Medya Gelecekte Nasıl Olacak?

Medya
Engin Dinç Tüm dünyada medyada son dönemlerde bir değişim yaşanıyor. Teknoloji artık medyanın dönüşümünde temel bir role sahip. Medyadaki bu değişimi ilk farkeden ve dile getiren isimlerden biri ...
EMOJİLE

Engin Dinç

Tüm dünyada medyada son dönemlerde bir değişim yaşanıyor. Teknoloji artık medyanın dönüşümünde temel bir role sahip. Medyadaki bu değişimi ilk farkeden ve dile getiren isimlerden biri Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı oldu.

Bayrampaşa Belediyesi Gençlik Merkezi (BAYGEM) Düşün Taşın Kulübü ve Kariyer Atölyesi Proje Grubu’nun düzenlediği etkinliğe katılan Ekrem Dumanlı, geçtiğimiz cumartesi günü Bayrampaşa Yücel Çakmaklı Kültür Merkezi’nde gençlerle “Türk medyasında neler oluyor?” konulu bir söyleşide bir araya geldi. Ekrem Dumanlı, söyleşide Türk ve dünya medyasında teknolojik gelişmelere paralel olarak yaşanan değişimi anlattı.

Sözlerine Türk medyasının bir yönüyle dünya medyasıyla paralel kaderi paylaştığını belirterek başlayan Dumanlı, “Türk medyası şu an bir sancı, sıkıntı yaşıyor. Bu sıkıntıyı aşabilir mi? Aşacaktır mutlaka, ama bu sıkıntılı dönemde de med-cezirler yaşayacaktır. Yaşıyor zaten. Türk medyası bu sıkıntılı dönemi dünya medyasına göre daha bi sancılarla yaşıyor. Çünkü Türk medyasının bu genel sıkıntıyla birlikte kendine mahsus sıkıntıları var” dedi.

15 Yılda 100 yıllık değişim

Kitle iletişim araçlarında son 15 yılda yaşanan değişimin 100 yılda yaşanan değişimden daha fazla olduğuna dikkat çeken Dumanlı, internetin çıkmasının çok önemli bir kavşak noktası olduğunu vurguladı. İnternetten sonra çeşitli mobil cihazların içine interneti de alarak gazeteden, televizyondan, dergicilikten bir parça alarak ortam sağladığını,iletişimi hızlandırdığını ve interaktif hale getirdiğini, bununla birlikte çeşitli füturistik öngörülerin de beraberinde geldiğini dile getiren Dumanlı, “Amerika’da sıkça konuşulan ama sonradan bütün dünyayı etkileyen bir şey var. Gazeteler, yani şu kağıda basılan iletişim ortamı ortadan kalkacak mı? Onun yerini internet mi, internetin içinde bulunduğu mobil cihazlar mı alacak? Bu çok önemli bir soru. Yani gazete 5-10 yıl sonra ortadan kalkacak mı? Gazeteci sahipleri ve yöneticileri ile gazetecileri en çok ilgilendiren temel soru bu. Buna hak vermemek mümkün değil, çünkü buraya doğru bir kayış var. Ama buna yüzde yüz hak verip de, evet gazeteler ortadan kalkacak, kitaplar, dergiler ortadan kalkacak diye kestirip atmak da çok kolay değil. Böyle de olmayabilir” diye konuştu.

Dünya Gazeteciliği Nereye Gidiyor?

Televizyon çıktıktan sonra da gazetelerin sorgulandığını ama gazeteciliğin ölmediğini kaydeden Dumanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu gazeteleri akşam 7-8’de matbaaya vermeye başlıyoruz. Bu ilk baskılar taşra baskıları. Sonra gece 3’e kadar gazeteyi tekrar basabiliriz. Bir değişiklik olursa şehir merkezlerine gidecek şekilde yeni bir baskı yapabiliriz. Ama olaylar çok hızlı devam ediyor. Ahir zamanda zaman hızlanıyor. 100 yılda yaşadığınız bir olayı 10 yılda, 10 yılda yaşadığınız bir olayı 1 ayda, 1 ayda yaşadığınız bir olayı 1 saate yaşayabiliyorsunuz.

Batı gazeteciliği özellikle Amerikan gazeteciliği bu bunalımı yaşadı. ‘Televizyon günü gününe nakledeceğine göre biz gazetede ne yazacağız? İnsanlar niçin para verip de gazete satın alacak?’ soruları yıllarca tartışıldıktan sonra bir noktaya varıldı. Krizi aşmanın yolu şuydu: TV ne olduğunu verecek, gazete niçin olduğunu verecek. Televizyon ne yaşandığını verecek, gazete sebep-sonuç ilişkisi kurmak suretiyle, bunu derinliğine analizci bir mantıkla inceleyecek. Nitekim öyle oldu. Bugün ise gazete başka bir şey daha kazandı. Gazeteler daha sofistike, daha filozofça, daha bir felsefi arka planla kendilerine bir mecra açmak zorunda. O da nedir? Gazeteler dün hadiselerin sebep sonuç ilişkisini kuruyor ve derinlikli analiz yapıyorlardı. Bugün hem dünü verecek, hem haberi söyleyecek, hem sonucu söyleyecek, hem derinlikli analiz yapacak, hem de yarın ne olabilir, bunu analiz edecek. Dünya gazeteciliğinin gittiği nokta bu.”

Türk Medyası Alman Bild’i Örnek Alıyor

Dünya gazeteciliğinde iki önemli yaklaşım bulunduğunu da kaydeden Dumanlı, bunlardan ilkinin enformatik diğerinin ise eğlencelik olduğunu söyledi. Dumanlı, Türk medyasının bu yaklaşımların eğlencelik kısmına odaklandığını, aldığı modelin ise Almanya’daki Bild gazetesi olduğunu belirtti. Bild gazetesinin eğlencelik, meselelerin özüne inmeyen, içinde bir felsefe, derinlikli analiz barındırmayan bir gazetecilik modeline sahip olduğunu ifade eden Dumanlı, enformatik yöne ehemmiyet veriliyorsa o zaman gazetede yayınlanacak köşe yazısı, analiz, haber izlenim ve info grafik denilen haber grafiğinin de öneminin artacağını bildirdi.

Dünya medyasının habere yönelik bu iki ayrı yaklaşıma rağmen Türkiye’de yanlış bir uygulama olduğunu vurgulayan Dumanlı, şunları söyledi:
“Fakat Türkiye’de bir yanlışlık var. Bu ikisini meczedelim, ne tam anlamıyla enformatik ne eğlencelik, biraz ondan biraz bundan, hem eğlencelik hem ciddi, hem magazin hem fikir gazetesi olsun istiyorlar. Bunu dünyada yapmış bir gazete yok. Ona da zaten gerek yok. Bu bizim tırnak içinde söylüyorum, bir Türk gazetecilik cambazlığıdır.

Bunun da sebepleri var. Ne gibi sebepleri var. Mesela 12 Eylül darbesinden sonra siyasi konulara giremeyen, -çünkü girdiğin an sende başka bir yere girmiş oluyorsun- Türk medyası aynen şöyle haberler üretmiştir: ‘Helga geldi Türk erkeklerine hayran oldu’. Aslında ne Helga var, ne de restaurantta çalışan bir Türk yağız delikanlısı var. Öyle bir şey yok. Hepsi palavra. Siyasi konulara giremeyince bu tip şeylerle başlandı, sonra oradan da çıkılamadı. Hala devam ediyor. O yüzden de dünyanın neresine gidersek gidelim; ‘ekonomiyi, siyaseti böyle analiz ediyorsa üzerinde düşünmek lazım’ denilen referans gazeteler vardır. ABD dediğiniz zaman aklınıza Washington Post, New York Times, Boston Globe, Chicago Tribune, Los Angeles Times geldiği gibi… Fransa dediğiniz zaman Le Monde, Le Figaro, İngiltere dediğiniz zaman Guardian, Independent geldiği gibi. Türkiye dediğiniz zaman böyle bir gazete akıllara gelmez. Çünkü Türkiye’nin henüz referans gazetesi yoktur. “

Gelecekte Hangi Gazeteler Var Olacak?

Gelecekte var olacak gazetelerin marka değeri oluşturabilen yayın organları olacağını vurgulayan Dumanlı, “Marka bir gazete; durduk yerde bir şey söylemez, araştırmadan yazmaz, araştırma bittiğinde karşıt görüşlere de söz hakkı verir. Siz ‘ister bunu kağıda basın, ister internet sitesi yapın, ister mobil cihaza taşıyın hiç önemli değil’ dedirtebilirseniz. Yarın ayakta kalacak gazeteciler ve gazeteler mutlaka marka değeri oluşturan gazete ve gazeteciler olacak. Güvenilirlik değeri oluşturan gazete ve gazetecilerin dışındakiler ya tasfiye ya da tasaffiye olacak. Ya toplumdaki araştırmacı, soruşturmacı, eleştirici güç ‘yeter artık, bu kadar yalana paydos’ diyecek sizi bir yere itecek veya siz bu mesleğin özüne döneceksiniz. Özü nedir? Biz aslında bir emanet taşıyoruz. Gazetecilik bir emanet taşımaktır. Bilgi dünyada en kutsal emanettir. Bir olayı aynıyla intikal ettirmek, bizim asli vazifemizdir.” diyerek sözlerini noktaladı.