Gerçeklik Saplantısına İtirazım Var!

Kitap
Sinan Kaplan ‘Artık yeter!’ diyor genç yazar Ahmet Sait Akçay ve ekliyor ‘Mukavemet adlı kitabımda köhnemiş öykü anlayışlarına karşı yazmak istedim.’ 3. öykü kitabı Profil yayı...
EMOJİLE

Sinan Kaplan

‘Artık yeter!’ diyor genç yazar Ahmet Sait Akçay ve ekliyor ‘Mukavemet adlı kitabımda köhnemiş öykü anlayışlarına karşı yazmak istedim.’ 3. öykü kitabı Profil yayınlarından çıkan genç yazarın isyanına kulak kabartarak, Mukavemet’in arka planını konuşturk.

Yeni öykü kitabının adı niçin MuKaVeMeT? MuKaVeMeT neye karşı?

MuKaVeMeT’in birkaç karşılığı var tabi ki; öncelikle öyküdeki biçimselliğin kayboluşuna, klişelere, hikâye kurma sanatına ve en önemlisi günümüz öyküsünün gerçekçilik saplantına karşı bir direnç olarak okunmalıdır. Şunu vurgulamak isterim ki öykü biçimsellikten uzaklaştıkça kendi intiharını da gerçekleştirmiş olur. 30’lu, 40’lı yılların öyküsünü yeniden okumak istemiyorum, “Artık yeter” deme zamanı geldi de geçiyor.

Bu kitabında eleştirel ton sanki biraz daha sertleşmiş gibi görünüyor. Niçin?

Her iddialı metnin aslında eleştirel bir format taşıması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, edebiyatın yenisi, o güne kadar üretilen geleneği altüst etme çabasına girmek durumundadır. Öncü metinlerin önceki kuşaklarla ilişkisini bu çatışma üzerinden okumak lâzım. Kurmaca da kendi çizgisinde zikzaklarla, yeniliklerle ilerlemek durumundadır. Rus Biçimcilerden Victor Shklovsky’nin sözünü şöyle değiştirerek aktarayım: Her yeni metin, bir önceki metinlere yapılan saldırıdır.

Cümle yapılarında bilinçli deformasyon var. Neden tercih ediyorsun bunu?

Bunu şunun için tercih ediyorum, önceki kitaplarımda döneme eklemleme çabam vardı. Ancak edebiyatın da arsız bir tarafı vardır ki bana daha cazip geliyor, bu da bana göre edebiliğin ölçüsüdür yani biçimselliktir. Meydan okuma sahasıdır bir nevi. Ki edebiyat bana göre biçimin ta kendisidir, bu biçimse günümüzde belli bir hakikati, bütünlüğü değil bilakis o bütünlüğün zayıflığını ve hatta saçmalığını ortaya koymak durumundadır, yani bir deformasyona, daha teknik tabirle söylersem, yapıbozuma teşne olmak durumundadır.  Artık bir hakikati anlatan öykülerin devri bitmiştir.

“Çok çok kısa öykü”yü öyküden farklı bir yere mi konumluyorsun?

Çok çok kısa öyküde yapmak istediklerimi net olarak aktardığım için tercih ediyorum. Öyküye karşı öyküler yazmak istedim. Öyküyle şiirin benzer değil zıt türler olduğunu göstermek istedim. Öykü şiirin kardeşidir gibi lafların yalan olduğunu kanıtladım. Ayrıca bugünkü öykü anlayışımın özetidir kitaptaki çok çok kısa öyküler.

Gelecekte neler okuyacağız senden?

Sırada bir eleştiri kitabı var, Orhan Pamuk üzerine bir çalışma. Bu çalışmada Pamuk’un metinlerinde okuma sorunsallarını irdeliyorum. Yeni Hayat romanını merkeze alan ve bugüne kadar yapılan eleştirilerin çok dışında, metnin yapısına dönük bir okuma yaptım. Çünkü edebiyat eleştirisi bugün metnin yapısına dair bir şey söylemiyor.  Biraz bu sahayı kurcalamak derdindeyim.

Star Gazetesi