Dünyanın ve Osmanlı Devleti’nin gidişatını mukayese ederek devleti kurtaracak bazı tedbirler almaya çalıştı. Tarih sahnesindeki fonksiyonlarını tamamlamış olan yeniçeri ve sipahi ocaklarına alternatif olarak Nizam-ı Cedit ordusunu kurdu. Yaptığı ıslahat çalışmaları, savaşlar ve ekonomik zorluklar içerisinde
geçen saltanat devrinde beklenen neticeyi veremedi. Kendi hayatı da Alemdar Mustafa Paşa vakasıyla sona erdi. Ancak Sultan III. Selim’in ıslahat çalışmaları, kendisinden sonra gerçekleşecek yeni bir dönemin hazırlayıcısı oldu. Peki kendisini şehit eden asilerin kılıcına elindeki ‘ney’iyle müdafaaya çalıştığı rivayet edilen bu içli padişahın iç dünyasında neler yankılanıyordu?
Aylık kültür ve tarih dergisi Yedikıta’nın temmuz sayısında yer alan bir belge, eski ile yeni arasında köprü olan bu gayretli padişahın iç dünyasındaki samimiyeti âşikâr ediyor. Sadrazama vekalet eden sadaret kaymakamına yazdığı hatt-ı hümayunda III. Selim, devletin ve milletin çektiği sıkıntılardan yüreği sızlıyor, büyük bir tevekkül ile Allah’a sığınıp "Allah Kerim’dir" diyor. "İnşaallah bizi daima ağlatmaz bir gün de mesrur eder." diyerek ümidini ifade ediyor. "Baş başa verüp gece gündüz söyleşip" ifadesiyle meşvereti yani fikir alışverişini tavsiye ediyor.
III. Selim’in sadaret kaymakamına kendi el yazısıyla yazıp gönderdiği hatt-ı hümayunun metni şöyle: "Kaimmakam Paşa; Hak Teâlâ Hazretleri imdad eyleye. Allah, Kerim’dir. İnşâallah bizi dâimâ ağlatmaz, bir gün de mesrur eder. Baş başa verüp gece gündüz söyleşüp esbâb-ı zâhirde kusur etmeyesiz. Her ne muktezi ise nizam veresiz."
Zaman Gazetesi