Ukrayna’da kim, hangi tarafı, niye destekliyor?

Olaylar
Kiev’den hükümet karşıtı protestolarda çekilmiş, kıyamet yerine benzer görüntüler gelmekte. Geçtiğimiz hafta içerisisinde, polis ile protestocular arasında patlak veren çatışmalarda en az 77 kişinin h...
EMOJİLE

Kiev’den hükümet karşıtı protestolarda çekilmiş, kıyamet yerine benzer görüntüler gelmekte. Geçtiğimiz hafta içerisisinde, polis ile protestocular arasında patlak veren çatışmalarda en az 77 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Maidan adıyla bilinen Bağımsızlık Meydanı, kurulan kamplar, barikatlar, yükselen ateş, yüzlerce hatta binlerce silahlı ve kalkanlı çatışanla adeta bir ortaçağ savaş alanlarını andırıyor.

www.globalpost.com isimli siteden Dünya Bülteni.com sitesi için Sedcan Altundal tarafından çevrilen habere göre, hafta sonuna geleceği belirsiz bir siyasal uzlaşı adımıyla girildi. Ukrayna Devlet Başkanı, erken seçimi kabul etti ve yönetimi elinde bulunduran partisi Devlet Başkanı’nın gücünün sınırlandırılması lehinde oy verdi.

Her şey, üç ay önce Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in son anda çark etmesi ve Avrupa Birliği’ile [AB] yapılacak geniş kapsamlı ticaret anlaşmasından vazgeçmesiyle başladı. Yanukoviç, bu anlaşma yerine Rusya’yla daha yakın bir ekonomik ortaklık sağlama arayışına girdi. 30 Kasımda polisin, birçoğu uykudayken barışçıl göstericilere müdahalesinin ardından protestolar büyüdü ve güç kazandı.  

Yaşananları Rusya yanlıları ve Avrupa yanlıları arasındaki çekişmeye indirgemek cezbedici olabilir. Ancak gerçek, daha çetrefilli ve daha temel. Ukraynalı gazeteciler, Euromaidan [Avromeydan] olarak bilinen, devam eden gösterilerin onlar için ne anlama geldiğini açıklıyorlar:

“Birkaç ay öncesine kadar 21.yüzyılda Avrupa’nın göbeğinde insanların, vatandaşlık hakları için insan kaçıracaklarını, işkence yapacaklarını ve öldüreceklerini hayal dahi edemezdik.

Biz, kişisel haklara saygı gösterilen, polisten korkmadan kendi düşüncelerini ifade edebileceğimiz, mahkemelerin adil olduğu ve satın alınamadığı, dürüstçe para kazanmak için ticarette gerçek anlamda bir rekabetin ve fırsatların olduğu adil bir ülkede yaşamak istiyoruz.

Tüm bu sebeplerle, hükümet sistemini silbaştan kurmak istiyoruz… Hükümetin, insan onurunun her şeyden önce geldiğinin farkında olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz.”

Sivil ayaklanma, Ukrayna’da farkı siyasal görüşten grupları, aynı amaçları paylaşmasalar da, hükümet karşıtlığı temelinde bir araya getirdi. Bunanla birlikte, belirli gruplar arasında keskin ayrışmalara da neden oldu. Protestolar, ayrıca uluslar arası toplumun dikkatini de bölgeye çekti.

Ukrayna dağılan parçaları yeniden bir araya getirmeye çabalarken, işte ülkedeki karışıklığın anahtar aktörleri:

HÜKÜMET YANLILARI

Viktor Yanukoviç, Ukrayna Devlet Başkanı

 Yanukoviç, Şubat 2010’da Devlet Başkanı oldu. Alman Deutsche Welle [DW] ajansının ifadesiyle: “Yanukaviç, Devlet Başkanı olduğu günden bu yana orada kalabilmek için mümkün olan her şeyi yaptı. İlk liderlik girişimi ise, 2004’te seçimlerde hile yaptığı gerekçesiyle seçim sonuçlarının mahkeme tarafından iptal edilmesi ve Turuncu Devrim olarak bilinen kitlesel gösteriler sonucu başarısız olmuştu.”

Yanukoviç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile basına kapalı sekiz saat süren bir görüşmenin ardından, dönüm noktası niteliğindeki AB anlaşmasından vazgeçti. DW: “Rusya’nın Ukrayna ekonomisine ne kadar zarar verebileceği ve Yanukoviç’in 2015 seçimlerinde işinin ne kadar zorlaşabileceğini” açıklıyor ve ekliyordu: “Yanukoviç’in devam etmekte olan hükümet karşıtı protesolara tepkisi, tehdidin kendisi için daha güçlü bir hal alma potansiyeline göre değişmekteydi.” Bu, Yanukoviç destekçileri arasındaki ayrışmaya gönderme yapan bir ifadeydi.

Devlet başkanı Yanukoviç ve yönetimdeki Bölgeler Partisi, özellikle Ukrayna’nın doğusunda çelik sektörünü, madenleri ve kimysal rantı elinde bulunduran milyarder elitler tarafından desteklenmekte. Uluslararası Cristian Science Monitor [CSM] ajansı durumu: “Oligarşiciler, yirmi yıldır faaliyetlerine göz yummaları karşılığında destek verdikleri hükümet yetkilileriyle kurdukları yakın ilişkilerden çıkar sağladılar. Bunun yanı sıra politikacılar, oligarşi destekçilerinin hükümet aygıtları ve şeffaf olmayan hükümet sözleşmeleriyle zenginleşmelerine olanak tanıdılar.” sözleriyle ifade ediyordu.

Oligarşicilerden bazıları, Bölgeler Partisi üyeleri ve Ukrayna meclisinde bulunmakta ya da meclisteki vekilleri kontrolleri altına tutmaktalar. Bu kişilere Ukrayna’nın en zengin adamı Rinat Akhmetov da dahil. Söz konusu kişiler, Rusya’yla olan milyar euroluk ticaret ve gümrük anlaşmasından çıkar sağlıyorlarken, Ukrayna’daki ekonomik kriz, bu kişilerin servetlerinin risk altına girmesine neden olabilir. Akhmetov, Devlet Başkanı Yanukoviç’e desteğini sürdürmekle birlikte, polis şiddetine karşı da sesiz kalmıyor. Diğer oligarşiciler ise açıkça Avrupa yanlılarını destekliyor, hatta gösterilere destek veriyorlar.

Kiev’in merkezinde kontrolü yenien ele almak isteyen güvenlik güçleri ile protestocuların defalarca karşı karşıya geldiği çatişmalar yaşandı. Berkut (altın kartal) ise sosyal ve siyasal protestoları bastırmak için devreye sokulan bir yanıt niteliğinde. Bektut, göstericilere karşı aşırı, gereksiz, acımasız ve agresif bir tavır gösterdi. Ukrayna polisi, göstericilere karşı cop, tazyikli su, ses bombası ve silah kullanıyor. 19 Şubatta, güvenlik güçlerinin gerçek mermi kullanmasına onay verilmesi ve Devlet Başkanı tarafından Genelkurmay Bakanı’nın görevden alımasından saatler sonra ateşkes ilan edildi. Ateşkes, bir gün sonra, en az 70 eylemci ve 3 polis memurunun hayatını kaybetmesine neden olan benzeri görülmemiş çatışmalarla bozuldu. 

The Guardian’a göre bu olayın ardından Ukrayna parlementosu, “silahlı güvenlik güçlerinin ve polislerin Bağımsızlık Meydanı’na girişini yasaklayarak” bir adım attı. Kievli bir yorumcu: “[Bu karar rağmen] isyan eden polislerin parlemento kararına uyup, karargâhlarına çekilecekleri garanti edilemez.” dedi.

“Titushkolar” şiddet eğilimli, hükümet yanlısı örgütlerdir. Doğu ve Orta Ukrayna’dan gösterileri provake etmek üzere gönderildikleri düşünülmekte. Bu gruplar, isimlerini geçtiğimiz yıl Kiev’de hükümet yanlısı bir gösteride saldırıda bulunan gazetecileri kaydetmesiyle tanınan Vaym Titushko’dan aldılar. BBC’nin haberine göre: “Bu grupları, birçok kez polisin göz yummasıyla, gösterici ve gazetecilere saldırmakla suçlayan sayısız haber yapıldı. Söylentilere göre, Ocak ayı sonunda hükümet karşıtı protestoların ülkenin doğusuna sıçramasıyla birlikte “titushkolar”, Zaporizhzhya ve Dnipropetrovsk şehirlerinde bölgesel idare bürolaruna yerleştirililer ve sonrasında göstericilere saldırmaları için görevlendirildiler.”

Rusçada “kale” anlamına gelen Oplot, Ukrayna’nın doğu şehirlerinden Kharkiv’de bir savaş sanatları klübü üyelerinden oluşmaktadır. Bu grubun başında, “Sovyetler Birliği ordusu geleneğinden gelen” eski polis şefi Yevhen Zhilin bulunmakta. BBC, Oplot’u “Kiev’e polisin düzeni yeniden sağlamasına yardım etmek için gitmiş, hükümet karşıtı protestolara muhalif bir grup” olarak tanımladı ve ekledi: “Oplot, hükümet karşıtı eylemcileri araçlarıyla taşıyan ve “Auto-Madian” adıyla bilinen grubu engelledi, hükümet çalışanlarına ait varlıkların bekçiliğini yaptı ve caddeleri kapattı.” Grup, ayrıca adam kaçırma ve “Auto-Maidan” lideri Dmytro Bulatov’a işkence yapmakla suçlandı.  

MUHALİFLER

Hükümet Karşıtları

Ukrayna’nın Rusya ile ortaklığına karşı çıkan ve erken seçim isteyen binlerce hükümet karşıtı gösterici Kiev’in merkezinde kamp kurmayı sürüyorlar. Devlet Başkanı ve muhalif gösterici liderleri arasında Cuma günü taslak bir anlaşmaya varıldı.

Barışçıl gösterilerin polis ve protestocular arasında topyekün bir çatışmaya dönüşmesinin ardından protestocular, taş, havaifişek, molotof koteyli ve nadiren de olsa silah kullanmaya başladılar. Protestocular, kendi içlerinde örgütlenmiş partizan ve partizan olmayan göstericiler, birçok “sıradan vatandaş” ve aşırı uçlar gibi farklı gruplardan insanlardan oluşmakta.

GlobalPost’un tecrübeli muhabiri Dan Pleschuk’a göre: “Şiddet olayları, hümümet karşıtı çatışmalara önemli ölçüde öncülük eden küçük ama etkili radikal grupların güç kazanmasına neden oldu. Bununla birlikte, polisin kendilerine karşı tutumunu ve kendilerini koruyanların maskeli ve silahlı göstericiler olduğunu görmek, birçok ‘sıradan’ protestocunun da radikalleşmesine neden oldu.”  

Muhalif Meclis Üyeleri

Devlet Başkanı Yanukoviç ve muhaliflerin liderleri, şiddet olaylarını ve Ukrayna’daki uzayan krizi sonlandırmak için anlaşma sağlandığını duyurdular. Bölgeler Partisi’nden sonraki en büyük üç siyasal partinin liderleri ve Devlet Başkanı Yanukoviç’in 2015 seçimlerindeki mutemel rekipleri Arseniy Yatsenyuk, Vitali Klitschko ve Oleh Tyahnybok, Yanukoviç’in görevi bırakmasını talep ettiler.

Foreign Affairs, göstericilerle muhalif parti liderleri arasında bir “uçurum” olduğunu şu sözlerle aktardı: “Bu çatlak, Avrupa yanlısı gösterilerin başladığı ilk günlere dayanıyor. Partizan olmayan protestocular Maidan’da bir araya gelirken, muhalif partiler European Square [Avrupa Meyanı] civarında beklemekteydiler. Birçok sivil gösterici, muhalefet partileri liderlerini herhangi bir stratejileri olmamakla ve protestoları kendi siyasal çıkarları için kullanmakla suçladı.” Muhalifet partileri liderlerinin, göstericileri kontrol edip edemeyeceği sorusu güncelliğini koruyor.

Arseniy Yatsenyuk, Batkivshchyn – Vatan Partisi (Fatherland)

Yatsenyuk, Ukrayna’daki en büyük ikinci siyasal parti olan Vatan Partisi’nin liderliğini yapmaktadır. Parlemento, Ukrayna’nı eski Devlet Başkanı ve partinin hapishanedeki sembolik lideri Yulia Tymoshenko’nun serbest bırakılmasını henüz onayladı.

Foreign Affairs’ın haberine göre: “Vatan Partisi, Turuncu Devrim’i geleneksel olarak destekleyen ve Yanukoviç’e en büyük muhalefetin olduğu batı ve orta Ukrayna’nın desteğini kazandı. Yatsenyuk, 2010 seçimlerinde Yanukoviç’e Devlet Başkanlığı için rakip olabilecek en nitelikli aylardan biriydi. Daha önce dışişleri bakanlığı, ekonomi bakanlığı, parlemento sözcülüğü, Ukrayna Merkez Bankası’nda müdür yardımcılığı görevlerini de üstlenen avukat ve ekonomist Yatsenyuk, önemli bir siyasal tecrübeye sahip. Başbakanlık teklif edilen Yatsenyuk, bu teklife Twitter aracılığı ile şu yanıtı verdi: “Başladığımız işi bitiriyoruz. Liderlerimize siz değil, halk karar verir.”

Vitaly Klitschko, UDAR (Yumruk) Partisi

Klitschko’nun takma adı Dr. Demir Yumruk. Spor akademisinde doktora yapmasını ve dünya ağır siklet boks şampiyonu olduğunu dikkate alırsak, bu lakap kendisine uymakta. Klitschko, protesyolardaki en göze çarpan isimlerden biri ve Avrupa yanlısı, Reform için Ukrayna Demokratik İttifakı Partisi’nin (UDAR) başkanı. UDAR, yumruk anlamına gelmektedir. Yolsuzluk karşıtı bir parti programı yürütmekte olan UDAR, Ukrayna’da parlementosundaki en büyük üçüncü parti konumunda. Washington Post’ta yayımlanan bir yazıda: “Klitschko’nun Turuncu Devrim ya da onu takiben ortaya çıkan ancak rağbet görmeyen hükümetlerle ilgisi yoktur. O, Yanukoviç’e en şiddetli eleştirileri getirenlerlen biridir. Henüz eylülün başlarında, Yanukoviç’in AB anlaşmasını imzalamadığı takdirde istifa etmesi gerektiğini söyleyen de oydu.” denilmekteydi.  

Oleh Tyahnybok, Svoboda (Özgürlük) Partisi

Tyahnybok, Ukrayna’da en büyük dördüncü parti konumundaki aşırı sağcı, milliyetçi partinin başında bulunan isim. Yatsenyuk ve Klitschko’nun aksine, Tyahnybok’a yönetimde bir görev teklif edilmedi. Geleneksel Ukrayna kültürü ve değerlerini savunan Svoboda, AB anlaşmasına destek vermekte. Foreign Affairs, partinin radikal görüşlerin takındığı Avrupa yanlısı tutuma uymadığı ve yurtiçi ve yurtdışındaki gözlemcilerin bu konuda kaygıları olduğunu yazdı. 2004’te Yahudi düşmanlığı yaptığı gerekçesiyle parlemento dışı bırakılan Tyahnybok’un partisi de faşist bir oluşum olarak değerlendiriliyor.

Yulia Tymoshenko, Batkivshchyna – Vatan Partisi (“Fatherland”)

Vatan Partisi’nin sembolik lideri olan Tymoshenko, Yanukoviç’in de en büyük siyasal rakibi. Parlemento, yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yedi yıl hapis cezası alan Tymoshenko’nun serbest bırakılmasına karar verdi. Bu, Tymoshenko’nun Ukrayna’da oluşacak yeni siyasal yapıda doğrudan bir rol almasını sağlayabilir. 2011’de yolsuzluk suçlamaları nedeniyle hüküm giyen “Truncu Devrim’in simge ismi”ne verilen bu ceza, birçoklarına göre siyasi gerekçelere dayanıyordu. Tymoshenko’nun bir süredir hapiste olması ve sağlık durumunun iyi olmamasına rağmen mevcut Devlet Başkanı Yanukoviç, onu kendisi için bir tehtid unsuru olarak görmekte. AB’nin ticaret anlaşmasını imzalama şartı olarak Tymoshenko’nun serbest bırakılmasını talep etmesi, Yanukoviç’in anlaşmayı imzalamamasının nedenlerinden biriydi.  

 Sağ kanat

Sağkanat, Svoboda Partisi, Trident, Ukrayna Patriotu’nu gibi grupların da dahil olduğu aşırı milliyetçi, neo-faşist bir oluşum. Bu grubun Ukrayna’daki şiddet olaylarının arkasındaki en önemli unsur oldukları belirtilmekte. Resmi üyeleri ya da liderleri bulunmayan grubun bir üyesi, BBC’ye kendilerinin Euromadian hareketiyle bir bağlantılarının olmadığını söyledi. Polisle karşı karşıya gelen grup üyeleri, genellikle maske ve kask takıyorlar ve demir çubuklar taşıyorlar. Birçoğu AB’ye katılımı desteklemeseler de, mevcut durumu “devlet yapısını parçalamak için” bir fırsat olarak görüyorlar. Guardian bu neo-faşist grubun gerçek bir siyasal endişe kaynağı olduğunu şu sözlerle aktadı: “Onlar, [Sağ Sektör] iktidarın yeniden düzenlenmesini talep eden muhalif gruplardan farkı olarak, bundan tatmin olmayacak ve hareketin tartışmasız daha radikal bölümünü oluşturacaklardır.”

Avukat ve eylemci Oleksandr Danylyuk tarafından yönetilen Ortak Dava, Kiev’deki adalet, tarım ve enreji bakanlıkları binalarını ele geçirmesiyle gündeme geldi. Ortak Dava, erken parlemento ve başkanlık seçimlerini destekliyor. BBC, daha ılımlı muhalif liderlerin, Danylyuk’u ve hareketini hükümetle görüşmeleri baltalayacak ve sıkıyönetime geçilmesine neden olabilecek provakosyonlar yapmakla suçladığını bildirdi.

BBC, kitlesel gösterilerin Ocak sonu itibariyle şidetli çatışmalara dönüşmesinin ardından, birçok futbol klübü taraftar grubunun, hükümet karşıtı gösterileri desteklediğini ve protestocuları yasadışı örgütlerden korumak için sokakları ele geçirdiklerini yazdı. Ukrayna’da “ultras” olarak bilinen ateşli taraftar gruplarının, genellikle aşırı sağ eğilimleri ve tarihsel olarak polislere karşı bir tutumları var. 21 Ocakta, Kiev sakinlerini “titushkoslardan” koruyacağını açıklayan ilk taraftar grubu Dinamo Kievliler oldu. Hükümet karşıtı eylemlere temkinli yaklaşan merkez ve doğu bölgelerindeki taraftar grupları da bu açıklamanın ardından benzer bir tutum sergileyeceklerini bildirdiler. En az 16 klübün taraftar grupları, hükümet karşıtı eylemlere destek vercekleri ve göstericileri koruyacakları sözünü verdiler.

DİĞER AKTÖRLER

Ukrayna Parlementosu – Verkhovna Rada

Devlet Başkanı Yanukoviç destekçilerinin hâkimiyetinde bulunan Ukrayna parlementosu, siyasal krizi sonlandırmak için kararlı adımlar atmadığı için eleştiriliyordu. Ancak parlemento, Cuma günü tutumunu değiştirdi ve Devlet Başkanı’nın gücünü sınırlandıran yasayı çıkardı. Ayrıca, protestocuların da şartsız bir şekilde serbest bırakılmalarına karar verildi. Bundan bir gün önce perlemento, Devlet Başkanı Yanukoviç’i “saf dışı bırakarak” asker ve polis güçlerinin Euromadian’dan çekilmesine ve protestoculara karşı silah kullanılmasının durdurulmasına karar verdi. Washington Post’a göre, bu adım, Yanukoviç’in oduyu müdahaleye çağırmasının önüne geçti ve onu demokratik sürecin dışına itti. Ayrıca söz konusu kararlar, Yanukoviç’in kendi partisi içinde de ona olan desteğin azaldığına işaret ediyordu.  

Ukrayna Medyası 

Mother Jones, Ukrayna Espreso TV de dahil olmak üzere birkaç yerel kanalın, kamp alanlarındaki büyük kalabalığı, yanan ateşleri ve çok sayıda patlamayı canlı yayımladığını yazdı. Nisan 2013’te, Ukraynalı bazı ünlü gazetecilerin bir araya gelerek kurdukları sivil haber kanalı Hromodske TV, Kasım ayı itibariyle yayıma başladı. Kanal, gösterilerle ilgili haber, belge ve bilgileri sunmakta. Gösterilerde yaşananlarla ilgili haber yapmaya çalışan birçok gazeteci, çoğunlukla polislerin salırısına uğradı. En az bir gazeteci hayatını kaybetti.

Ukraynalı atletlerden bazıları, ülkelerinde yaşanan şiddet olaylarına tepki olarak Rusya’daki Soçi Kış Olimpiyatları’na katılmayacaklarını açıkladılar. Olimpiyatlara katılan bazı atletler ise, kollarına siyah bant takarak yarışmak isteseler de buna Uluslar arası Olimpiyat Komitesi tarafından izin verilmedi. Atletlerin birçoğu oyunlardan çekildi. Kayakçı Bogdana Matsotska, koçu (aynı zamanda babası) aracılığıyla: “Barikatlarda bekleyen göstericilerle dayanışma adına, protestoculara yasadışı şiddet uygulayan sorumsuz başbakan ve onun kukla hükümetini protesto ediyor ve Soçi 2014 Kış Olimpiyatları’ndaki yarışmalardan çelildiğimizi açıklıyoruz.” dedi. Yarışmalardan çekilen atlet sayısının artması bekleniyor.    

YABANCI AKTÖRLER

Rusya

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın AB ile daha yakın ilişkiler sağlayacak olan anlaşmayı reddetmesi konusunda büyük bir çaba gösterdi. Putin, bu süreçte Ukrayna’ya Rusya’dan gelecek 15 milyar dolarlık yardım paketini ve gaz fiyatlarına uygulanacak önemli indirimi “Avrasya Birliği”ni öne çıkararak vurguladı. GlobalPost, daha önce, Rusya’nın Ukrayna’ya siyasal ve ekonomik yatırım yapmasının birkaç nedenini açıkamıştı:

1. Rusya’nın Ukrayna doğalgaz boru hattı ile ilgili planları

2. Rusya Ukrayna’yı “küçük ben” olarak algılaması 

3. Ukrayna olmaksızın “Avrasya Birliği” de olamayacağı gerçeği

4. Rusya ve Ukrayna tarihlerinin ayrılmaz bir biçimde birbirine bağlı olduğuna inanması

5. Ukrayna’nın kendisinin etki alanında bir ülke olduğunu düşünmesi

6. Birçok Ukraynalı hala Rusça konuşması

7. Rusya’nın olası bir devrimden endişe duyması

Rusya, protestocuları “dış güçlerce desteklenen terör üretmekle” suçladı ve Ukrayna hükümetine ayaklanmayı bastırmak için “yardım” teklifinde bulundu. GlobalPost’un kıdemli muhabiri Dan Paleschuk, Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev’in: “Rusya, Ukrayna otoriteleri ‘meşru ve etkili” oldukları sürece, Ukrayna ile stratejik işbirliğine devam edecektir.” dediğini bildirdi.

Almanya, Polonya ve Fransa

20 Şubatta, Almanya, Polonya ve Fransa dışişleri bakanları muhalif gruplar ve hükümet arasına bir uzlaşma sağlanması için görüşmeler yapmak üzere Ukrayna’ya gittiler. Bütün gece süren görüşmelerin ardından AB dış temsilcileri, 2004 anayasasının Devlet Başkanı’nın yetkilerini sınırlandıran bir içerikle yeniden düzenlenmesi ve erken seçimlere gidilmesi konularında uzlaşıya varılmasında etkili oldular. Almanya Başbakanı Angela Merkel, temsilciler ülkeden ayrılmadan önce Vladimir Putin ile görüştü ve: “Her şeyin konuştuğumuz gibi uygulanması konusunda anlaşmaya vardık. Artık Ukrayna’da şiddetin artması için sebep yok.” dedi.  

Avrupa Birliği

20 Şubatta, AB, 28 üye ülkeye Ukrayna’daki artan şiddet olaylarını müzakere etmek üzere “olağanüstü toplantı” çağrısı yaptı. Guardian’ın haberine göre: “ Yüksek temsilci Catherine Ashton başkanlığında toplanan olağanüstü dışişleri kurulunda AB dışişleri bakanı, şiddet olayları ve aşırı güç kullanımından sorumlu olanların mal varlıklarının dondurulması ve bu kişilere seyahat yasağı getilmesi konularında mutabakat sağlandığını bildirdi.”

Amerika Birleşik Devletleri

18 Şubatta, Mother Jones, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın acil durum mesaji yayımlayarak, Ukrayna’yı artan şiddet olayları ve güvenlik birimlerinin muhtemel “aşırı güç” kullanımı konularında uyardığını bildirdi. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada: “Ukrayna güvenlik güçlerinin kendi halkına karşı otomatik silah kullanmasından büyük rahatsızlık duymaktayız.” denildi. 19 Şubatta, Obama, Ukrayna hükümetinin barışçıl göstericilere şiddet uygulaması halinde, bunun uluslar arası camiadan kaynaklanan sonuçları olacağı konusunda uyarıda bulundu.