Türkiye’nin en uzun soluklu ve problemlerinin başında eğitim sistemi gelirken hemen hemen tüm hükümetler eğitim sisteminde değişikliğe gitmiş fakat hiçbiri kalıcı çözüm sağlayamamıştır. Türkiye’de eğitim sistemi yaz boz tahtasına dönerken, dünyanın eğitim sistemini gıpta ederek takip ettiği ülkeler de yok değil. İşte bunun en iyi örneklerinden biri olan Finlandiya.
Eğitimnerede.com internet sitesinde yer alan habere göre Finlandiya’nın eğitim sistemini öne çıkaran özelliklerin bir kaçı;
Okula başlama yaşı 7
Türkiye’de geçtiğimiz yıl hayata geçirilen 4+4+4 eğitim sisteminin en çok tartışılan taraflarından birisi olan okula başlama yaşı zaman içerisinde yumuşatılmıştı. İlk olarak okula başlama yaşını 60 ay olarak açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı gelen tepkilerden sonra durumu velilerin tercihine bıraktı ve okula başlama yaşını 60 ay ile 72 ay arasına çekti. Finlandiya’da ise zorunlu okula başlama yaşı 7. Fin kültüründe çocuğun bağımsızlığını önemli bir etken olduğundan çocuklar okula kendileri gidip geliyor. Ebeveynler çocuklarını okula götürüp getirmiyor, okul sonrasında çocuklarına ders çalıştırmıyorlar. Çocuk böylelikle okulu ve eğitimini benimseyerek eğitime ve sisteme daha rahat adapte olabiliyor.
Katı ve dayatmacı müfredat söz konusu değil
Türkiye’de eğitim sisteminin sorunlarında birisi de derslerin içerikleri. Öğretmenler de öğrenciler de sürekli değişen ve ağırlaştırılan müfredattan şikayetçi. Öğrenciler derslerin içeriklerinin ağırlığından şikayet ederken, öğretmenlerin karşı çıktıkları nokta ise, konuların her sene birbirini tekrar etmesi. Finlandiya’nın eğitim sisteminde ise öğrenciler kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekilledirebiliyorlar. Öğretmenler de öğrenciler gibi sınıfın ihtiyacına ve ilgilerine göre müfredatı şekillendirme yetkisine sahip. Finlandiya’nın eğitim sistemindeki bu esneklik, öğernci ve öğretmenin eğitim sisteminin katılığında kurtararak başarıyı arttırıyor.
Sınav yok, not yok
Yılların eskitemediği benzetmedir ‘Yarış Atı’ öğrenciler eğitim hayatına başlar başlamaz hep bir sınavla karşılaşırlar. Daha iyi bir okula girebilmek, daha iyi eğitim alabilmek için, daha iyi bir üniversiteye gidebilmek için, kamuya girebilmek için hep bir sınava hazırlanır öğrenciler. Yarış Atı benzetmesi de buradan gelmektedir. Yeni adıyla TEOG olan ve hepimizin SBS olarak bilinen sistemle başlayan maraton, üniversiteye giriş sınavları olan YGS ve LYS ile devam eder. Üniversitede hedeflenen kariyere göre de ALES ya da KPSS ile süreç devam eder Tabi bunlar genel sınavlardır. Türkiye’de öğrenciler eğitim hayatları boyunca okullarında sınıf geçmek ve başarılı olabilmek için de sayısız sınava girmektedir. Finlandiya’nın eğitim sisteminde ise ilk 6 yıl boyunca öğerncilere hiçbir şekilde not verilmiyor ve 8. sınıfın sonuna kadar da not verme zorunluğu yok. Öğrenciler standart bir sınav sistemine tabi tutulmazken sade 16 yaşlarındayken ülke genelinde yapılan bir sınava katılıyorlar.
Okulda geçirilen zaman
Türkiye’de öğrencilerin en fazla şikayetçi olduğu konuların başında ders ve tenefüs süreleri arasındaki uçurum. Türkiye’de öğrencilerin tenefüs süresi gün boyu ortalama 45 dakika iken Finlandiya’da öğrencilerin tenefüs süreleri gün içinde 75 dakikaya kadar çıkabiliyor. Ayrıca öğretmenler gün boyu ortalama 4 saat ders veriyorlar. Öğretmenler haftada 2 saat de mesleki gelişimleri için kendi eğitimlerin vakit ayırıyorlar. Böylelikle eğitim sisteminde öğretmenler sürekli olarak kendilerini geliştirebiliyor ve eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor.
Öğretmenlerin eğitim derecelerine verilen önem
Türkiye’de son zamanlarda ortaya atılan öğretmenlerin eğitim derecelerinin master seviyesine yükseltilmesi fikri Finlandiya’da eğitim sisteminin temel parçalarından biri. Finlandiya’da öğretmenlerin en az master derecesi mevcut ve üniversite başarı ortalamasının %10’luk diliminden seçiliyorlar. Finlandiya’da öğretmenlerin başarılı ve başarısı olarak değerlendirilmiyor ve hiçbir öğretmen performansları nedeniyle işten çıkartılmıyor.
Öğrenmenin yeri okul!
Türkiye’de öğrencilerin belkide okuldan en çok uzaklaşmalarının nedeni olarak hep ödev yükü gösterilir. Ödevlerden şikayetçi olanlar sadece öğrenciler değil, veliler de öğrencilere verilen ödevlerin ağırlığından şikayetçilerdir. Finlandiya’da ise öğrencilere ödev verilmiyor çünkü Fin kültürüne ve eğitim sistemine göre öğrenmenin yeri okul. Öğrenciler sınıf olarak değerlendirilmiyor her öğrenciye birey olarak değer veriliyor ve performansı düşük olan öğrencinin eğitim programı öğretmeni tarafından, öğrencinin ihtiyaçları doğrultusunda düzenleniyor. Aynı sistem, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de uygulanıyor.
Sporun eğitimde yeri büyük
Türkiye’de öğrencilerin büyük çoğunluğunun en sevdiği derslerin başında Beden Eğitimi gelir fakat bu dersin de haftalık 2 saat gibi düşük bir sürede kalması genç nüfusun bu denli yoğun olduğu bir ülkede spor kültürününün gelişememesine neden olmaktadır. Finlandiya’nın eğitim sisteminde spora bol bol yer verilirken spor karşılaşmalarını yapacakları takımların ve organizasyonun eksikliği sporun gelişmesine çok imkan vermemekte.
Eğitimin temeli eşitlikten geçiyor
Türkiye’de dershanelerin kapatılmasıyla gündeme gelen eğitimde fırsat eşitliği kavramı daha uzun süre tartışılmaya devam edeceğe benziyor. Devlet okullarının eğitim kalitesinde bir istikrarın olmaması, özel okulların sayısı ve fiyatlarının da yüksek oluşu Türkiye’de eğitim hakkının eşitliğine darbe vuran ana etkenler olarak gösteriliyor. Finlandiya’nın eğitim sisteminde özel okul bulunmuyor ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
Finlandiya’da okulların birbiriyle rekabet halinde olmaması okulların başarı düzeyini birbirine yakın bir düzeyde tutuyor.
Finlandiya’da eğitimde eşitliğe verilen önem üst düzeyde, bunun neticesinde tüm çocuklar zeka seviyeleri ve becerileri hangi seviyede olursa olsun aynı sınıfta eğitim görüyorlar.
Maaşlar arasında uçurum yok
Türkiye’de öğretmenler, yöneticiler kıdemlerine ve pozisyonlarına göre farklılık gösteren miktarda ücret alırlarken, Finlandiya’da öğretmenler ve yöneticiler birbirine yakın maaşlar alıyorlar. Bu durum eğitim maliyetlerini düşük tutarken, eğitim için ayrılan bütçenin büyük bir kısmının sınıf ortamına aktarılmasını sağlıyor.
Ülkemizde eğitim sistemi üzerinde daha kaç değişiklik yapılır bilemeyiz ama sanırım bir çok öğrenci ve veli Finlandiya’nın eğitim sistemini öğrendikten sonra bir iç çekmiştir. Sistemin temelinde eşitlik ve öğrenciyi birey olarak görme olgusunun yerleşmesi öğrenciyi eğitimden uzaklaştırmadan akademik başarıya ulaştırıyor. Öğretmenlerin de sistemi ihtiyaç ve ilgilere göre şekillendirebilmesi bu sürece katkı sağlıyor.