Uluslararası Finans Enstitüsü’nün raporuna göre, küresel hanehalkı borcu 2007’den Eylül 2019’a kadar 12 trilyon dolar artarak 47 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaşırken, yeni tip koronavirüs krizi hanehalkı borç yükünü ağırlaştıracak.
Uluslararası Finans Enstitüsü‘nün (IIF) IIF’in yayımladığı “Kovid-19 Hanehalkı Borç Yükünü Ağırlaştırıyor” başlıklı raporda, 2019’un üçüncü çeyrek sonu itibarıyla hanehalkı borcunun küresel GSYH’nin yüzde 60’ına denk geldiği belirtildi.
Raporda, 2007’den beri şirketlerin ve kamunun borçlarının sırasıyla 31 trilyon dolar ve 34 trilyon dolar arttığı, hanehalkı borcuna da 12 trilyon dolar eklendiği, böylece hanehalkı borcunun 2019’un üçüncü çeyreği sonu itibarıyla 47 trilyon dolara yükselerek rekor seviyeye ulaştığı kaydedildi.
“Koronavirüsten dolayı öngörülen iş kayıpları hanehalkı borcunu artıracak”
IIF’in raporunda, koronavirüs krizinin hanehalkı borç yükünü ağırlaştıracağı ve koronavirüsten dolayı öngörülen iş kayıplarının hanehalkı borcunda gelir ve varlıklara göre büyük bir yükselme anlamına geleceği uyarısında bulunuldu.
Koronavirüs öncesi IIF’in örnekleme yaptığı 75 ülkenin 4’te 3’ünden fazlasında hanehalkı borcunun toplam GSYH’ye oranının 2008 finansal krizi öncesi oranları geçtiğine işaret edilen raporda, Çin, Tayland, Bahreyn, Kuveyt, Lübnan, Malezya ve Tunus’un hanehalkı borcunda 15 puanın üzerinde artış görüldüğü kaydedildi.
İrlanda, İspanya, ABD ve Portekiz’de hanehalkının toplam borcunun GSYH’ye oranının 20 puandan fazla azaldığı belirtilen raporda, Belçika, Kanada, Finlandiya, Fransa, Lüksemburg, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve İsviçre’de ise hanehalkı borçlarının rekor veya rekora yakın seviyelerde bulunduğu aktarıldı.
“Yüksek hanehalkı borç seviyeleri koronavirüsün olumsuz etkisini artıracak”
Koronavirüs salgını sırasında yüksek düzeyde kalan hanehalkı borcunun ekonomilerde tüketimin toparlanmasını tehdit ettiği vurgulanan raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Büyük iş kayıpları bağlamında hanehalkı harcanabilir gelirinde öngörülen düşüş, bu yıl borç oranlarını en yüksek seviyeye getirecektir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün son raporunda, yaklaşık 25 milyon küresel iş kaybı tahmin ediliyor ve gelir kayıplarının 860 milyar dolar ila 3,4 trilyon dolar arasında değişebileceği ifade ediliyor. Bu iş kayıplarının çoğu muhtemelen geçici olsa da zaten yüksek olan hanehalkı borç seviyeleri, koronavirüsün olumsuz etkisini artıracak, sosyoekonomik ve finansal durumun zayıf noktalarını daha da kötüleştirebilecektir. Özellikle hanehalkı borcunda gelir veya varlıklara göre büyük bir artış, dayanıklı tüketim malları dahil olmak üzere mevcut tüketimde önemli bir düşüşe neden olabilir.”
Koronavirüs görünümüne dair belirsizliğin, birçok düşük borçlu hanehalkının daha ihtiyatlı davranmasına yol açarak masrafları azaltmaya yönlendireceğine işaret edilen raporda, bunun da özellikle özel tüketimin ekonomik faaliyetlerin yarısından fazlasını oluşturduğu ekonomilerin büyümesi üzerinde baskı oluşturacağı kaydedildi.
Raporda, konut kredilerinin birçok gelişmiş ülkede hanehalkının borçlarının büyük kısmını oluşturduğu belirtilerek, şöyle denildi:
“Her ne kadar düşük borçlanma maliyetleri tüketici borç yükümlülüklerini geniş ölçüde istikrarlı tutmaya yardımcı olsa da konut kredilerinde erteleme veya geç ödeme, yaygın iş kayıpları nedeniyle sert bir artış gösterebilecektir. Bu da özel ve kamu finans kuruluşlarının bilançolarında baskı oluşturabilecektir. ABD’de bu tür endişeler, ülkede konut piyasasının düzenli işleyişini sağlamak için Fed’i, konut kredisine (mortgage) dayalı menkul kıymetin sınırsız alımı açıklamasına yol açtı.”
“Türkiye’de hanehalkı borcu düşük oranlarda”
IIF Sürdürebilirlik Araştırma Direktörü Emre Tiftik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de toplam hanehalkı borcunun düşük oranlarda bulunduğunu, GSYH’nin yüzde 14 seviyesinde ve 2013’ten itibaren düşüş eğiliminde olduğunu ifade ederek, bu oranın Rusya’da GSYH’nin yüzde 18’ine, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Polonya’da yüzde 22, Lübnan ve Çin’de ise yüzde 55’ine denk geldiğini bildirdi.
Tiftik, “GSYH’deki küçülmelerle hanehalkı borcunun GSYH’ye oranının bu yıl 2019’da gördüğümüzden daha yüksek seviyelere ulaşması kaçınılmaz.” dedi.