HECE TAŞLARI’nın 4. Sayısı çıktı

Kitap
“HECE TAŞLARI” Eskişehir Odunpazarı kaynaklı aylık olarak yayınlanmakta olan bir şiir dergisi. EDEP BAYRAĞI İnsan ikinci kırkını çıkardıktan sonra hatıralarının “arapları” arasında geçmişe...
EMOJİLE

“HECE TAŞLARI” Eskişehir Odunpazarı kaynaklı aylık olarak yayınlanmakta olan bir şiir dergisi.

EDEP BAYRAĞI

İnsan ikinci kırkını çıkardıktan sonra hatıralarının “arapları” arasında geçmişe doğru seyrüsefere çıkmak ister. Hangi hatıra yüreğini kanatlandırır, hangi hatırada yüreğinde bir yerlerin kanadığını hissederek derinden bir of çeker ama karşısında yıkılacak bir dağ göremez.

Huma kuşu yükselerde seslenmez, lambada titreyen alev üşümez,incecikten bir kar yağmaz, mezarın üstünde çakırdikeni,bitmeyince gönül yârdan ayrılmaz, yazanlar yazarken mecnun kitabın, seninkini ürüzgâra yazmazlar…

Efkâr barometrenizi yükselttiysem özür dilerim. Sözün arasına türküleri içyazı olarak girdiğime içten içe kızabilirsiniz ama üşüyen yüreğinizi kızdıracak, sizi kendinize getirecek, kendinize geldiğinizde bir dostunuza götürecek yetik sözlerden ruhunuza gıda ikram etmeme de müsaade etmemezlik etmezsiniz herhalde.

Anlam kaymasına uğratılan sözlerden, tebessümün yerini alan sırıtmalardan, konuşurken muhatabının cevap hakkını da kullanarak konuştuğumuzun farkına ne zaman varacağız?

Herkes dilinde bir iğ ile söz eğirip duruyor. Sözü gümüş, sûkutu altın suyuna ne kadar batırırsak batıralım hakiki söz ve sûkut değerini hiçbir zaman yitirmeyecektir.

Geleneği olmayan hiçbir şeyin geleceği de olmaz. Bizden önce yaşamış, bize bir gelenek bırakmış olan söz ustalarının yüreğimize açmış olduğu edep sofrasında yüreğimizi doyurma gayretindeyiz.

İnsanın ikinci kırkını çıkarmasıyla birlikte hayatında hissettiği değişiklikler aslında kendisinden önce ve kendisinden sonra „ne yapıyorum ve ne yapacağım‟ sorusunu kendisine sormasıyla birlikte pişmek için fırına girmeye hazır hisseder kendini.

Dünya kurulduğu günden beri herkes bir hoş seda bırakabilmek için kendilerinden önce gidenlerin bu hoş seda bayraklarını kendilerinden sonrakilere bırakmak için nefislerinin üzerine basa basa koşarlar.

Yola çıkarken, yoldaşlarımın yolda çoğalacağına inanıyordum.Geriye bakarak hayıflanmanın yerine ileriye bakarak yeni sözler söylememiz gerektiğini biliyor, klasik hecenin kalıplarından faydalanarak serbest hece ile şiirler yazılacağını söylüyor ve yoldaşlarımın da bu yolda olmalarını arzuluyorum.

Ne mutlu hece taşlarını döşeyen, bayraklarını devraldığımız bizden önde gidenlere. Ne mutlu bizden sonra bu edep bayrağını edebiyat surlarında dalgalandıracaklara… sunuş yazısı..

Hece Taşları’nın bu sayısına: Dilaver CEBECĠİ, Muaz ERGÜ,Mehmet KURTOĞLU,Halil GÜRKAN,Köksal CENGiZ,Ahmet ARSLAN,Habib KARASAKALLI,Mustafa BERÇiN,Âşık Cemal DİVANÎ,Fatma ARAS,Çağrı GÜREL,Mehmet DURMAZ,Yunus KARA,Muhammed BİZAR,Haşim KALENDER,Bekir URFALI,Mehmet GÖZÜKARA,Hasan Hüseyin CESUR,Mustafa OĞUZ,Bestami YAZGAN,Yusuf DURSUN,Fikret GÖRGÜN, Eyüp ŞAHAN,Mehmet AVŞAR,Nihat MALKOÇ,Hasan KONÇ,A.Vahap DAĞKILIÇ,Celâlettin KURT,Muhsin İlyas SUBAŞI katkıda bulunmuş.

HECE TAŞLARI’ndan iki şiir

ÇOCUK

Mustafa BERÇİN

Bahçemde kartopu oynayan çocuk

Elleri buz tutmuş farkında değil

Yüreği sevgiyle kaynayan çocuk

Zamanı unutmuş farkında değil

Bilirim ki kardan beyaz yüreği

Andırıyor gökte uçan meleği

Benekli benekli bir kelebeği

Çehresi kuşatmış farkında değil

Kar değil de kendi yağıyor sanki

İmrendim bakarken ona inan ki

Hayat öyle bir sır öyle nihan ki

Bizlere yaşatmış farkında değil.

Beresi atkısı yana savrulmuş

Kara gözler sanki çifte kavrulmuş

Yüreği ezelden Hakk‟a doğrulmuş

Şeytana taş atmış farkında değil

 

SEN DİYE DİYE

Fatma ARAS

Duvarlar boy vermez seni göreyim

Asılır ellerim sen diye diye

Yaban göze Çin setti mi öreyim

Dolanır tellerim sen diye diye

Yorgun kalem uğrayınca akına

Uzakları çekemedim yakına

Avcı kurdu gönül düştü fakına

Yoruldu dillerim sen diye diye

Bir deli tay iken seraba kandım

Gölgeler sularda ben sende yandım

Gülüşün merhemim olacak sandım

Çoğaldı çöllerim sen diye diye

Can dedikçe çığ düşürdün kanıma

Kara kışı hep yolladın yanıma

Ayaz kesti boran doldu canıma

Kurudu güllerim sen diye diye

Aslı benim kerem yok ki yanayım

Ferhat‟ın dağında seni anayım

Telaşlı kollara nasıl kanayım

Savruldu küllerim sen diye diye

HECE TAŞLARI/Aylık Şiir Dergisi /Yazışma Adresi: Ihlamurkent Mh. Kıvılcık Sk. F8/3 Odunpazarı/ESKİŞEHİR /Telefon: 0535 391 92 50 /hecetaslaridergisi@gmail.com