Bu camide 680 yıldır kılıçla hutbe okutuluyor

İbadethaneler
Osmanlı padişahlarından Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından 1332 yılında yaptırılan ve İzmit’in fetih simgesi kabul edilen camide, 680 yıldır devam eden kılıçla hutbe okutma ...
EMOJİLE

Osmanlı padişahlarından Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından 1332 yılında yaptırılan ve İzmit’in fetih simgesi kabul edilen camide, 680 yıldır devam eden kılıçla hutbe okutma geleneği, günümüze kadar varlığını sürdürüyor.

İzmit’in en hakim tepelerinden Orhan Mahallesi’nde, Osmanlı Padişahı Orhan Bey’in oğlu Şehzade Süleyman Paşa tarafından 1332 yılında yaptırılan ve İzmit’teki en eski Türk dönemi yapısı olan Gazi Süleyman Paşa Camisi’nde, kurulduğu 1332 yılından itibaren ”Fetih geleneği” gereği cami imamı kılıç eşliğinde cuma ve bayram namazlarında hutbe okutuyor.

Halk arasında ”Fetih Camii”, ”Kılıçlı Cami”  ve ”Orhan Camii” olarak da anılan Gazi Süleyman Paşa Camisi’nin imamı Ali Fazıl Demir, kendisinin 23 yıldır imam olarak görev yaptığı bu camide, cuma ve bayram namazlarında kılıçla hutbe okuttuğunu belirterek, bu geleneğin, Osmanlı döneminde fethedilen yerlerde yapılan ilk camilerde devam ettiğini söyledi.

Demir, böylesine eski bir geleneği sürdürdüğü için çok mutlu olduğunu ifade ederek, caminin tarihi özelliği ve bu geleneği nedeniyle halk tarafından en çok tercih edilen cami olduğunu ifade etti.

Caminin kentin protokol üyelerince de yoğun ilgi gördüğünü dile getiren Demir, caminin kılıçla hutbe okutma geleneğini duyan insanların başka kentlerden de gelerek hutbelere katıldığını anlattı.

Demir, 1840 yılında, caminin bakımsız olduğunu duyan Sultan Abdülmecit’in bizzat İzmit’e gelerek caminin tamiratıyla yakından ilgilendiğini dile getirerek, yapılan bu onarımın ardından caminin girişine Hünkar mahfili, kadınlar mahfili, son cemaat yeri, kubbe, minber ve vaaz kürsüsünün eklendiğini kaydetti.

Buranın temiz havası ve suyunun yanı sıra manzarasının da güzelliği nedeniyle Sultan Abdülmecid’in zaman zaman buraya gelerek hem ibadetini hem de istirahatini yaptığını anlatan Demir, 1999 Marmara depreminde hasar gören caminin, restorasyon çalışmaları nedeniyle 4 yıl kapalı kaldığını dile getirdi.

Gazi Süleyman Paşa Camii

Tarihçi Yazar Volkan Şenel de Orhan Bey’in oğlu Şehzade Süleyman tarafından 1332 yılında yaptırılan, İzmit’teki Türk dönemi yapılarının en eskisi olarak kayıtlara giren caminin, orijinal inşa kitabesinin bu güne kadar ulaşan ender yapılardan biri olduğunu söyledi.

Osmanlı devlet geleneğinde, savaşla alınan yerlerde yapılan camilerde, hutbenin kılıçla okunduğunu vurgulayan Şenel, bu geleneğin fethi simgeleyen bir adet olduğuna işaret etti.

Şenel, Anadolu’nun bazı camilerinde de sürdürülen bu geleneğin, Gazi Süleyman Paşa Camisi’nde töre gereği 680 yıldır kılıçla hutbe okunduğuna vurgu yaparak, ”Bazı kaynaklarda, yapının eski bir kiliseden camiye çevrildiği belirtilse de yapılan incelemelerde caminin kilise ile hiçbir ilgisinin olmadığı tespit edildi. 1332 yılında yapılmış olan cami, 1843, 1947, 1967, 1969, 2004, 2007 yıllarında çeşitli onarımlar geçirmiş, orijinal yapıya göre birçok değişiklere uğramış” şeklinde konuştu.

Son hali 1843 yılında Sultan Abdülmecit’in emriyle gerçekleştirilen onarım sonrası ortaya çıkan caminin, Hünkar mahfili, kadınlar mahfili, son cemaat yeri, kubbe, minber ve vaaz kürsüsü bu onarım sonrası yapıya eklendi. Kuzeybatı–Güneydoğu istikametinde dikdörtgen plana sahip olan caminin, beden duvarı kagir tarzda yapılmış, caminin esas ibadet yeri olan harim kısmı, yapının en eski yerini oluşturuyor.

Dikdörtgen planlı olan harimin kıble yönü duvarında mihrap ve minber, Kuzeydoğu duvarında vaaz kürsüsü bulunmaktadır. Harim kısmının ortasında ahşap bir kubbeye yer verilen caminin tavanı, düz ahşap çıtalı olup tavan ile kubbeyi ahşap saçaklar ayırıyor.

Caminin 19. Yüzyıl’da yenilenen minaresi, 1945 yılında yıldırım düşmesi, 1999 yılında da deprem felaketi sonucu zarar gördü. Günümüzdeki minare ise 2007 yılındaki onarımla yapıldı.

Gazi Süleyman Paşa Camisi’nin önünde bulunan 400 yıllık çınar ağacından ise günümüze sadece gövdesi ulaştı. 3 kere yıldırım çarpması sonucu zarar gören asırlık çınar, yağmur ve kar suları nedeniyle çürümesi üzerine 1995’de çürüyen kısımları temizletildi. Tarihi çınar, yapılan onarımdan sonra gövdesinin içinde doğru yeni bir çınar ağacı dikilerek, tekrar yeşermesi sağlandı.

AA