Para hırsı, kaynakların israf edilmesi, değerlerin arka plana itilmesi gibi kapitalizmin yan etkileri artık sadece küreselleşme karşıtları değil, bizzat malî sektör temsilcileri tarafından da sıkça dile getiriliyor. Almanya’nın Kiel kentinde Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün düzenlediği ve yaklaşık 600 iktisatçı, girişimci ve siyasetçinin katıldığı iki günlük sempozyum bir nevi ‘kapitalizmin günah çıkartma’ platformuna dönüştü.
Kapitalizmin en ateşli savunucuları bile artık şimdiye kadar geçerli olan başarı tanımını sorguluyor, yeni yollar arıyor. Almanya’nın Kiel kentindeki Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün geniş katılımlı sempozyumu da ‘Başarının Yeniden Tanımlanması’ başlığı altında düzenlendi.
Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkanı Dennis Snower
Geçmişte sık sık neoliberal olmakla eleştirilmiş olan Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkanı Dennis Snower, Küresel Ekonomik Sempozyum’da ise neoliberal bir iktisatçıdan ziyade bir kapitalizm karşıtı izlenimi yarattı:
“Maddeler için gezegenimizi yağmalıyoruz. Bunun bize büyük mutluluklar getirmesini umuyoruz, ama mutlu olamıyoruz. Bu trajediyi büyük, israfçı bir yanılsama olarak adlandırabiliriz.”
Amerikalı iktisatçı Snower, “Sosyal çatışmalar ve çevre tahribatı sürekli artarken dünya çapında ekonomik performansın 1950’lerden bu yana on kattan fazla artması ne işe yarar ki?” sorusunu yöneltti.
Temel değerlere geri dönüş
Finlandiya eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari
Finlandiya’nın Nobel Barış Ödülü sahibi eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari de insan hakları, hukuk devleti ve siyasî katılım gibi temel değerlere geri dönüş çağrısı yaptı:
“Bunlar sadece Batılı değerler değil, her yerde geçerli değerler. Kahire’de, Tahrir Meydanı’nda ve Arap Baharı sırasında gösteri düzenleyen insanlar bunu kanıtladı. Bu temel değerler olmadan adil bir toplum olamaz.”
Toplumun alt tabakalarından insanlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri yolunda yatırımlar ve eğitim yoluyla yardımcı olan Umut Operasyonu (Operation Hope) adlı kuruluşun kurucusu Amerikalı John Bryant ise ekonomik bir çağda yaşadığımızı vurguladı:
“Ekonomi çağında yaşıyoruz. Mısır’da sorun ne? İstihdam. Afrika’da sorun ne? İstihdam. Dünyanın her ülkesinde bu böyle. Nedenler ekonomik.”
Zenginlik merakı
Deutsche Bank eş başkanı Jürgen Fitschen
ABD başkanları Bill Clinton, George Bush ve Barack Obama’ya danışmanlık yapmış olan Bryant, “Sorun ne parada ne de ekonomik sistemde. Sorun son yirmi yılda değerlerde yaşanan erozyondur” diyor. Bryant, dünyayı iyileştirmenin pek çok kişi için artık önemli olmadığını belirtiyor ve ekliyor:
“Son yirmi yılda herkes uyandı ve ‘zengin olmak istiyorum’ dedi. Niye spor yapıyorsun? Zengin olmak için. Niye müzik yapıyorsun? Zengin olmak için. Niye şirket kuruyorsun? Zengin olmak için. Niye siyasete giriyorsun? Zengin olmak için. Ama böyle düşünen er ya da geç patlayacaktır.”
Malî krizden bu yana kapitalizmin etkileri ile ilgili eleştiriler malî çevrelerde de popüler hale geldi. Finans endüstrisinin mensupları da kaybedilen değerlerin arayışına girdiği sinyalini veriyor. Kiel’deki sempozyuma katılan Deutsche Bank’ın eş başkanı Jürgen Fitschen de kendisini acilen yeni bir başarı tanımı arayışında olan bir sektörün temsilcisi olarak tanıttı:
“Başarıyı ölçmek için öz sermaye kârlılık oranı yeterli değil. Branşımız, yaptıklarımızın toplumun işine yaradığını göstermekte başarılı olamadı. Güveni yeniden kazanmamız gerekiyor. Çünkü müşterinin ve tüm toplumun güveni olmadan bankacılık sektörü işleyemez.”
Deutsche Welle