15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle ilgili Batı ve ABD’ye yönelik en ağır eleştiriler, Avrupalı üst düzey bir yetkiliden geldi. 1988 yılında Almanya’da siyasete atılan ve Alman Savunma Bakanlığı Devlet Sekreterliği’nin yanı sıra, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunan Willy Wimmer, Türkiye’deki darbe girişimine ilişkin Avrupa basınına konuştu.
BATI’NIN TAVRI İLİŞKİLERİ KOPARDI
Fransız ve Alman radyolarında pek çok programa katılan Wimmer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Batı karşısındaki dik duruşunun Avrupa’da rahatsızlığa neden olduğunu ve darbe girişiminin bu sebeple tertip edildiğini belirtti. Türkiye’nin ABD’den bağımsız bir şekilde bölgede önemli atılımlara karar verdiğini ve bu gelişmelerin Washington’da deprem etkisi yarattığını vurguladı. Wimmer şu ifadeleri kullandı: “Batı’nın ‘ya hep ya hiç’ tavrı, Türkiye ile aralarında büyük bir uçurum oluşmasına sebebiyet verdi.
SALAKLIKLARI TÜRKİYE’Yİ KAYBETTİRDİ
15 Temmuz darbe girişimini başarılı bir şekilde bertaraf eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu saldırıdan da güçlenerek çıktı. Darbenin emri açıkça Washington’dan verildi. ABD, darbe girişiminde Türk askeri içindeki unsurlara yardımcı oldu. Amaç, Rus uçağının düşürülmesinin ardından gelişen Ankara-Moskova ilişkilerini onarmayacak bir yönetimdi. Türkiye’deki İncirlik Üssü’nün darbe girişimi için kullanıldığını bilmeyen yok. Ve bu darbe girişimi açık bir mesaj iletiyordu. “Eğer Türkiye hem NATO’da kalıp hem de Rusya ile yakın politika izlemeye devam ederse, ona bir ders vermek gerekirdi”. Türkiye karşıtı yayınlarıyla bilinen CNN’nin, darbe girişiminden 2 gün önce ünlü muhabir Amanpour’u Türkiye’ye göndermesine dikkat çeken Wimmer, “Askeri darbe büyük bir hataydı. Sonuç olarak yaptıkları salaklıklar Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırarak Şangay’a yakınlaştırdı.
GÜNEY AKIM PROJESİ SON DAMLA OLDU
Darbeden 2 gün önce CNN ve onun deneyimli gazetecisi Amanpour Türkiye’ye gönderilmişti” diye konuştu. Avrupa Birliği’nin, ‘Güney Akım’ doğalgaz boru hattı projesini veto etmesinin ardından Türkiye’nin Rusya ile birlikte alternatif bir proje gerçekleştirdiğine dikkat çeken Wimmer, “Güney Akım doğalgaz boru hattı projesi AB tarafından veto edilince, Türkiye Rusya ile birlikte alternatif bir proje geliştirdi. Türk akımı, ABD’nin çıkarlarını baltalıyordu. Amerika hegemonyasını tehdit eden Türkiye’ye bir ders verilmesi kararlaştırıldı” ifadelerini kullandı. NATO’nun Türkiye’yi zor pozisyona düşüren kararlarını hatırlatarak, “Afganistan ve Mali arasındaki bölge ABD tarafından ateşe verildi. Bu bölgenin kilit noktasını ise Türkiye oluşturuyordu. Bölge için çok sayıda plan oluşturuldu. Bu yüzden Türkiye, NATO’nun hedefi oldu” şeklinde konuştu.
Rus uçağını Amerika düşürdü
Moskova ile Ankara arasında krize neden olan Rus savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili Willy Wimmer önemli tespitlerde bulundu. Krizin hemen öncesinde, bölgede denklemleri değiştirecek bazı imzaların atılmasının öngörüldüğünü hatırlatan Wimmer, “Erdoğan’ın Moskova’yı ziyaret etmek istemesi ve ABD’yi zora sokacak bir dizi anlaşmalara imza atmak istemesi bardağı taşıran son damla oldu. İlk olarak ABD, bir Rus uçağını düşürttü. Teknik olarak bir avcı uçağı, bombardıman uçağını düşüremez. Bunun için radar uçağına ihtiyaç var ve ABD’ye ait bir radar uçağı bu iş için görev aldı. Böylece araları bozuldu. Türkiye’nin bu olayla hiçbir ilgisi yoktu. Amerikalıların amacı bu manevralarla savaş çıkarmaktı” dedi.-Güneş