Cem Erciyes
Dergilerde yetişen bir kuşak, edebiyat dergilerinin neredeyse yitip gitmesinden çok dertli. İlk şiirlerini, yazılarını yayımlattıkları, hayran oldukları imzaları takip ettikleri, kafa denklerini keşfettikleri, pek çok meseleyi enine boyuna tartıştıkları dergileri özlüyorlar. Eskilere baş kaldıran, kendi sözünü duyurmak isteyen ekiplerin, grupların, akımların kendini gösterdiği ve kanıtladığı dergiler yakın zaman önce bitti; artık bunu kabul etmek lazım. Sıcak Nal, Varlık, Notos, Kitaplık, Sözcükler gibi dergiler hâlâ çıkıyor ve az da olsa okunuyor; ama o kadar.
Geçenlerde rastladığım 80 kuşağı şiirinin önemli imzalarından biri, edebiyat dergilerinin yaşaması için benim de çalıştığım grubun dağıtım ağının bir şeyler yapması gerektiğini anlattı. Dağıtım şirketleri en az 3 bin baskı istiyor ve çok yüksek komisyon alıyor. Oysa bir edebiyat dergisi ancak 1000 tane satar. Yani ulusal dağıtıma girmek imkansız. Bu onlar için durumu da daha da zorlaştıran büyük bir engel.
* * *
Dün de Semih Gümüş, Radikal Kitap’taki köşesinde edebiyat dergilerinin öneminden söz ettikten sonra, onlara da dergicilik yapmalarını, daha ilgi çekici olmalarını salık verdi. Semih Gümüş’ün dergisi Notos, hakikaten iyi dergicilik yapıyor ve iki üç bin satışla bir şekilde ayakta kalabiliyor. Ama tüm bu çabaya değer mi, dağıtım avantajı da sağlansa, iyi dergicilik de yapılsa bu iş sürer mi? Zor.
Dergilerin durumuna kafa yoranlar eskisi gibi dergiler çıksın, öykücüler kendilerini orada kanıtlasın, yeni şiirler oradan camiaya ulaşsın, bin fikir yarışsın bin çiçek açsın istiyorlar. Oysa bir form olarak artık derginin karşılığı kalmadı. Yani bu edebiyata has bir mesele değil aslında, medya dünyasındaki bir gelişme. Hangi alanda olursa olsun yeni bir dergi çıkarma fikri, biraz beyhude bir çaba, hatta açıkçası enerji israfı gibi geliyor bana. Çünkü neredeyse kimse dergi almıyor, dergilere ilan vermiyor, sonuçta her gün bir sürü dergi kapanıyor, çok az yeni dergi çıkabiliyor.
* * *
Nedeni malum, internet var. Üstelik edebiyatta da dergilerin işlevini internet görüyor artık. Şiirler, öyküler, yorumlar, eleştiriler sel gibi internette akıyor. Bu selin içinde seçme işler arıyorsanız, edebiyat bloglarına, sitelerine bakabilirsiniz. Şimdilik bu alandaki ana mesele çoğunun son derece kişisel olması. Herkes derdini kendi blogunda anlatıyor, şiirlerini öykülerini, eleştirilerini bu bloglarda topluyor. Ama, belli ekiplerin toplandığı siteler de var. Dergilerin yerini bambaşka bir süreçte bloglar ve siteler alacak. O nedenle artık dergilerden çok, bloglardan konuşmak bence çok daha iyi bir fikir. [Rdaikl Hayat]
Edebiyat bloglarını konuşmaya şu adreslerden başlayabiliriz mesela:
Kolektif siteler
altzine.com
afilifilintalar.com
egoistokur.com
sabitfikir.com
futuristika.org
notoskitap.blogspot.com
sireninsesi.blogspot.com
rsskitap.com
neokudum.com
Kişisel bloglar
kritisyen.blogspot.com
filucusu.blogspot.com
tosunnecip.blogcu.com
hafakanattack.com
kayagenc.blogspot.com
sefinsalatasi.blogspot.com
muratgulsoy.wordpress.com