Birbirinden sessiz 24 öykü bir arada

Kitap
24 yazar bir araya geldi ve toplum hafızasında derin yaralar açan Harf İnkılabı’nı konu alan öyküler kaleme aldı. Ortaya, ‘Sessiz Harfler’ adlı bir antoloji çıktı. Cemal Şakar’...
EMOJİLE

24 yazar bir araya geldi ve toplum hafızasında derin yaralar açan Harf İnkılabı’nı konu alan öyküler kaleme aldı. Ortaya, ‘Sessiz Harfler’ adlı bir antoloji çıktı. Cemal Şakar’ın hazırladığı öykü antolojisi Türk edebiyatında bir ilk.

İMPARATORLUK  bakiyesi olarak kurulan Cumhuriyet, kendini çağın şartlarına göre şekillendirmenin doğru olacağı savıyla yola çıkmıştı. Bu yolda atılan adımlardan biri de harf inkılâbı’ydı. 1928’deki inkılaP, Türk kültür tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Bu inkılâp ile koca bir millet, büyük bir tarih, koca bir gelenek bir anda köksüz hale getirilmişti. Binlerce kitaptan oluşan bir ‘büyük akıl’ bir anda yabana salınmış yılkı atına dönüvermişti.

Güray Süngü’den Cihan Aktaş’a

Toplumda derin yaralar açan ve travması uzun yıllar süren bu hadise roman ve öyküde pek yer almadı. İşte, Sessiz Harfler adlı kitap, harf inkılabına odaklı 24 Öyküyü bir araya getiriyor. Proje sahibi Cemal Şakar, 24 öykü yazarına inkılabı konu alan öykü yazmaları çağrısında bulunmuş ve daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış ‘birinci el’ hikâyeler ortaya çıkmış. Okurkitaplığı’ndan çıkan eserde; Necati Mert, Hasan Aycın, Yıldız Ramazanoğlu, Cihan Aktaş, Recep Şükrü Güngör, Mihriban İnan Karatepe, Akif Hasan Kaya, Aykut Ertuğrul, Sibel Eraslan, Hasibe Çerko, Güray Süngü, Mukadder Gemici, Aliye Akan öyküleriyle yer alan isimler arasında.

CEMAL ŞAKAR: BU KİTAP TATLI BİR HATIRA DEĞİL!

“Bu kitap sadece bir dönem ecdadımızın Osmanlıca okuyup yazdıklarını ‘tatlı bir hatıra’ olarak gelecek nesillere aktarmak için yapılmadı. Duvarın öte yakasında nelerin kaldığını, hangi acıların, sevinçlerin nasıl bir sessizliğe gömüldüğünü; edebiyatın o diriltici, umut aşılayıcı diliyle yoklamak, sorgulamak, hatırlamak ve hatırlatmak öncelikliydi bizim için. Çünkü sessizlik, nisyan, terk ediliş ancak sanat marifetiyle ‘dil’lendirilebilir. Başta tarih olmak üzere, bilimler elde kalanlar üzerinde çalışırken, sanat/edebiyat belki de daha çok, ele gelmeyenleri ifade edebilmenin peşindedir. Gittikçe sessizleşen bu dünyayı yeniden seslendirmek için, arkadaşlar altı ay boyunca ciddi bir emek sarf ettiler. Birlikte okumanın, birlikte düşünmenin, birlikte yazmanın bereketine her zaman inandım. Bu sırat başkaca nasıl geçilebilir ki?”

Selim Sebilci
Star Gazete