Genç Öncüler’in Kasım/124. Sayısı çıktı

Kitap
Dergide, bu ay, Milli Mücadele’nin öncesi ve sonrası, mücadele ettiğimiz cepheler, I. Meclis- II. Meclis ihtilafları dosyaya taşınıyor. Trablusgarp ve Medine Müdafaası da diğer başlıklardan. Klasik ta...
EMOJİLE

Dergide, bu ay, Milli Mücadele’nin öncesi ve sonrası, mücadele ettiğimiz cepheler, I. Meclis- II. Meclis ihtilafları dosyaya taşınıyor. Trablusgarp ve Medine Müdafaası da diğer başlıklardan. Klasik tarih anlatısının eleştirisi de dosyada mevcut. Ayrıca Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş ile Kurtuluş Savaşı ve Lozan Antlaşması üzerine bir söyleşi yer alıyor. Diğer yandan röportaj, sinema, gezi yazısı, köşe yazıları ve gündem içerikleri ile Genç Öncüler Kasım ayında 124. sayısı ile yine dopdolu.

Derginin sunuş yazısı ise şöyle:

Cepheden cepheye koşmuş, zorlu savaşlardan çıkmıştık. Ülke düşmüş, devlet çökmüş, halk dermansızdı. Kefere dört bir yana girmiş, Müslümanın sancağı inmiş, Osmanlı’nın suretinde İslam’ın ruhundan intikam alınıyordu. Daha sonra Yunanistan Başbakanı da olacak olan Venizelos, Yunan ordusunu Bursa’da komuta ederken Osman Gazi’nin türbesine girmiş, sandukayı tekmeleyerek Gazi’ye küfürler savurmuş, Gazi’nin çocuklarının onurunu ayakları altına aldığını söylüyordu.

Bütün bunlar yaşanırken Anadolu son bir nefes daha alacak, en azından son toprak parçasında namusuyla ve şerefiyle yaşamaya çalışacaktı. Zafere inanan Akif de dolmuş, dolmuş, dolmuş ve “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak/ Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.” nidalarını İslâm ordusuna göndermişti.

Olaylar gelişmeye devam etti. Zafer kazanmış, kazandığımız gibi dibi görmüştük. En necis ellerle en kutsalımıza el konulmuş, sindirilmiş, ezilmiş, soluksuz kalmıştık. “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal.” mısrasının yazılmasından yirmi sekiz yıl sonra “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” dizesi kaleme alınmıştı.

Otuz bir daha yaşayınca “Bizim çocuklar kazandı.” cümleleriyle karşılaştık.

İmtihan. Göz açtık kapadık. Yeni bir yüzyılı teneffüs ettik. Doğunun da batının da sahibi olan Allah, malı ve parayı elden ele dolaştırdığı gibi iktidarı da elden ele dolaştırır ve imtihan ederdi. İktidardan bir parça, öz yurdunda garip yaşayan çocukların omzuna kondu.

Zor zamanlarda hor görülen garip ve öksüz dava; nimetin içine düştüğünde etrafında leş yiyicileri, nemelazımcıları, yardakçıları buldu. Leşten beslenen göbeğini, nemelazımcı minderini, yardakçı makamını büyüttü.

Her şeye rağmen, bütün eleştirilere rağmen, kutlu davanın garip ve öksüz taşıyıcıları olduğu inancını kaybetmedik. Belki uzun soluklu bir yürüyüş için üç kişi yeterli değil. Ancak ümitlerimizi taze tutmak için bir cümle, bir bakış, bir tavır yeter. Herkesi kucaklayan, fay hatları üzerine söylemini inşa etmeyen, üslubunu ihya üzerine kuran, kırmayan, yanında yolsuzluğa cesaret dahi edilemeyen, kendisini saf bir şekilde sevenleri ne idiği belirsiz tiplere yem etmeyen, yükün altında beraber ezildiği kardeşlerine ahlaksızca saldırılmasına göz yummayan bir tavır, umudumuzu baki kılmaya yeter. Allah, ne yaşarsak, onu imtihanımız edecektir.

Genç Öncüler dergisi, bu ay, Kurtuluş Savaşı’na giden süreci, Anadolu’nun şerefli mücadelesini, hala tartışma konusu olan Lozan Antlaşması’nı ve I. Meclis – II. Meclis karşılaştırmasını sayfalarına taşıdı. Metinlerin içeriğinde dönemin felsefesi incelendi, belirli olaylar üzerinden olayları anlamaya çalıştı.

Fatih Kadir Demirel, Elveda Trablusgarp yazısını yazdı. Osman Zinnur Aksu, tarihi doğrunun ne olduğunu sorguladı. Ömer Faruk Çekmece, Milli Mücadele ve Toplum adlı makaleyi kaleme aldı. Muhammed Salih Demirtaş, yeni kurulan Cumhuriyet’i ve ilk dönem dış politikasını inceledi. Tunahan Elmas, Meclis’teki ilk cinayeti yazdı. Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş Hoca ile Kurtuluş Savaşı ve Lozan üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Dosya dışı konularda Furkan Gençoğlu “Sonra Bir Uyandım” başlığıyla gezi yazılarına başladı. Dücane Demirtaş, Stratejik Çıkmaz yazısıyla gündemi irdelemeye devam etti. Ali Necip, hikayeleriyle aramızda. İlk hikaye: İklimidir Kışı Hüznün.

Bunun dışında gündem, analiz, gezi yazısı, film kritiği bölümleriyle Genç Öncüler dergisi kasım ayında da yine dopdolu.

Genç Öncüler’in genç yazarları olarak gayemiz; toplumsal yaşamımızda karşılaştığımız iyilikleri, kötülükleri, kolaylıkları ve zorlukları, siz değerli okurlarımıza en anlaşılır şekilde aktarmaktır. Kadromuz, adaletle şahitlik vazifesini unutmayarak yazılarını kaleme alma gayretindedir. Çünkü bu bize Rabbimizin vahiyle sabit kıldığı bir görevdir. Bütün sayılarımızı bu bilinçle çıkarıyoruz. Çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyor, keyifle okumanızı temenni ediyoruz.
Allah’a emanet olun.

Ey inananlar! Kendinizin, ana babanızın ve en yakınlarınızın aleyhine dahi olsa adaleti titizlikle ayakta tutan ve sırf Allah için şahitlik eden kimselerden olun. (Şahitlik ettiğiniz) Zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın)! Çünkü Allah her ikisine de (sizden) daha yakındır. Öyleyse kendi boş arzu ve heveslerinize uymayın ki adaletten uzaklaşmayasınız. Eğer (gerçeği) çarpıtırsanız ya da (şahitlikten) kaçınırsanız biliniz ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Nisa/135