Sanal paranın yeni tip koronavirüs sürecinde dünyada yatırım ve ödeme aracı olarak yaygınlaşması gözlerin dünyada kripto para hukukuna ve miras olarak bırakılması meselesine çevrilmesini sağladı.
Çin’de kripto para birimlerinin miras hakkı kapsamına alınmasının ardından Türkiye’de de sanal paraya ilişkin “miras ve veraset hukuku”, “kripto paraların haczedilmesi” ile “kripto paralara yasal olarak el konulabilmesi” gibi konularda bazı merak edilen soruları tartışmaya açtı.
Bilişim hukuku alanında çalışmalar yapan Avukat Rıdvan Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “6493 Sayılı Yasa” kapsamında ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerine, ödeme hizmetlerine ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin usul ile esasların düzenlendiğini söyledi.
Yıldız, söz konusu yasada elektronik paranın tanımının yapıldığını ifade ederek, “Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer ifade edilir. Yani elektronik para, mevzuatımıza göre ancak yetkilendirilmiş kuruluşlarca hizmete sunulabilmektedir. Söz konusu yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından para transferlerinde aracılık hizmeti yapılmaktadır.” dedi.
Kripto paraların Türkiye’de hukuk açısından şu an için geçerliliğinin olmadığına dikkati çeken Yıldız, bazı yönleriyle ödeme ve yatırım aracı gibi görünen kripto paraların geleceğin ekonomisinde önemli etkisi olacağını belirtti.
“Sahibi açıklamazsa sanal para varlığının tespiti mümkün değil”
Avukat Rıdvan Yıldız, sanal paranın birçok ülkede geçerli bir para ya da değer olarak tanınmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Banka hesaplarında kaydi olarak görünen, havale, eft işlemlerine konu lira ya da dövizlerde dijital para olarak nitelendiriliyor. Bu paralar ilgili bankalar nezdinde haczedilebilir, bloke edilebilir. Bitcoin gibi kripto paralar da maddi değer oluşturduğundan hukuken hacze konu olabilir. Ancak buradaki sorun merkezi olmayan, anonim işlemlere konu, özel anahtarlarla işlem yapılan bir değerin söz konusu olmasıdır. Bu nedenle gerek mahkemelerin gerekse icra dairelerinin bu paraları teknik olarak haczetmesi mümkün değildir. Yani Bitcoin gibi kripto paraların bloke edileceği, haczedileceği bir muhatap olmadığından haczin uygulanması şu anki şartlarda mümkün görünmemektedir. Ayrıca sahibi açıklamadığı takdirde sanal para varlığının tespiti de mümkün değildir. Çünkü işlemler kimlik bilgileriyle değil özel anahtarla ve anonim olarak yapılmaktadır. Bu bakımdan hukuken kripto paralar haczedilebilir ancak teknik anlamda bu mümkün değildir.”
“Sanal para sahiplerinin vefatı halinde varislerine devredilebilir mi?” sorusunun cevabının Türkiye’de çok merak edildiğini aktaran Yıldız, ölen kişinin hayattayken kazandığı her türlü mal varlığının mirasa konu olduğunu, söz konusu varlığa “tereke” adı verildiğini söyledi.
Avukat Yıldız, bir mal varlığı olan sanal para üzerinde mirasçıların hak sahibi olduğunu hukuken söylenebileceğini ancak bu sistemin çalışmasının kimlik bilgilerinin dışında özel anahtarlar üzerine olduğunu belirtti.
“Özel anahtarınızı kaybederseniz bir daha hesabınıza ulaşamazsınız”
Özel anahtarın banka şifrelerinden önemli bir farkı olduğunu anlatan Yıldız, “Banka şifrenizi kaybederseniz ya da unutursanız kimlik bilgilerinizle yeniden şifre alabilirsiniz. Ancak sanal parada işlem yapmak için kullandığınız özel anahtarınızı kaybederseniz bir daha hesabınıza ulaşamazsınız. Ayrıca kişi öldüğünde bu özel anahtarı mirasçıları bilmiyorsa ölenin söz konusu hesabına ulaşmak mümkün değildir. Merkezi olmadığı ve kimlik bilgileri ile çalışmadığından herhangi birinin sanal para hesabını, resmi merciler ya da ilgililer bir muhataba soramazlar. Örneğin hayattayken toprağa altın gömen ve bunu mirasçılarına söylemeyen kişi ölürse mirasçıları hukuken hak sahibi olsa da bu altınlara ulaşmaları mümkün olmayacaktır. Bu örnekte olduğu gibi Bitcoin hesabı sahibi hayattayken özel anahtarını mirasçılarıyla paylaşmadıysa mirasçıları o varlığa sahip olamazlar. Özel anahtarın başkaları ile paylaşılması ya da çalınması durumunda ise bu kişiler hesabı boşaltabilirler ve hak sahibi hukuken bir şey yapamaz. Özetle kripto paraların miras kalması hukuken mümkün. Fakat teknik ve icra edilebilirlik açısından mevcut şartlarda mirasın geçişi mümkün görünmemektedir.” değerlendirmesini yaptı.
Avukat Rıdvan Yıldız, Türkiye’deki yasalarda devletin suç gelirlerine el koyabileceğinin ilgili maddelerde düzenlendiğini kaydetti.
Sanal para varlıklarının devletçe el koyulmasında ise bazı zorluklar olduğuna değinen Yıldız, “Sanal para için bir merkez olmadığı ve özel anahtar olmaksızın kimsenin işlem yapamayacağı düşünüldüğünde devletin el koyması teknik zorluklarla karşılaşacaktır. Ancak Bitcoin işlemleri anonim olmakla tüm kullanıcılara açıktır. Bitcoin’in tüm geçmişi takip edilebilir. Bu bakımdan uzmanlar suçlarda kullanılan sanal paralar tespit edebilir, teknik incelemelerle ve istihbaratla suçlulara ulaşabilirler. Her geçen gün hacmi artan ve suça da konu olan bu alanda bizim de uzmanlara ihtiyacımız artacaktır.” şeklinde konuştu.
“Kripto para hayli riskli bir enstrüman”
Okan Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Özgür Güngör ise blockchain zincirinin birçok anlamda yenilikçi bir teknoloji olduğunu, geleceğin dijitalleşme sürecinin artık Kovid-19 nedeniyle hızlandırılmış olarak yaşanacağını belirtti.
Güvenli paylaşımlar için blockchain teknolojisinin çok kritik rolde olacağını ifade eden Güngör, “Blockchain teknolojinin en spekülatif kullanımı olan kripto para hayli riskli bir enstrüman. İnsanlar bunu yatırım amaçlı kullanırken çok dikkatli olmalılar. Kripto paraların değer transferi için belli odaklarda ve kontratları destekleyecek şekilde kullanımı esas olmalıdır.” dedi.
Güngör, sanal paranın kripto paralardan çok daha eski olduğunu, kredi kartlarının somut değere bağlı olmasından dolayı çok güvenilir hale geldiğini belirtti.
Sanal para kullanımının hızla artacağını, bankada hesabı olmayan (unbanked) büyük kitleleri de buna yönlendireceğini dile getiren Güngör, “Bu durum, bizim için finansal piyasalara dahil olma ve bunun sayısının artması demek. Bunun bir diğer önemi, finansal sistemi derinleştirmesi ve sağlamlaştırması.” ifadelerini kullandı.
Güngör, Çin’de sanal varlıklarını varislerine aktarmalarına izin veren miras yasasının kabulünü değerlendirerek, “Çin’de olan gelişmelerin dünyanın geri kalanında kabulü, zannedildiği kadar hızlı olmayabilir. Elbette ki yenilikler denenmeli ve bunlardan öğrenmeliyiz. Çin çok büyük bir yapı ve kendi hinterlandında da etkili. Ancak dünyanın geri kalanı için aynı kabullerin oluşması zaman alabilir.” diye konuştu.