Gezgin Dergisi 5 Yaşında

Kitap
Geçtiğimiz ay, derginin 60. sayısında, kimilerimiz hiç gitmesek de ‘Bir Afrika Safarisi’ deneyimi yaşadık Gezgin’le. Bir ara Afganistan’ın evliya köyü Kızılayak’a düştü y...
EMOJİLE

Geçtiğimiz ay, derginin 60. sayısında, kimilerimiz hiç gitmesek de ‘Bir Afrika Safarisi’ deneyimi yaşadık Gezgin’le. Bir ara Afganistan’ın evliya köyü Kızılayak’a düştü yolumuz. Bir başka gün ise Hollanda’da rengârenk bir karnavala… Karadeniz’in göz bebeği Samsun’da, Nemrut’un zirvelerinde gezdik; duayen bir fotoğraf sanatçısı Hakkı Öcal’ı yakından tanıdık ve yalnız ağaçların dert ortağı olduk. Gezgin Dergisi, her sayısında dünya kadar yeri gezdiriyor meraklılarına. Bir şehrin en ücra köşelerine kadar geziyor, görülmeyeni fotoğraflıyor, bilinmeyeni anlatıyor Gezgin ekibi. Bu ekipte kimler var dersiniz? Derginin genel yayın yönetmeni Halit Ömer Camcı’yı yoğun gezi programı arasında İstanbul’da yakaladık. Bir gezginin hikâyesini dinledik kendi ağzından… Dergi için ‘Nice yıllara!’ deyince duygularını ifade ediyor Camcı: "Rüyaları çok severim. Çünkü yaşadığımız dar dünyanın sınırları içinde yıllarımızı alacak şeyler, burada hepi topu birkaç dakika sürer. Gezgin, bir rüyaydı. Ve gerçek oldu. 60 ay, 240 hafta, 7 bin 200 gün ve gecedir bu rüyayı görüyoruz biz…"

Şehri önce oku, sonra gez!

Halit Ömer Camcı’nın gezme merakı çocukken başlar. Ama hayatının ilk maceralı gezisi, liseyi Samsun’da okurken gerçekleşecektir. Aralarında Halit’in de bulunduğu altı kafadar, aileleri üniversite sınavına hazırlandıklarını düşünürken gezi planı yapar. Akşam 06.00’da trene binip, 12 saat süren bir yolculukla Sivas’a giderler. Akşama kadar şehri gezip, çok amatör makinelerle sayısız fotoğraf çekerler. Yine saat 6’da dönüş trenine binip evlerinin yolunu tutarlar. Camcı ilk gezisini tebessümle hatırlıyor: "Tren yolculuğu ve gezi inanılmaz eğlenceli geçti. Hatırası bol bir zaman dilimiydi hepimiz için. Yol için hazırlanan azıklar, eğlence, kahkaha, gürültü, şamata…"

Lise ve üniversite yılları hep böyle geçer. Üniversitede fotoğraf ve sinemayla ilgilenmeye başlar. İstanbul Üniversitesi Arşivcilik Bölümü’nden mezun olur ve kısa bir süre sonra pasaportunu çıkarttırır. İyi bir okuma kampının sonunda Ukrayna’ya gitmeye karar verir. Cebinde çok az bir parası vardır. Gemiye binerek Odessa’ya gider önce. Arkadaşının yanında kalır ve şehir şehir gezer. Tren yolculuklarında çok iyi arkadaşlar edinir. Türkiye’ye döndüğünde, fotoğrafçılık, mesleği haline gelir. Reklam ajanslarına fotoğraflar çeker, bazı dergilerde fotoğraf editörlüğü yapar. Sonra kendisi gibi seyyah ve fotoğrafçılarla tanışınca, dergi çıkarma fikri gelir aklına. 2007’nin Şubat ayında Gezgin dergisinin ilk sayısı hazırlanır.

Derginin sadece bir çatısı vardı

Halit Ömer Camcı, Gezgin’in tek çatı altında yola koyulduğunu anlatıyor. Ekip başlarda iki-üç kişiyken, doğal bir genişleme meydana gelmiş! Büyük bir çatının altına özel dostlar girmiş zamanla. İş bölümü yapılmış, herkes bir işin üstesinden gelmeye çalışmış. Derginin sayfaları, seyyahların buluşma noktası haline gelmiş, kısa süre içinde. Şimdi hem yazarları var, hem usta fotoğrafçıları. Dünyanın dört bir yanında…

Kemal Can mesela, Los Angeles’ta yaşıyor. Dergide, ‘Gezginin Günlüğü’ diye bir köşesi var. Seyahat ettiği ülkelerdeki tecrübelerini aktarıyor. Yolculukla ilgili ne gerekiyorsa yazıyor. Matrak bir Türkçesi var. Tavsiyelerini internetten de keyifle okuyabilirsiniz.

Gezgi’nin tavsiyeleri…

Keyifli ve faydalı bir seyahatin birinci kuralı; ‘Aman ben konfor içinde olayım’ düşüncesinden vazgeçmek… Böyle olunca gezi daha verimli geçiyor. Halit Ömer Camcı’ya göre, hiç bilmediğiniz bir yerde, gecenin ayazında çadırda kalıp üşümek bir marifet… İkincisi; nerede olursa olsun, insanlarla temaslar kurmak gerekiyor. Burnu havada insan tipinden arınmakta fayda var. Diğer tavsiyeler ise şöyle: Mesela otelde yüzmeye gitmek yerine başka bir yerde yapma imkânınız olmayan aktiviteleri tercih edin. Uyumak istemeyin. Gece bile gezin, hayat orada kaça kadar devam ediyor; bunu gözlemleyin. Sabah erkenden kalkıp şehrin en doğru açısını görmek için kendinize bir araba ayarlayın. Mümkünse fotoğraflar çekin. Haritasız asla olmayacağını unutmayın. Bir de kalıbın dışına yani rutin gezi programlarının dışına çıkabilirseniz, sürprizleriniz olur. Karşınıza ne çıkacağını bilmemeniz, geziyi daha maceralı ve keyifli hale getirir.

Martta Çanakkale’yi gezmeye ne dersiniz?
Çanakkale’de neler alınır, ne yenilir?

Çanakkale’de balık ve deniz ürünleri yiyebilir, peynir helvası, Ezine peyniri alabilirsiniz. Ayrıca Truva çevresinin domatesi meşhurdur.

Bozcaada’da neler yapılabilir?

Dar sokaklar ve Arnavut kaldırımları arasında yürürken, beyaza boyanmış, rengârenk çiçeklerle bezenmiş Bozcaada evleri ve sokakları gezmek ayrı bir keyiftir. Rum Mahallesi tarafında Meryem Ana Kilisesi, Türk Mahallesi tarafında ise tarihî Alay Bey ve Köprülü Mehmet Paşa camilerini gezebilirsiniz.

Assos’ta neler alınır, ne yenilir?

Assos’ta balık ve deniz ürünleri yiyebilirsiniz. Özellikle Akropol’e doğru çıkarken yöresel ev mantısı, gözleme ve avcı böreği yiyebilirsiniz. Buradan el dokuması halı, kilim, heybe, patik gibi ürünleri, bölgeden toplanan limon kekiğini ve tezgâhlarda satılan dibek kahvesini alabilirsiniz. Ayrıca Ayvacık ilçesinin sucuğu meşhurdur.

Zaman Cumartesi