Son yıllarda, işin özüne vakıf olmayan, popüler birçok yazarımsının sahip çıktığı ve bir rant olarak gördüğü "tasavvuf" mefhumu artık işin ehilleri tarafından anlatılıyor çok şükür.
Dr. Hamdi Tekeli, Tasavvuf Kültürüne Giriş adlı çalışmasında, tasavvuf ilminin mahiyetini açıklama ve tasavvuf kültüründeki yazılı kaynakları değerlendirme gibi temel konular üzerinde durarak ilgili okuyuculara önemli ve doğru bilgiler veriyor.
Uludağ Yayınları tarafından yayınlanan kitap, "mistisizm nedir?" sorusunun cevabından, tasavvuf kelimesinin anlamına, kaynağına, tasavvufun tarihine, işlevlerine, tarihten günümüze tesirlerine kadar birçok konu üzerinde akademik titizlikle hazırlanmış. Yazar ise çalışmasını şöyle tanımlıyor: "İslami ilimler arasında köklü bir maziye sahip olan ve toplumu bütünüyle kucaklamayı amaç edinen, Anadolu topraklarının vatan haline gelmesinde katkısı inkâr olunamayan tasavvuf kültürü ele alınarak, konu hakkında bilgiler sunmaktır."
Tasavvufu modern bir ritüel olarak görüp, İslamla bağdaştırmayan ve kaynağını başka mercilerde arayan işgüzarlara yazarın cümleleri cevap olacaktır.
"Tasavvufun kaynağını yabancı kültürlerde arama kaygısı, daha çok müsteşriklerin gayretleriyle ortaya çıkmış bir anlayıştır. İnsanlık tariniyle yaşıt olarak kabul edilen düşüncelerden birisinin de mistik düşünce olduğu gerçeğinden hareket edildiği zaman konunun anlaşılması daha kolaylaşacaktır. … müsteşrikler tarafından tasavvufun Yunan, Hind, İran, Mısır ve Yahudi mistisizminden etkilendiği düşüncesi öne sürülmüştür. … bu benzerliklerin insan fıtratından kaynaklanan özellikler olduğu hakikati ile çeşitli yerlerde, çeşitli dönemlerde yaşasa bile insanların belli ihtiyaçları ve temayülleri bulunduğu gerçeğini gözden kaçırmaktadırlar. Din duygusu tarih boyunca insan için nasıl ki kaçınılmaz bir gerçekse, rûhî hayat ve tasavvuf da insan için o derece önemlidir."
Ancak doğru bir gözle doğru bir yolun yolcusu olunur. Kitaplar da görme açımızı belirler. Zemin katın manzarasıyla, terasın manzarası bir olmaz herhalde.
Yeni Şafak