TÜRKİYEDE SİYASAL GÜVEN LİDERLER KURUMLAR SÜREÇLER
Güven duygusu, toplumsal ilişkilerin temelinde bulunan önemli bir rezervdir. Günde-lik yaşamımızda, hayatımızın büyük dönemeçlerinde, zor zamanlarda ve daha birçok olağan ve olağanüstü durumlarda güven, sosyal ilişkileri düzenleyen temel belirleyici bir güç haline gelebilmektedir. Bugünün dünyası ise, güvene en fazla ihtiyacın oldu-ğu bir dönemden geçmektedir. Güven teorisyenlerinden Russel Hardin’in “güvensizlik çağı” (age of distrust) olarak adlandırdığı modern dönem, “sözün senet yerine geçtiği” çağları çoktan geride bırakmıştır.
Siyasi tarihte, siyasal iktidarın meşruiyetinin dayandığı kaynağın değişmesi, siyasal sistemlerin demokrasi temelli yeni yönetim anlayışlarını benimsemelerine zemin ha-zırlamıştır. Siyasal meşruiyetin kaynağı olan “demos”, güven duydukları siyasetçilere ya da liderlere, kendini yönetmesi için belirli dönemlerle sınırlı haklar tevdi etmiştir. Elinizdeki kitap, Türkiye sosyolojisi için yeni sayılabilecek bir kavram olan siyasal güveni (political trust); siyasi liderler, kurumlar ve siyasal süreçler bağlamında tanımlamaya, tasvir etmeye ve konumlandırmaya çalışmaktır. Türkiye’ye uyarlanmış siyasal güven faktörleri olan; siyasi lider, siyasi kurumlar ve süreçlerin, Türkiye’nin siyasal kültürün-deki karşılığı, Cumhuriyetten bu yana şekillenen siyasal güven kodlarının analizi, bu-günün siyasi lider, kurum ve süreçlerine (demokratikleşme, ekonomik gelişim) yönelik siyasal güvenin düzeyi ve son dönemde yaşanan önemli siyasi olayların (çözüm süreci, terör, derin/paralel devlet meselesi, korkular) siyasal güven perspektifinden çözümle-mesi yer almaktadır. Lider, kurum ve süreçlere yönelik kapsamlı bir saha çalışmasının da yer aldığı bu kitap, Türkiye’de siyasal güven alanında yapılmış ilk müstakil çalışma olması bakımından da dikkat çekmektedir.
Açılım Kitap, TÜRKİYEDE SİYASAL GÜVEN LİDERLER KURUMLAR SÜREÇLER,İsmail Çam,400 sayfa, 30TL
YAŞLILIK VE REFAH DEVLETİ
Dünya nüfusu hızla yaşlanmaktadır ve önümüzdeki on yıllarda tüm OECD ülkelerin-de yaşlı nüfusun dramatik bir şekilde artmaya devam etmesi beklenmektedir. Her ne kadar bugün modern toplumlarda yaşanan bir sorun olsa da, yaşlanmanın gelişmekte olan ülkeler için de bir tehdit olarak ortaya çıkması çok uzun zaman almayacaktır. Çün-kü gelişmekte olan ülkelerde nüfusun yaşlanması gelişmiş ülkelerden çok daha hızlı gerçekleşmektedir. Bu anlamda önümüzdeki yıllarda toplumsal yaşlanmanın Türkiye için de çok daha önemli bir sorun olarak ortaya çıkması beklenmektedir.
Bu çalışma gelişmiş bir sosyal güvenlik, sağlık ve yaşlı bakım sistemine sahip ülke-lerde tüm bireylere “evrensel bir hak olarak” mümkün olduğunca eşit bir biçimde sunu-lan hizmetlerin, yaşlıların yaşam algılarındaki karşılığının ne olduğunun anlaşılmasını ve yaşlıların yaşam algılarının demografik özelliklerinden etkilenip etkilenmediğini belirlenmeye çalışmaktadır. Acaba “gelişmiş bir refah toplumunda bolluk ve zengin-lik içinde yaşayan yaşlılar kendilerini mutlu hissetmekte midirler?” Ayrıca “kendilerini mutlu hissetmiyorlarsa sunulan hizmetler konusunda eksik olan nedir?” Ya da sadece “sunulan hizmetlerin kalitesinin artırılması yaşlının mutlu olması için yeterli midir?” “Yaşlının demografik özelliklerinin yaşam algısındaki payı nedir?” “Aile ilişkileri daha iyi olan yaşlılar kendilerini daha mutlu hissetmekte midir?” gibi soruların cevapları bakım hizmeti alan yaşlılarla birebir görüşmeler ve anket yoluyla elde edilen bilgilerle alınmaya çalışılmıştır.
Açılım Kitap, YAŞLILIK VE REFAH DEVLETİ,Harun Ceylan,272 sayfa,25 TL