Haber: Arzu Erdoğral
DDK’nın Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili raporundaki şok detayların ardından gözler BBP’ye çevrildi. Raporun açıklanmasından sonra on5yirmi5’e konuşan BBP Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Türk, “ bu süreçten sonra kaza ile ilgili özel yetkili savcı görevlendirilmesini istiyoruz” dedi. Türk aynı zamanda helikopterin neden düştüğü ile ilgili konunun da aydınlığa kavuşturulmasını istedi.
GENELKURMAY HALEN AÇIKLAMA YAPMADI
DDK’nın raporunda merhum Yazıcıoğlu kazası ile ilgili birçok şüpheli durum göze çarpıyor. Gelişmeleri BBP olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rapora bakıldığında sadece Devlet Denetleme Kurulunun (DDK) hazırladığı değil Muhsin Yazıcıoğlu kazasını araştıran komisyona ve Başbakanlık Teftiş Kurulunun (BTK) hazırladığı rapora da baktığımızda gerek askeriyenin gerekse emniyetin gerekse de o dönemdeki kriz merkezindeki bürokratların hayli ciddi ihmalleri olduğu, hatta bazı grupların ihmali aşıp kasti olduğuna dair ciddi bilgiler elde ettik. Bu bilgiler raporda da doğrulanmış durumda. Askeri cenahta özellikle helikopterin düştüğü andan itibaren enkazın bulunması sürecine kadar ne olduğu ile ilgili maalesef Genelkurmay başkanlığı tüm girişimlerimize ve DDK raporunda da ciddi bir itham altında olmalarına rağmen halen resmi bir açıklama yapmadılar. Sadece raporda bahsedilen isimle (Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Lapanta) ilgili değil arama kurtarma çalışmalarında Ankara’da Muhsin Yazıcıoğlu’nun bindiği helikopterin düştüğü yerin lokasyonu çok az bir farkla Maraş’a yani kriz merkezine gönderiliyor. Orada bir askeri yetkili, lokasyon bilgilerini bir paşaya veriyor. Bu bilgiler sümenaltı ediliyor. Buna ihmal diyemeyiz bu ciddi bir kasıttır. Arama kurtarmada da çok ciddi iddialar var. Bu iddialarında belgelendirilip savcılığa sunulması gerekiyor. Emniyet içerisindeki belli odakların özellikle dezenformasyon ile ilgili ciddi ihmalleri ve kasıtları var. Bunlarla ilgili de raporlarda ciddi bilgiler yer alıyor.
HELİKOPTERİN NEDEN DÜŞTÜĞÜ İLE İLGİLİ SOMUT BİR DELİL YOK
Bu raporun ardından BBP olarak kaza ile ilgili endişeleriniz arttığı yönünde de açıklamalar oldu. Nedir bu endişeler?
Basında ve kamuoyunda şu an tartışılan olay meydana geldikten sonraki süreç. Ama halen bu helikopterin neden düştüğü ile alakalı somut bir delil yok. İşin sıkıntılı tarafı bu… Bunun olmamasının nedeni; helikopter düştükten sonra helikopterin enkazının toplanması aşamasında gayri ciddi ya da kasıtlı işlemler yapıldı. Enkazın sağlıklı bir teknik analize gidebilmesi için en ufak bir civatanın bile elde edilmesi gerekiyordu. Ama enkaz içerisinde eksiklikler olduğunu görüyoruz. Burada, Sivil Havacılık o dönem oraya giden savcılıklar, askeri ve emniyet yetkilileri, jandarma da dahil sorumludur. Enkazın tamamının toplatılıp depolandığını biz düşünmüyoruz. Burada ciddi bir kurumsal zafiyet var. Bunun baş sorumlusu da Sivil Havacılık Kurumudur. Özellikle helikopterin niye düştüğü ile ilgili bilgi şayet enkazın tamamı toplanabilseydi belki bir şeyler bulunabilirdi. Bulunamamasının tek sebebi de bu lakayıt çalışmadır.
KAZANIN ARKA PLANI ADLİ SÜREÇTE AYDINLANABİLİR
Türkiye’de birçok şüpheli ölüm ne yazık ki aydınlanamadı. Sizde Yazıcıoğlu kazası ile ilgili böyle bir endişe taşıyor musunuz?
Rahmetli Turgut Özal, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci gibi onlarca ismin şüpheli görülen ölümleri bu zamana kadar aydınlanamadı. Fakat bunların hiçbirisi bizim izlediğimiz yolu maalesef izleyemedi. Biz, 25 Mart 2009’da rahmetli liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat ettiği süreçten itibaren elimizdeki dar imkanlara rağmen çok ciddi aşamalar kat ettik. Kendimiz komisyon kurduk, devletin tüm mekanizmalarını harekete geçirdik. Meclis Araştırma Komisyonu’nun kurulmasından sonra rapordan memnun kalmayarak aynı konu ile ilgili meclis tarihinde ilk kez ikinci komisyonun kurulmasını sağladık. En son DDK harekete geçti. Örneğin, Özal’ın ölümünün üzerinden 17-18 yıl sonra ailesinin ve yakınlarının aklı başına geliyor DDK’a gidiyor. Biz bu işi 1,5 yıl içerisinde yaptık. Baştan beri söylediğimiz bu işi hukuk içerisinde çözelim, devletin bütün kurumlarını bu iş içerisinde yoğunlaştıralım, adli ve idari süreci başlatalım. Herhangi bir provokasyona ya da Yazıcıoğlu’nun ölümü üzerinden birilerinin faydalanacağı endişesi ile teşkilatımızı sokaklara dökmeden hukuk içerisinde hakkımızı arayalım. Süreç buraya kadar geldi. Bundan sonra da daha ciddi şeyler ortaya çıkabilir. Adli aşamaya gelindiği vakit olayların arka planında ne olduğu ortaya çıkabilir.
Bu süreçten sonra gerçeğin ortaya çıkması için beklentiniz nedir?
Bu özel bir dava… BBP olarak biz bu konuyu araştırabilecek tüm kurumları harekete geçirdik. En son DDK’yı harekete geçirdik. Zaten bu kurum en üst düzet araştırma inceleme komisyonuydu. Bundan sonra isteğimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının vefatı ile ilgili olarak araştırılan bilgilerin derhal savcılığa sevki ve özel yetkili bir savcıya bu dava için yetki verilmesi. Kazada ihmali ve kasti olanların, bütün ismi geçenlerin yargılanması için adli aşamada bu özel yetkili savcının görevlendirilmesini istiyoruz. Bir kez daha üstüne basarak söylemek gerekirse Başbakan’dan ve hükümetten istediğimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun davasına özel yetkili savcılar baksın ve harekete geçilsin ya da böyle bir birim oluşturulsun.