Mısır asker ve polisinin Tahrir meydanında kurulan çadırları ise ateş verdiği bildirildi.
Gösterilerin sürmesi durumunda çok daha ağır müdahalede bulunacakları uyarısında bulunan Mısır cuntasının bu tavrı, Hüsnü Mübarek rejiminin ülkedeki varlığının aynen devam ettiğini gösteriyor.
Gösterilerin yeniden niçin alevlendi?
Bu ayın başlarında, Mısır Başbakan yardımcısı Ali El Silmi tarafından açıklanan bir ön yasa taslağında, askeri cuntaya bir vesayet yetkisi tanıyarak, cuntanın ülkenin temel meselelerinde son sözü söyleyen bir anayasal yapıya dönüştürülmesi planlanmıştı.
Başta Mısır Müslüman Kardeşler hareketi olmak üzere diğer siyesi gruplar, Mısır’daki cuntanın sözünü tutmayarak, ülkede halkın özgür iradesini bloke etmeye ve halkın iradesine göre oluşacak yeni sivil yönetimin önünü almaya çalıştığını belirterek bu taslağa şiddetli tepki göstermişler, buna karşılık meydana inecekleri uyarısında bulunmuşlardı.
İhvan-ı Müslimin başta olmak üzere diğer bazı grupların Cuma namazıyla birlikte Tahrir meydanında başlattıkları dev kitlesel gösterilere Mısır polisinin jop, gaz bombası ve plastik mermilerle saldırması sonucu 2.000’den fazla gösterici çeşitli yerlerinden yararlanırken, saldırılarda hayatını kaybeden devrimcilerin sayısı 35’i aştı.
Cuntanın katliamı ve daha ağır saldırı tehditlerine rağmen devrimciler Tahrir meydanındaki cunta karşıtı protestolarını sürdürmeye kararlı olduklarını belirtiyor.