Ergenekon’u bir zihniyetin ifadesi olarak ele alan Alper Görmüş, bu iki kitabında, büyük medyanın bu zihniyet içindeki yerini ve işlevini ‘Ergenekon Haberciliği’ üzerinden irdeliyor.
Dün sabah saatlerinde kitapların tanıtımı için Alper Görmüş’ün de katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Alper Görmüş, bu toplantıda, büyük medyanın Ergenekon konusundaki tavrını ortaya koyan çok ilginç açıklamalarda bulundu. Kapatılmasından önce Nokta dergisinin Genel Yayın Yönetmeni olan Alper Görmüş, 2003-2005 yılları arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in, Sarıkız ve Ayışığı adlı darbe planlarını da içeren günlüklerini bu dergide yayımlamıştı. Ellerindeki belgelerin doğruluğundan o zaman da emin olduklarını söyleyen Alper Görmüş, Nokta’nın ilgili sayısının yayımlanacağı 29 Mart 2007’den bir gün önce tüm medya organlarının en yetkili isimlerini aramış ve onlarla haberi tüm medya organlarının aynı anda duyurmalarının ne kadar etkili olacağı hakkında konuşmuş. Hatta Nokta’daki haber metnini onlara da yollamış. Ertesi gün gazetelere baktığında ise birkaç küçük haber dışında büyük medyanın darbe günlüklerini görmemeyi tercih ettiğini görmüş.
Umur Talu haklı çıktı
Alper Görmüş, büyük medyanın darbeler ve Ergenekon konusundaki tavrından söz ederken, Umur Talu’yla ortak bir anılarından da söz etti: “Bir gün Umur Talu’yla sohbet ediyorduk… Ben iyimserlikle, basının darbeleri desteklediği dönemin bittiğini, bundan sonra Türkiye’nin böyle şeyler göreceğini sanmadığımı söyledim. Umur, ‘O kadar emin olma’ demişti bana, ‘işaret fişeği atıldığında, altında toplanan çok sayıda gazeteci olacaktır.”
Umur Talu ile aralarında geçen bu konuşmadan altı yıl sonra, büyük medyanın, darbe günlüklerini haber yapmaması, Alper Görmüş’e, Talu’nun sözünün doğru olduğu göstermiş. Görmüş, Nokta’nın Darbe Günlükleri sayısının yayımlanmasından bir gün sonra Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün günlükleri ‘özel imalat’ olarak tanımladığını, Milliyet’ten Mehmet Yılmaz’ın da “Bu günlüklerde benim adım yanlış yazılmış, demek ki bunlar sahne” şeklinde hüküm verdiğini ifade etti.
Devlette derin mücadele
Türkiye’de medyanın yüzünün halka değil devlete dönük olduğunu söyleyen Alper Görmüş, Türkiye’de medyanın, demokratik ülkelerdekinin aksine halkın taleplerini Devlet’e anlatan bir güç değil, tam tersine Devlet’in halktan ne istediğini topluma empoze eden bir güç durumunda olduğunu söyledi.
Görmüş, sözlerini şöyle tamamladı: “Soruşturma ve davalar, devletin içinde, bunları kapatmaya çalışan bir kesimle daha derinlere ulaşmaya çalışan bir başka kesimin mücadele içinde olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin son 7-8 yılındaki darbe girişimleri ve eylem planları bir şekilde birbirleriyle bağlantılıysa, ki öyle görünüyor, önümüzdeki dönemin, bu bağlantıların ortaya çıkacağı bir dönem olacağını söyleyebiliriz. Bu dönemde medyayı en çok bu bağlantılara karşı alacağı tavır çerçevesinde izlemek gerekiyor.” [Taraf]