Kafkas Bilimsel Araştırmalar Merkezi ve Yayıncılık İşletmeleri tarafından Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanan “Sürgün: 21 Mayıs 1864” adlı kitapta, yerli ve yabancı 12 bilim adamı ve tarihçinin büyük sürgüne ilişkin araştırması yer alıyor.
Kafdav Yayıncılık İşletmeleri Başkanı araştırmacı ve yazar Muhittin Ünal tarafından hazırlanan kitapta şu makaleler yer alıyor:
Prof. Dr. Kemal Karpat, “Çerkes Sürgün ve Soykırımını Görmezden Gelen Tarihçilere ve Diaspora Çerkeslerine”, Prof. Dr. Abdullah Saydam, “Kafkas Muhacirleri”, Dr. Nazan Çiçek, “Talihsiz Çerkeslere İngliz Peksimeti : İngiliz Arşiv Belgelerinde Büyük Çerkes Göçü (1864-1965)”, Doç. Cahit Aslan, “1864 Trajedisi”, Antero Leitzinger, “Çerkes Soykırımı”, Stephen D. Shenfield, “Çerkesler-Unutulmuş Bir Soykırım mı?”, Irma Kreiten, “Egzotik, Jeopolitik ve Cehalet : Post-Kolonyal Bir Çerkes Tarihi Arayışı”, Paul B. Henze, “Tarihte Çerkesler”, Doç. Walter Richmond, “Çerkesler’in Yenilgisi ve Sürgünü”, Irma Kreiten, “Kuzey Batı Kafkasya’nın Dize Getirilmesi”, Doç. Dr. Ayşe Pul, “Trabzon ve Samsun Limanları Üzerinden Kafkasya Muhacirlerinin İskanı (1860-1864), Sufian Zhermukhov, “Çerkes Dünyası: yeni Meydan Okumalara Yanıt”
"İNSANLIK TARİHİNİN BÜYÜK KATLİAMI”
Ünlü tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat, kitapta yeralan makalesinde, Çerkes ve diğer Kafkas haklarının 1862-64 yıllarında öldürülmeleri ve anayurtlarından sökülüp atılmalarının insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Karpat, “Zulme uğrayan milletlerin konu edilen tarihçiler ve yazarlar Kafkas halklarının azabını nedense duymamış gibi hareket ederek, dünyaya bildirmemişlerdir. Bu konuda yazılan birkaç kitap roman hikaye ve hatırat genellikle Kafkas Kökenli kimseler tarafından yayınlanmış fakat fazla yankı uyandırmamıştır” dedi.
Kafkas halklarının, Çerkesler başta olmak üzere bugün dünyanın her tarafına yayıldığını ve Çerkeslerin bulundukları ülkelerde başarı sağladıklarını ifade eden Prof. Dr. Karpat, makalesinde şu görüşlere yer verdi:
“Benim görüşüme göre, Kafkas haklarının her şeyden evvel davalarının ne olduğunu açık şekilde tayin ve tarif etmeleri gerekmektedir. Benim kanıma göre ana hedef Kafkaslarda halen Rus idaresinde bulunan çeşitli gruplar arasında birlik yaratmaktır. Bu birlik her dil ve etnik bölgenin kültürünü, kimliğini koruyarak güçlendirmeyi amaç edinmelidir. Temel din ve kültür konuşlarında birlik fakat dil, etnik konularda farklara hürmet gerek. Farklılık içinde birlik düşüncesi önde gelmelidir.
Diaspora ile ana ülke arasında görüş birliği esastır. Fakat diaspora hiçbir zaman kendi görüşünü ana vatanda yaşayan soydaşlarına kabul ettirmeye kalkışmamalıdır. Bence öncelik bekleyen konu ana vatanda yaşayan halkı ekonomik ve kültürel kalkınmasını gerçekleştirmektir. Kafkas halkları bugün sınırları belli olan otonomiye sahip bölgelerde yaşadıkları bilinmektedir. Otonomiyi güçlendirmek ve diğer otonom bölgelerle işbirliğini genişletmek ana amaçlardan olmalıdır. Bu konularda da diasporada yaşayan Kafkaslarla yerli halk arasında görüş birliğine ihtiyaç vardır. Bu arada diasporada yaşayan Kafkaslılar arasında işbirliğin güçlenmesi gerekmektedir. Bir yerde bir ana merkez kurulmalıdır. Bu konularda söylenecek daha çok söz vardır.
Gönül ister ki, dış ülkelerin birinde bir Çerkes Kafkas müzesi kurulsun. Bu müze bir bina olarak ABD veya Avrupa ülkelerinin birinde kurulabilir. Bu anıt Çerkes ve diğer Kafkas halklarının çektiklerini, zorla nasıl yerlerinden edildiklerini, tarihlerini, kültürlerini anlatan eserlerden oluşmalıdır. Böyle bir müze-anıt yabancılara Kafkas halklarının durumunu güçlü bir şekilde anlatacağı gibi Kafkas kökenli kimselerin de kimlik ve benliklerini güçlendirecektir.”
ANKA