2012 Yatırım Stratejilerine Genel Bakış raporunu açıklayan Johannes Jooste’a göre, 2012’de küresel ekonomi gelişmekte olan ülkelerin öncülüğünde yüzde 3.7 oranında büyüyecek. Çin’in yumuşak bir inişin avantajlarından yararlanması beklenirken, ABD’deki büyümenin ise biraz iyileşerek yüzde 1.9 seviyelerine çıkacağı tahmin ediliyor.
Johannes Jooste, 2012 ile ilgili değerlendirmesinde, “2011 yilini yüzde 9.2 büyüme ile kapatmasını beklediğimiz Çin ekonomisi için 2012 yılı büyüme tahminimiz yüzde 8.6 seviyesinde. Çin ekonomisi icin baslica riskler enflasyonun artması ya da yatırımların yavaşlaması. Öte yandan Hindistan’ın ve Rusya’nın 2011’deki güçlü büyüme performanslarını devam ettirmelerini bekliyoruz. 2011 yılı için bu ülkelerin büyüme oranları sırasıyla yüzde 7.5 ve yüzde 4 olacaktır” diye konuştu.
Yatırım bankası Merrill Lynch Türkiye ekonomisinde 2012 yılında sıfır büyüme bekliyor. İki çeyrek üst üste Türkiye ekonomisinin negatif büyüyeceğini öngördüklerini belirten BofA Merrill Lynch Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başekonomisti Türker Hamzaoğlu bunu bir ‘resesyon’ olarak değerlendirdi. İkinci yarıda ise ekonominin toparlayacağını ancak yılı 0 büyüme ile kapatacağını belirten Hamzaoğlu, 2013 yılında ise Türkiye’deki büyüme oranının yüzde 6 olacağını dile getirdi.
Merrill Lynch’in 2012 Yılında Yatirim Stratejilerine ilişkin basın toplantısı İstanbul’da yapıldı. Londra merkezli Merrill Lynch Varlık Yönetimi Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölge Müdürü David Durlacher,Yatirimlardan Sorumlu Direktor Johannes Jooste ve BofA Merrill Lynch Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başekonomisti Türker Hamzaoğlu dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini paylaştı.
Toplantının açılışında konuşan Yatırımlardan Sorumlu Direktor Johannes Joost, 2012 yılında dünya çapında bir düşüşün önlenmesini beklediklerini vurgulayarak, "Ancak ABD’deki büyümenin yalnızca yüzde 2 seviyesinde olması ve ilerlemenin temel dayanağının yükselen ekonomiler olması nedeniyle manzara kırılgan bir büyümeye uygun" dedi. Çin’in GSYİH büyüme hızının yüzde 8 civarına düşeceğini belirten Joost, "Kolay parasal canlanma beklenenden kısa sürede gelecek ancak bedeli direnen yüksek enflasyon olacak" diye konuştu.
TÜRKİYE RESESYONA GİRECEK
Türkiye ekonomisine ilişkin öngörülerde bulunan BofA Merrill Lynch Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başekonomisti Türker Hamzaoğlu, Merkez Bankası ve hükümet tarafından büyümeye ilişkin çok iyimser tahminlerde bulunulduğunu ancak kurum olarak çok temkinli olduklarını dile getirdi. Yılın ilk yarısında Türkiye’nin çok sert düşeceğini öngören Hamzaoğlu, "İlk yarıda yüzde 2.5 civarında bir daralma bekliyoruz. İkinci yarıda ise yeniden toparlayacak. İki çeyrek üst üste negatif büyüme ise resesyon demektir. Ancak bu ‘teknik bir resesyondur’. Şirket ve hane halkı bilançolarında çok sıkıntı oluşturmayacaktır" dedi.
AVRUPA’DAKİ KRİZ BİZİ DE ETKİLER
Türkiye’nin zayıf karnının cari açık olduğunu dile getiren Türker Hamzaoğlu, Türkiye ekonomisine ilişkin çizdikleri karamsar tablonun gerekçelerini şöyle özetledi:
"Avrupa’da yaşananlar ortada. Buna rağmen ‘Ama bize birşey olmaz. Biz fonlama da buluruz. Yurt içinde de hem şirketler hem tüketiciler harcama yapmaya devam ederler. Yatırımlar devam eder. Herşey normal seyrinde devam eder’ deniyor. Avrupa’daki sıkıntı Türkiye’ye gelecek fonları da azaltacaktır. Türkiye’ye bakarsanız bizim yatırımlarımız GSMH’nin yüzde 22’si civarında. Yurt içi tasarruflarımız yüzde 12 civarında. Yurt içi tasarruflar evet faizler son 1.5 ayda çok ciddi yükseldi ama çok düşük faiz sürecinden geçtiğimiz 2 yıl yaşadık. Bu aradaki farkı nasıl kapatacağız? Büyüyelim evet bu yatırımları yapalım.
Ama bunun fonlaması nereden olacak? Dünyada likidite, para var. Politikacılar ve merkez bankaları bunu söylüyor. Ama gelişmekte olan ülkeleri, yüksek riskli yatırımları göze alacak durumda değil. Önemli olan getiri peşinde koşmak değil, ana parayı koruyabilmek. O yüzden bunu yapabilmek için negatif faizi üzerine para verip Alman hazine tahvili alma gibi bir noktaya getirmiş durumda. Yurtiçi yatırımcı ve tüketiciyi düşünürsek Türkiye 2009 ikinci çeyreğinden çok hızlı bir büyüme performansı yakaladı.
Ciddi şekilde yatırım ve tüketim harcamaları yapıldı. Çok yüksek bir bazdan geliyoruz. Tüketici büyük borçlara girip evini, arabasını aldı. Faizlerin, kurların yükseldiği böyle bir ortamda niye harcamaya devam etsinler? İhracat tarafında Avrupa’da sıkıntı var. Geçtiğimiz 10 sene bakarsanız Avrupa’nın Türkiye’nin ihracatındaki payı azalırken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da artış sözkonusu. Ortadoğu’da büyümenin yavaşlayacağı düşüncesindeyiz. Özellikle siyasi belirsizlikler oldukça yüksek. İhracat ve imalat sanayi açısından bir sıkıntı olacak. Irak şu anda 4. büyük ihracat pazarı durumunda. Orta Doğu’da yaşanacak sıkıntılar Türkiye’yi vurmaması sözkonusu değil."
FAİZ LOBİSİ VAR MI?
Türker Hamzaoğlu, Başbakan Erdoğan’ın ‘faiz lobisi’ne ilişkin eleştirilerini ise şöyle değerlendirdi:
"Bizim sevdiğimiz şeyler var: Faiz lobisi var. Kur düşük olsun faiz düşük olsun. Ancak bunlar üç beş kişinin masada oturarak karar verdiği şeyler değil. Eğer piyasa ekonomisine inanıyorsak o piyasada oluşan fiyatlara da güvenmemiz lazım. Faiz konusunda gözden kaçan bir husus var. Geçtiğimiz 2 gün öncesine kadar Merkez Bankası’nın istisnai gün uygulaması vardı. İstisnai günlerde politika faizi olan 5.75’ten Merkez Bankası piyasaya hiç para vermiyor. Ne yapıyor? İhale açıyor. Bu ihalelerde oluşan fiyat fonlama maliyetiydi. O da yüzde 12’ydi. Yani düşünürseniz Merkez Bankası’nın ekim ayından sonundan itibaren para politikasındaki değişikliğinden sonra piyasadaki TL fonlama Merkez Bankası’nın sağladığı fonlamanın maliyeti yüzde 6’dan yüzde 11-12’ye çıktı. Son iki gündür yüzde 10’lara geriledi. Siz aldığınız malı kaça alıyorsanız ona satarsanız. Piyasalar açısından en büyük tedarikçisi Merkez Bankası. Eğer MB fonlama maliyetini artırıyorsa piyasanın bunu diğer tüm mallara yansıtmaması sözkonusu değil."
Milliyet