Sette Büyüyen Çocuklar Dertli

Medya
Gizem Güven, Barış Küçükgüler, Furkan Göksel ve Onur Bay ‘dizilerde büyüdüler’ diyebileceğimiz çocuk oyunculardan dördü. Geçtiğimiz hafta onları bir araya getirdik ve çocuk oyuncuların set...
EMOJİLE

Gizem Güven, Barış Küçükgüler, Furkan Göksel ve Onur Bay ‘dizilerde büyüdüler’ diyebileceğimiz çocuk oyunculardan dördü. Geçtiğimiz hafta onları bir araya getirdik ve çocuk oyuncuların setlerde ve ergenliğe geçişte yaşadığı sıkıntıları konuştuk. 
 

Gizem Güven, Barış Küçükgüler, Furkan Göksel ve Onur Bay… Öyle zannediyoruz zihninizde fazla bir şey çağrıştırmamıştır bu isimler. Selena dizisinin Leyla’sı, Elde Var Hayat’ın Çağlar’ı ve Arka Sokaklar’ın Metin-Tekin kardeşleri desek şimdi olmuştur herhalde. Artık genç kız, delikanlı diyebileceğimiz bu isimlerin ortak noktası çok küçük yaşlarından beri ekranda olmaları. Onlar için "dizilerde büyüdüler" desek yeri. Peki dizilerin bu sevimli yüzleri bir araya gelse nasıl bir ortam olurdu? Biz hayal ettik, dördünü bir araya getirdik. Sonuç; çocuk oyuncuların ergenliğe geçişte yaşadığı sıkıntılardan tutun aralarında yaşanan tatlı sert sürtüşmelere uzanan eğlenceli bir röportaj çıktı ortaya.

Oyunculuğa başlamanızın ilginç bir hikâyesi var mı?

Onur Bay: Bir akşam dizi izliyordum. Uyumak üzereydim, aklıma takıldı bu oyuncular nasıl oynuyor diye. Ben de oyuncu olmak istiyordum. Annemin arkadaşları konuyla ilgileniyormuş. Sonra ajansa yazıldım.

Barış Küçükgüler: Küçükken saçlarım uzun ve kıvırcıkmış. Komşumuzun ısrarıyla annem beni ajansa yazdırmış. İlk kamera karşısına geçtiğimde iki yaşındaydım. Dalin reklamıyla başladım.

Herhalde herkes sizi izlerken okul ve oyunculuğun bir arada nasıl ilerlediğini düşünüyordur?

Onur Bay-Furkan Göksel: Çekimlerimiz hafta sonu. Hafta içi sadece okula gidiyoruz.

Gizem Güven: Şu an herhangi bir projenin içinde değilim, rahatım. Ama Barış’ı hatırlıyorum, sette çalışırdı. O zaman ben daha küçüktüm, çok zor gelirdi çalıştığı konular.

Barış: Ertesi gün sınav var, sette ders çalışıyorduk. Belli bir noktadan sonra vücudunuz alışıyor. Enteresandır setimin olmadığı zamanlar notlarım düşüyordu. ‘Kısıtlı zamanda ders çalışmam lazım’ psikolojisi beni çalışmaya yönlendiriyordu.

Zaten seni ayrıca tebrik ediyorum bu tempoda üniversiteyi kazandığın için. Nerede okuyorsun?

Beykent Üniversitesi’nde oyunculuk okuyorum. 3. sınıfım.

Bundan sonraki planlarınız neler?

Gizem: İç mimarlık okumak istiyorum. Aslında çizimimin iyi olduğu söylenemez ama dekorasyona ilgim var. Oyunculuğu hobi olarak devam ettirmek istiyorum. Bir mesleğim olur ama beğendiğim film projesinde de oynarım.

Onur: Bilgisayar mühendisi olmak istiyorum, ama oyunculuğu çok seviyorum. Kararımı vermedim.

Furkan: Ben eğitimini alıp oyunculukta devam etmek istiyorum.

Peki, okul ve oyunculuk dışında başka uğraşlara vakit kalıyor mu?

Gizem: Keman öğreniyorum.

Onur: Çok eskiden gitar almıştım hâlâ onu çalmaya çalışıyorum. Kursa gitsem daha kolay olur, ama zamanım yok.

Televizyon önünde büyüdünüz, çocukluktan ergenliğe geçiş döneminde neler yaşadınız?

Furkan: Benim için bu dönemi bir dizide rol alırken atlatmak gerçekten avantajdı. Hem boşta kalmadım hem de daha çok tanındım.

Barış: Furkan ve Onur daha şanslı. Şu anda Türkiye’de en çok izlenen dizilerden birinde oynuyorlar. Ben daha sıkıntılı geçirdim o dönemi. Dublaj yapıyordum, yapamaz oldum, sesim patlıyordu. Bazı rollere ya büyük kaçıyorsunuz ya küçük. Ergenlik dönemi herhalde bir oyuncu için en sıkıntılı dönem.

Sizce sektörde çocukların çektiği en büyük sıkıntı ne?

Gizem: Bence uykusuzluk. Çünkü set saatleri belirsiz. Bazen sabahlayabiliyorsunuz. Bir saatlik sahne için gidiyorsunuz, dört saati geçiyor. Yurt dışında belli saati aşmıyorlar. Türkiye’de de bu uygulanabilir. Onun dışında zaten derslerini, okulunu seven insan ikisini birlikte götürebiliyor.

Barış: Çalışma saatleri konusuna ben de katılıyorum. Bizim için artık geçerli değil ama daha küçük oyuncular ve aileleri için zor.

Küçükken oyuncu koçlarınız oluyor muydu?

Gizem: Benim oynadığım zamanlarda yoktu. Kendimiz çalışıyorduk. Ama zaten ezberleyeceğim çok zor şeyler olmuyordu. Provalarla oturuyordu.

Onur: Bizim oyun koçlarımız, oyuncularımız. Çok yardımcı oluyorlar. Sette öğrendik her şeyi.

Barış: Yeni dizilerde oyuncu koçları var diye biliyorum. Bizim sette var mesela.

Bu sezondaki dizilerde de küçük oyuncular var. Kimleri beğeniyorsunuz?

Gizem: Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisindeki Osman çok başarılı. Onun rolü diğerlerine göre daha ağır. Ağlatıyor resmen.

Hep ünlü ve başarılı oyuncularla birliktesiniz. En çok kiminle vakit geçirmekten hoşlanıyorsunuz?

Barış: Emre Kınay’la güzel vakit geçiriyordum. O Fenerbahçeli, ben Galatasaraylıyım. Tatlı atışmalarımız oluyordu. Diğerlerinde yaşım daha ufak olduğu için amca, teyze gözüyle bakıyorsunuz, fazla şakalaşma şansınız olmuyor. Zamanla insanların da size karşı tavrı değişiyor.

Furkan-Onur: Özgür Ozan kesinlikle.

Dizideki çekişmeniz gerçek hayatta yok yani!

Yok, sürekli gülüyoruz set arkasında.

Kendinize her şeyiyle örnek aldığınız oyuncu ya da oyuncular var mı?

Barış: Tabii ki. Bence her oyuncunun kendine idol olarak görmesi gereken bir oyuncu olmalı. Ben Şener Şen, Uğur Yücel ve Haluk Bilginer’i örnek alıyorum.

Gizem: Ben aslında izlediğim dizilerde her şeye dikkat ederim. Oyuncunun mimiklerine, yaptığı anlık hatalara vs. Hepsinden bir şey almaya çalışıyorum. Yabancı film çok izliyorum. Tuba Büyüküstün’ü çok beğeniyorum.

Tanışıyor musun onlarla ya da birlikte oynama fırsatınız oldu mu?

Barış: Uğur Yücel ve Haluk Bilginer’le oynadım. Bir tek Şener Şen kaldı. Bir sinema filminde Şener Şen’le oynamak isterim.

Zorlandığınız sahneler oluyor mu?

Gizem: Selena’da bir gece sahnesi vardı. Yağmur yağıyordu, çok ıslanmış ve üşümüştük. Fön makineleriyle bizi ısıtmaya çalışmışlardı.

Barış: Tramvay filmi çok sıkıntılıydı. Akşam vakti bir tramvayın içinde geçiyordu olay. Normalde set sabah başlar, gece biter. Biz akşam başlıyorduk, sabah bitiriyorduk. Kıştı, bayağı sıkıntılı geçmişti ama güzel bir film oldu.

Onur’la Furkan gerçek kardeş gibi olmuşlar, çok iyi anlaşıyorlar. Ya anlaşamasaydınız? Yani partneriyle anlaşamamak sizin yaşlarınızda bir oyuncuyu nasıl etkiliyor?

Furkan: Anlaşamasak herhalde ikimiz dizide bu kadar devam etmezdik. Bir kere Onur’la küsmüştük. O bölümde o kadar kötü rol yapmışız ki biz bile beğenmedik…

Gizem: Zaten o yansıyor hemen. Sihirli Annem’de çok küçüktük. Buğra ile ben Zeynep’e sürekli baskı yapıyorduk, üzerine kapıyı kapatıp kaçıyorduk. Öyle tatlı sert sürtüşmeler oluyor, tabii çocuklukta.

zaman