Film Arası Dergisi Yine Dopdolu

Kitap
Aralık sayısında Türk sinemasının unutulmaz filmlerine imza atan ünlü yönetmen Yavuz Turgul’u ağırladı. Senaryosunu, yönetmenliğini ya da her ikisini de üstlendiği Tosun Paşa, Sultan, Çiçek Abba...
EMOJİLE

Aralık sayısında Türk sinemasının unutulmaz filmlerine imza atan ünlü yönetmen Yavuz Turgul’u ağırladı. Senaryosunu, yönetmenliğini ya da her ikisini de üstlendiği Tosun Paşa, Sultan, Çiçek Abbas, Hababam Sınıfı, Züğürt Ağa, Muhsin Bey, Eşkıya, Gönül Yarası ve Av Mevsimi gibi filmleriyle Türk sinemasına damgasını vuran efsane yönetmen Yavuz Turgul, Gülcan Tezcan’ın sorularını yanıtladı. Sinemasından hayata bakışına, Modernizmden yeni Türk sinemasının kimlik arayaşına kadar birçok konudaki görüşlerini Film Arası’yla paylaşan Turgul, çarpıcı açıklamalar yaptı.
 
Derginin yeni sayısına konuşan ünlü yönetmen Yavuz Turgul, “Cumhuriyet kuşağının kendini beğenmeme, kendini küçük görme hali var. Kendini reddettiğin takdirde sığınmacı olup Fransız sinemasına gidersin, Tarkovski’ye gidersin” dedi.
 
Filmlerinde insanın yaşamındaki zıtlıklar ve çatışmaları konu edindiğini söyleyen Yavuz Turgul, ideolojik bakış açısının neden olduğu sonuçlar için şunları söyledi: “Sendika, Maden, Demiryolu filan gibi filmler de vardı 70 döneminde. Polisiye filmlerin içine bile ‘halkım için’ gibi, bir takım devrimci söylemler girerdi. Şöyle kötü bir kaderi var onun; O düşünceler, fikirler değerini yitirdiği zaman, filmler de olduğu gibi tedavülden kalkıyor.”
 
Modernizm Bize Bedel Ödetiyor
“Modernizmin dayattığı modern toplum olabilme heveslerinin getirmiş olduğu bedeller var. Cumhuriyet kuşağının, beslenme kaynakları konusunda dertler var. Daha ziyade genç sinemacıların üzerinde durması gereken bir şey. Modernizmin sizin getirmiş olduğu çok güzel seçenekler var. Çok güzel evler, dört çeker arabalar, tekneler var. Bitmiyor bir türlü. Her gelen şeyden sonra yeni bir şey istiyorsunuz. Alışveriş merkezlerinden içeri girdiğiniz zaman gözleriniz dönüyor. Saatçiler, mücevherler, yemekler… Burada sana sunulmuş olan hayatın gerekleri, seni öylesine esir alıyor ki, dayanılabilir bir şey mi bu? Bu istekleri körükleyen muazzam bir reklam dünyası her tarafımızı çevirmiş. Televizyonda reklam, sinemada reklam, gazetede reklam, hep ‘al’ diyor bize, ‘al’. O zaman yapacak bir şey kalmıyor, gidip alacağız.”
 
Serdar Akar:  Alfred Hitchcock’a Kendimi Yakin Hissediyorum
Film Arası’nın diğer bir konuğu da Behzat Ç./Seni Kalbime Gömdüm filminin yönetmeni Serdar Akar oldu. Regiman Deniz’in filmle ilgili sorularını yanıtlayan Akar, Alfred Hitchcock’a kendimi yakın hissediyorum dedi.  Yönetmen Barış Pirhasan ise derginin Ayaküstü bölümündeki 20 eğlenceli soruya yanıt verdi.