Hazırlayan: Hatice Özgiden
Bizi ekran karşısına mıhlayan, mutfaktan seslenen annemizi ancak salona geldiğinde –bir ihtimal- fark ettiğimiz, ödevlerde gecikmelere sebep olan çizgi filmlerin iki-üç tanesi dışında diğerleri artık gösterilmiyor.
80’lerin sonlarına, 90’ların başlarına rastlayan çocukluğumda, izlediğim çizgi filmlerin bir kısmı, aşağı yukarı tarih 2000’i gösterene kadar televizyonlarda gösterildi. Yani şimdi anlatacağım çizgi filmlerin neredeyse hepsini, şu an 30 ve 20 yaş civarı olan okuyucular hatırlayacaklardır.
2000’lerin aksiyon dolu çizgi filmlerine nazaran benim dönemimdeki çizgi filmler daha sakindi. Bunda etken, teknolojinin gelişmiş olması da olabilir. Ne de olsa daha beş yıl önce Pokemon isimli çizgi filmdeki ışık yansımalarının ve görüntü geçişlerinin, okul öncesi çocuklara zararları var mı yok mu, diye tartışılıyordu. Üstelik, bizim çizgi film kahramanlarımız sadece televizyonda gördüklerimizdi. 2000’lerin çocuklarının ve onlardan biraz daha küçüklerininse hamburgerciden “kazandıkları” promosyon minyatür-plastik kahramanları, oyuncakçının önünden geçerken mızıklamalarına sebep renkli çekicileri var.
SEYRETMEYE HALA DOYAMADIĞIMIZ ÇİZGİ FİLMLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!..
23 Nisan’ın yaklaştığı bugünlere tesadüfen denk gelen bu yazımda, biz 20’nin sonlarındaki çocuklar için… İşte çocukluğumuzun çizgi filmleri:
KAHRAMANLARININ SEVİMLİ HAYVANLAR OLDUĞU ÇİZGİ FİLMLER
Arı Maya’yı, kısa boyuyla çiçeklerin ancak saplarının olduğu yerde görürdük. Çiçeklerin arasında, kötü olan eşek arısı ve örümcekle aralarında geçen olaylara tanık olurduk. Atom Karınca, başında kaskıyla her işe yetişen karıncaya atfedilen “çalışkanlık” özelliğinin temsiliydi ve çok güçlüydü. Speedy Gonzales, adından da anlaşılacağı gibi hızlı, Ayı Yogi, her bulduğunu yiyen, ağırcanlı, hikaye içinde gelişen olayları en geç anlayan sevimli kahramandı. Bugs Bunny’se tam tersine zekasıyla avcıyı, orman korucusunu, Domuz Porky’i ya da önüne çıkan diğer engelleri aşardı. Tweety de zeki kuşumuzdu. Sürekli peşinden koşan Sylvester’ı türlü entrikalarla atlatır ve sahibi yaşlı kadına sevimli, masum bir kuş gibi görünebilmeyi becerirdi. Kuşlardan bahsetmişken Ağaçkakan Woody’i de sevimli gülüşüyle bilirdik. Ne zaman bir zafer kazansa ya da birinden kaçarken soluklansa o meşhur sesi çıkarır ve ağaca gagasıyla vururdu. Başına dert açan problem genellikle, ağaç gövdelerine delik açmaya çalışırken çıkardığı sesti.
Denver ve Tom ve Jerry’se konuşmayan sevimli yaratıkların olduğu çizgi filmlerdir. Denver, kendisini bulan bir grup gencin yanında kalıyordu ve bu gençler nesli tükenmiş olarak bilinen bu sevimli hayvanı evlerinde saklıyorlardı. Tom ve Jerry, hala televizyonda oynayan çizgi filmlerden. Bazen Jerry, Tom’u kızdırsa da bazen Tom kendisi bulduğu bir sebepten dolayı Jerry’i kovalar. Türlü engelleri aşan Jerry, her defasında Tom’u atlatmayı becerir. Pembe Panter de konuşmaz; ancak insansı davranışları ve zekasıyla sessiz film türünde müzikle anlatılan bir hikayesi vardır. Road Runner’da, deve kuşuyla tilkinin maceralarını izleriz. Diyalog yoktur. Nedense tilki, deve kuşunun peşini hiç bırakmaz, onun hızına yetişebilmek için uğraşır durur. Tilkinin üstünde, patlamayan bomba, düşmediği uçurum kalmamıştır; ama yine de deve kuşunu rahat bırakmaz. Tazmanya Canavar’ı da pek sevimli olmasa da en azından bildiğimiz türden canavarlar gibi vahşi değildi. Filmde kendisi dışında herkes, hiç susmadan konuşurdu. En önemli özelliği, olduğu yerde çok hızlı dönerek bir yerden bir yere geçmesiydi. Ve… tabi ki Snoopy. Snoopy de konuşmayan; ancak çok şey anlatan zeki bir hayvandı. Etrafındaki çocuk çizgi karakterlerle farklı bir çizgi filmdi.
SEYRETMEYE HALA DOYAMADIĞIMIZ ÇİZGİ FİLMLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!..
MASAL GİBİ KÜÇÜK SEVİMLİ KIZLARIN HİKAYELERİ
Bu tipteki çizgi filmlere en iyi örnek Heidi ve Şeker Kız Candy’dir. Heidi, iyilik timsali, saf bir kızcağızdır. Alpler’de dedesiyle yaşayan Heidi, çoban arkadaşı Peter’la zaman geçirir. Şeker Kız Candy’nin ailesi yoktur ve zengin insanlar arasında geçen acıklı bir hikayesi vardır. Anthony’i sever; fakat o ölür. Daha sonra yatılı bir okulda okumaya başlar ve Terry’le tanışır. Sonunun nasıl bittiğine dair rivayetler çoktur. Bir de Yakari vardı. Küçük, sevimli Kızılderili. Atına binip atının hızlıca koştuğu bir jenerikle başlardı. Çok kısa bir çizgi filmdi. Yakari, ormanda hayvanlarla konuşurdu ve biz ne dedikleriniz anlamazdık; ama içinde mutlaka kıssadan hisse olan bir çizgi filmdi.
SEYRETMEYE HALA DOYAMADIĞIMIZ ÇİZGİ FİLMLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!..