‘Başörtüsü Yasağı Kanun Dışıdır’

Kitap
Röportaj: Arzu Erdoğral Referandum öncesi alevlenen “başörtüsü sorununu” biz çözeriz” tartışmalarının ardından, YÖK, İstanbul Üniversitesi’ne bir genelge gönderdi. Bu gene...
EMOJİLE

Röportaj: Arzu Erdoğral

Referandum öncesi alevlenen “başörtüsü sorununu” biz çözeriz” tartışmalarının ardından, YÖK, İstanbul Üniversitesi’ne bir genelge gönderdi. Bu genelgeye göre başörtülü öğrenci artık dersten çıkarılmayacak, sadece tutanak tutulacak… Öğretim üyesi, öğrenciyi dersten çıkarırsa hakkında soruşturma açılacak.

Son gelişmeler ile ilgili görüşlerini aldığımız Sabah gazetesi köşe yazarı Emre Aköz, “Eğitim özgürlüğü engellenemez. Kim nasıl giyinmek istiyorsa, öyle giyinerek üniversiteye gider” dedi ve ekledi:

YÖK’ün son girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçici bir çözüm bence. “Karşı taraf” benzeri idari oyunlarla ‘Deli Dumrul’luğa devam edecektir.

Başörtü talimatıyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, gerekirse diğer üniversitelere de ”Biz kıyafeti ne olursa olsun insanların sınıftan atılmasına karşıyız, artık atılmayacak” dedi. Gösterilen bu dik duruş sizce yasağın kalkmasında etkili olacak mı?

Cevap: Bildiğiniz gibi bu konuda bir “suç” bulunmuyor. Yasalarımızda, “Üniversite öğrencisi türbanla okula/sınıfa giremez” diye bir madde ve dolayısıyla yaptırım bulunmuyor.
Türban yasağı Kemalistlerin “pratikte” uyguladıkları bir yasaktır. Aslında kanun dışıdır ama çeşitli hukuk oyunları ile adeta yasa haline getirilmiştir.
Sanırım daha önce denenen Anayasa’nın 10 ve 42’nci maddelerinin değiştirilmesi gibi, Anayasa’da değişiklik yapılmadan sorun halledilemez.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, başörtüsü sorununun çözümünde birbirinden ilginç öneriler sundu. Önerilen modellerin çıkmazı bir yana desteğini de şarta bağladı. Geldiğimiz nokta da Baykal döneminde ki CHP, şimdi farklı fraksiyonlarla hayat buluyor diyebilmeli miyiz? Yoksa ümitvar olmak için Kılıçdaroğlu’nun yeni bir başlangıç yaptığını düşünebilir miyiz?

Kılıçdaroğlu sorumluluk ve risk yüklenmeden oy toplamak istiyor. Referandum öncesi attığı adımları sürekli geri aldığı için, “Tornistan Kemal” ve tuhaf yalanlar söylemeyi siyasi üslup haline getirdiği için de “Üfürükçü Kemal” gibi adlar takılmıştı.
Şimdi de çok farklı olmaz: Önce söyler, sonra geri alır…
Hâlbuki olay basit: Eğitim özgürlüğü engellenemez. Kim nasıl giyinmek istiyorsa, öyle giyinerek üniversiteye gider. “Efendim ya bikiniyle gelirlerse…”
Alay edilmeyi, laf atılmayı, kış günü üşümeyi göze alıyorlarsa gelsinler.
İnsanları özgür bırakırsanız, bir süre sonra normali bulurlar…

Bundan sonra ki süreç için öngörüleriniz nedir? Türkiye AB yolunda, bu girişimlerle ileriye doğru yürüyor demek mümkün mü?

Gerek yaşayarak, gerek okuyarak, yaklaşık 40 yıldır Türkiye’yi izliyorum. Hiç kuşkum yok: Hemen her alanda ileriye gidiyoruz.