Eskiden mutfakların vazgeçilmezi olan bakır kapların unutulmasına gönlü el vermeyen Sahrap Soysal, bakırı tüm yönleriyle araştırmış, çalışmalarını bir kitapta toplamış.
‘Kalaylı Kaplarda Alaylı Yemekler’ adını verdiği eserinde Osmanlı mutfağında bakırın yerini, pişirilen yemekleri ve bakır ustalarını anlatıyor.Tenger, kevgir, ibrik, bakraç, debbe… Sokakta birkaç genci çevirseler ve ‘bunlar nedir?’ diye sorsalar herhalde birbirinden enteresan cevaplar gelir.
Belki bir iki tanesinin ne olduğu bilinir. Fakat tümünün eskiden dede-ninelerimizin, hatta belki anne-babalarımızın kullandığı bakır eşyalar olduğu tahmin edilmez. Bakır, evlerimizden çıkalı çok oldu ne de olsa.
Şimdi çoğumuz için müzelerde rastladığımız birer nesne onlar. Belki daha şanslı olanlar büyüklerinin evlerinde hâlâ görüyor. Oysa kimileri için çok şey ifade ediyor bu eşyalar.
Sobanın üzerinde ağır ağır kaynayan bir güğüm, leziz yemeklerin piştiği dışı kararmış bir tencere ya da tavşan kanı çayların demlendiği kocaman bir semaverle akılda kalan çocukluk anıları mesela…
Yemek programı sunucusu ve yazar Sahrap Soysal da bakır kaplar deyince sıradan bir eşyadan daha fazlasını hatırlayanlardan. Bunun için unutulmasına gönlü el vermemiş, hatırlatmak için kolları sıvamış.
Osmanlı mutfağında bakırın yerini, bakır kaplarda pişen yemekleri ve geçmişten günümüze bakır ustalarını araştırmış. Soysal, çalışmalarını "Kalaylı Kaplarda Alaylı Yemekler" ismini verdiği kitabında bir araya getirdi. Korkmaz mutfak eşyalarının sponsor olduğu eser, Doğan Kitap’tan geçtiğimiz ay yayımlandı.
Kitabın girişinde bakırın tarihçesine, kullanım şekillerine, çeşitlerine göre aldığı isimlere değiniyor Soysal. Mesela bakırla ilgili bilinen en eski buluntunun, Aksaray Aşıklıhöyük’te çıkarılan, M.Ö. 7800-7600 yıllarına ait olduğu düşünülen 45 adet bakır boncuk olduğunu öğreniyoruz.
İlerleyen sayfalarda karşımıza çıkan fotoğraflar ve kartpostallar bakırın tarihine doğru yapılan yolculuğa daha bir derinlik veriyor. Gravürlere ve Osmanlı döneminde Anadolu’ya gelen Batılı gezginlerin anlatımlarına da yer verilmiş.
Zaman zaman da çocukluğuna dönüp, kendi hikâyeleri ve gözlemleriyle süslemiş eserini yazar. Bir de aralara serpiştirdiği mani ve dörtlüklerle… En sonunda ise kalaylı bakır kaplarda pişen alaylı yemeklerin tariflerine yer verilmiş.
BAKIR EKMEK SEPETİ
Sahrap Soysal’ın hayatında ilk kez Antep Mutfak Müzesi’nde gördüğünü belirttiği dışı işlemeli bu ekmek sepetiyle Antepliler bağ bahçeye ekmek götürürlermiş.
NİSAN TASI
Topkapı Sarayı görevlileri yağmur suyunu üzerinde çeşitli dualar bulunan ve ‘nisan tası’ denen bu taslarda toplar, padişaha sunarmış.
SAHAN
Yemek yapmak, yemek ısıtmak, pilav, kuzu, dolma gibi yemekleri servis etmek, özellikle yumurta ve yumurtalı sebzeler pişirmek gibi işler için kullanılan sahanda yemek yemenin tadı bir başka.
Patlıcanlı saksı kebabı
Malzemeler
500 gr kuzu kuşbaşı et
10-12 adet topak (şişman) patlıcan
6 yemek kaşığı sıvı yağ
2 adet orta boy kuru soğan
3 adet orta boy domates
3 adet yeşil biber, 4 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı domates salçası
3 su bardağı sıcak su
1 adet kesmeşeker
1’er çay kaşığı tuz ve karabiber
Yapılışı: Alacalı soyduğunuz patlıcanları içlerini oyduktan sonra tuzlu suda 30 dk. bekletin. Çıkardıktan sonra kuruladığınız patlıcanları kızgın yağda kızartın. Zeytinyağını bir tencerede kızdırın. Kuşbaşı eti bir tencereye aktarıp sürekli karıştırarak suyunu bırakıp tekrar çekene kadar, 8-10 dakika kavurun. Soğanı, tuzu ve karabiberi ekleyip kavurmaya devam edin. Sivribiber ve domatesi de katıp biraz daha kavurduktan sonra üzerine suyu aktarın. Yumuşadıktan sonra eti ocaktan alın. Diğer taraftan oyulmuş patlıcanların içine hazırlanan iç harcından doldurup dik olarak tepsiye yerleştirin. 2 su bardağı suya salça, şeker ve tuz ilave edip karıştırın. Bu sosu patlıcanların üzerine gezdirin. Kebabı 175 dereceye ve alt üst konuma ayarlanmış fırında 30 dakika pişirdikten sonra maydanoz yapraklarıyla süsledikten sonra servise sunun.
Zaman