlük bu. Çoğu halk edebiyatı alanında çok sayıda makalesi ve eserleri bulunan akademisyen Nurettin Albayrak’ın uzun bir zaman dilimi içinde, çok titiz bir çalışma sonucunda derlediği “Türkiye Türkçesinde Atasözleri”nde; yazar A’dan Z’ye tam 18 bin 838 adet atasözüne orijinal biçimiyle yer veriyor ve anlamını açıklıyor.

Sözlüğün tek işlevi bu da değil, atasözü kavramını her yönüyle ele alıp, pek de farkında olmadığımız bu zenginliğimize dikkat çekmeyi ve sahip çıkılmasını amaçlıyor. Kuşkusuz bir yandan da kültürümüzün önemli parçalarından biri olan atasözlerinin, daha fazla bozulup, unutulup gitmeden yarınlara kalması misyonunu da üstleniyor.

 

İddialı yorumlar var

Atasözlerine günümüzde hak ettiği değerin verilmemesi, üstelik hızla kaybolup gitmeleri konusunda bir hayli dertli olan Albayrak; çalışmasının sonuç bölümünde şu sözlere yer vermeden de edemiyor:

“Bir milletin sosyokültürel hayatını yansıtan ürünler içinde atasözleri büyük bir öneme sahiptir.
Bundan dolayı Batı’da atasözleri üzerinde yapılan çalışmalar parömiyoloji (atasözübilimi) adı altında bir bilim dalı olarak kabul edilmiş ve bu ürünler üzerinde bilimsel yöntemlerle pek çok çalışma yapılmıştır. Yeryüzündeki en eski milletlerden biri olan Türklerin sosyokültürel hayatını hemen bütün yönleriyle ve sayıları binlerle ifade edilebilecek atasözlerinde görmek mümkündür.

Bu kadar zengin bir kültür varlığına sahip olunmakla beraber, atasözleri üzerinde bugüne kadar yeterli çalışma yapıldığını söylemek mümkün değildir. Yapılan çalışmaların büyük bir kısmı, atasözlerinin tamamı göz önünde bulundurulduğunda, hem sayı olarak çok az hem de birbirinin kopyası olmaktan öteye geçememiştir.

Bu derleme çalışmalarının üzerinde durulması gereken bir yönü de atasözlerinin büyük bir kısmının yanlış ya da eksik olarak yazıya geçirilmesi, atasözünün ne söylemek istediğinin anlaşılmaz hale gelmiş olmasıdır.”

 

Her bir atasözü numaralı

Türkiye Türkçesinde başlangıcından bugüne kullanılan atasözleri üzerinde kapsamlı bir çalışma olması iddiasıyla hazırlanan kitabı için Albayrak; söz konusu alanla ilgili eser, dergi ve gazeteleri büyük bir titizlikle taramış, pek çoğu yazıya yanlış geçirilmiş olan atasözlerini düzeltmiş ve bunlara çeyrek yüzyılı aşan bir süreden beri kendi derlemeleri olan atasözlerini ilave etmiş. Sonuçta, tekrar edilenlerle birlikte bu çalışma sonucu üzerinde durulan söz varlığı 100 bini geçmiş.

Sözlüğün “İnceleme” bölümünde atasözlerinin tanımı, teşekkülü ve tarihçesi üzerinde duruluyor. Bugüne dek konuyla ilgili yayımlanan eserlerden tek tek bahsedilmekle kalınmayıp, eleştirilerde de bulunuluyor. Ardından atasözlerinin genel özelliklerine, başlangıçtan beri tartışma konusu olan atasözü-deyim, atasözü-vecize- kelam-ı kibar ayrımına yer veriliyor.

İncelemenin son bölümünde atasözlerinin biçim özellikleri, cümle yapısı, manzum görünümlü atasözleri, temsili atasözleri üzerinde duruluyor. Son bölümde genel anlamda atasözleri ve Türkiye Türkçesinde atasözleri ile ilgili geniş bir bibliyografya hazırlanmış ve ardından da sözlüğün esasını oluşturan “Atasözleri ve Açıklamaları” bölümüne geçilmiş.

Bu bölümde 18 bin 838 atasözü, fonksiyonel bir indeks yapabilmek için 1’den başlanarak numaralandırılmış ve açıklamalarına yer veriliyor. Bu bölümün ardından atasözlerinin numarası esas alınarak oldukça geniş bir indeks hazırlanmış. Eserin son bölümünde ise küçük bir sözlüğe yer veriliyor.

Evet, ey okur, şimdi sıra sizde! “Ak akça kara gün içindir,” “Sakla samanı, gelir zamanı” gibi dilimizin zenginliği olan, pek çok hoş atasözünün kaybolmasını önlemek için onların değerini bilin; onları sohbetlerinizden, bu sözlüğü de kütüphanenizden eksik etmeyin!

En uzunu 18, en kısası 2 sözcük

En uzunlardan: İnanma yaz gününün yağmuruna, yağar yağar arkasından gün doğar; inanma dul karının ağıdına, ağlar ağlar gözüyle er dener.

En kısalardan: Vakit nakittir.

Soru-cevap cümleli: Berber saçım ak mı kara mı? Önüne düşünce görürsün.

Manzum görünümlü: Gavurun tembeli keşiş olur,
Müminin tembeli derviş olur.

Temsili: Deveye “Bir cümbüş yapıver” demişler de, yedi kazan sütü devirmiş, sonra da: “Çok şükür, bir kazasız çıktım işin içinden” demiş.

Psikolojik atasözleri: Atın iyisine doru derler, yiğidin iyisine deli derler.
Deliyi düğüne davet etmişler, “Burası bizim evden iyi” demiş.
Halının tozu biter, delinin sözü bitmez.

“Türkiye Türkçesi Atasözleri”nden neler öğreneceksiniz?

Darb-ı mesel nedir?

Klasik edebiyat döneminde, sözlüklerde karşılığı atalar sözü, atasözleri, atasözü olarak verilen darb-ı mesel kelimesi tercih edilirdi. Darb-ı mesel, aslında “mesel getirmek, duruma uyan yaygın bir söz ya da bir atasözü söylemek” anlamında kullanılır.

Atasözlerini kısaca nasıl tanımlayabiliriz?

Atalarımızın yüzyıllar içindeki deneyim ve gözlemlerine dayalı düşüncelerini öğüt ya da yargı şeklinde nakleden, doğrulukları kesinlik kazanmış anonim, kısa ve özlü sözlerdir.

O halde deyim nedir? İkisi çok karışıyor da…

En az iki kelimeden oluşan, bu kelimelerin büyük ölçüde mecazlı bir anlatımla kullanıldığı ve bir kavramı ifade etmek için kurulmuş özel bir anlatım kalıbı, tabir.

Atasözü ve deyim arasındaki farkı anlamak için örnekler olsa?

Deyim: Atın yerine eşek bağlamak

Atasözü: Atın yerine eşek bağlanmaz.

Vecize ve Kelam-ı Kibar ne ola ki?

Vecizeler de atasözleri gibi özlü, kısa ve etkili bir anlam ve anlatıma sahiptirler. Ancak aralarındaki en önemli fark, atasözleri anonim olduğu halde, vecizelerin söyleyenlerinin bilinmesidir.

Halk arasında “büyük ve ulu söz, büyüklerin söylediği söz” anlamında kullanılan kelam-ı kibar ise daha çok velilerin, ulu kişilerin, büyük devlet adamlarının, ahlakçıların söylediği atasözü ve vecize gibi özlü sözlerdir.

Hemen örnek verelim:

Vecize: Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. (Cervantes)
Kelam-ı Kibar: Adalet mülkün temelidir. (Hz. Ömer)