Operasyon yerel saatle akşam 19.00 (TSİ 01.00) sıralarında başladı. 10 ülkenin katıldığı operasyonda İran destekli Şii Husilerin denetimindeki başkent Sana havadan bombalandı.
Yapılan açıklamada operasyonun amacının mevcut hükümeti korumak olduğu açıklandı.
Suudi Arabistan’ın ABD Büyükelçisi Adil Cubeyr, Yemen’deki barış çabalarının sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine askeri müdahale başlattıklarını açıkladı.
Operasyona bazı Körfez ülkeleriyle 10 ülkenin destek verdiğini kaydeden Cubeyr, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’nin talebi üzerine operasyona başladıklarını vurguladı.
Cubeyr, “Yemen’de meşru hükümet iş başında. Bu sadece bir bölge ile sınırlı kalmayacak bir operasyon” dedi.
Husilerin “her zaman şiddet yolunu seçtiğini” belirten Cubeyr, “Yemen halkını ve meşru hükümeti korumak için gerekli her şeyi yapacağız” dedi.
Büyükelçi, operasyonun Birleşmiş Milletler ve Arap Ligi Tüzüğüne uygun yapıldığını belirtti. Büyükelçi Cubeyr, “Öncelikle hava operasyonları başlatıldı, ancak diğer askeri operasyonlara başvurulması da mümkün” diye konuştu.
Büyükelçi, operasyonda ABD kuvvetlerinin yer almadığını söyledi.
100 savaş uçağının operasyona katıldığını belirten Suudi Arabistan, Mısır ve Pakistan olmak üzere beş Müslüman ülkenin daha Körfez liderliğindeki askeri koalisyona katılmak istediğini duyurdu.
Yemen’in başkenti Sana’da ise Husi militanları uçaksavar bataryalarıyla Suudi Arabistan jetlerine ateş açtı. Kentte yoğun uçaksavar sesleri duyulduğu belirtiliyor.
Başkent Sana’daki kaynaklar operasyonda en az 10 kişinin öldüğünü belirtiyor. Husi komutanlarından Abdel Khaleq Badereddine El-Huti, Yusuf Madani ve Yusuf Ticaret’in de saldırılarda öldürüldüğü gelen bilgiler arasında. Ancak resmi bir açıklama henüz yok.
Husilere ait Mesire televizyonundan, tüm sağlık personelinin acilen hastanelerde görevlerinin başına geçmeleri yönünde duyuru yapılıyor.
Husiler, Suudi jetlerinin Sana’da bir askeri üssü vurduklarını doğruladı, uçaksavar füzeleriyle karşılık verdiklerini açıkladı.
Obama’dan destek emri
ABD Başkanı Barack Obama, Yemen’de Körfez İşbirliği Konseyi’nin önderliğindeki askeri operasyonlara lojistik ve istihbarat desteği verilmesi yönünde emir verdi
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Bernadette Meehan, yaptığı yazılı açıklamada, ABD’nin Husilerin Yemen’in seçilmiş hükümetine karşı askeri eylemini güçlü biçimde kınadığını kaydetti.
Bu eylemlerin geniş çaplı istikrarsızlığa ve Yemen halkının iyiliği ve güvenliğini tehdit eden kaosa neden olduğunu belirten Meehan, ABD’nin bölgesel partnerler ve Yemen Cumhurbaşkanı Hadi ile yakın temas halinde bulunduğunu ifade etti.
Meehan, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bozulan güvenlik durumuna yanıt olarak Suudi Arabistan, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) üyeleri ve diğerleri, Suudi Arabistan sınırını savunmak ve Yemen’in meşru hükümeti korumak için askeri eylem başlattı. KİK üyelerinin daha önce açıkladığı gibi, bu eylemi, Hadi’nin talebi üzerine yapıyorlar. ABD, Suudi Arabistan ve KİK partnerlerimizle, onların güvenliği ve ortak çıkarları konularında yakın koordinasyon içindedir. KİK’in eylemlerini Husilerin şiddetine karşı savunma amaçlı olarak, ABD Başkanı Obama, KİK önderliğindeki askeri operasyonlara lojistik ve istihbarat desteği tedariki emrini verdi. Bu eylemleri destekleme bağlamında, ABD güçleri Yemen’de doğrudan askeri eyleme girmese de ABD’nin askeri ve istihbarat desteğini koordine etmek için Suudi Arabistan ile Ortak Planlama Hücresi oluşturuyoruz.”
Husilerin istikrarsızlığa neden olan askeri eylemlerini bir an önce durdurmasını şiddetle tavsiye ettiklerini ifade eden Meehan, grubun siyasi diyaloğun parçası olarak müzakerelere dönmesi çağrısında bulundu.
Yemen Cumhurbaşkanı Hadi, önceki gün hem BM Güvenlik Konseyi hem de Arap ülkelerine mektup göndererek, Husilerin ilerleyişinin engellenmesi için askeri müdahale dahil her türlü önlemi almalarını istemişti.
Mısır’dan destek
Mısır, Arap ülkelerinin Yemen’deki Husilere yönelik başlattığı askeri operasyonu askeri ve siyasi olarak desteklediğini duyurdu.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Mısır, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi’nin talebi üzerine ülkedeki meşru hükümeti destekleyen koalisyon ülkelerinin adımını (askeri operasyonu) askeri ve siyasi olarak desteklediğini ilan ediyor. Bunu, Arap Körfez bölgesi ve Arap ulusal güvenliğine yönelik tarihi sorumluluğundan hareket ederek yapıyor” değerlendirmesinde bulunuldu.
Ayrıca Mısır’ın, Yemen’in güvenliği ve istikrarını savunmak, birliğini korumak ve kardeş Arap ülkelerinin güvenliğini muhafaza etmek için koalisyon ülkelerinin Husilere yönelik askeri operasyonlarına gerektiğinde hava, kara ve deniz güçleriyle katılmak için Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle koordinasyon yürüttüğü de kaydedildi.
Suudi Arabistan sınıra asker yığıyordu
Suudi Arabistan, Dışişleri Bakanı Faysal’ın ‘Yemen’de barışçıl çözüm olmazsa gerekeni yaparız” açıklamasının ardından Yemen sınırına ağır silah, tank ve diğer askeri teçhizatları yığmaya başlamıştı.
Reuters’e konuşan ABD’li yetkililer, Suudi Arabistan’ın Yemen ile sınır bölgesinde yoğunlaştırdığı askeri sevkiyatın ‘önemli’ olduğunu belirtti.
Yetkililerden biri, İran destekli Şii Husilerin Yemen’in güneyine ve Yemen Devlet Başkanı Abdurrabu Mansur Hadi’nin siyasi faaliyetlerini yürüttüğü Aden’e saldırmaları halinde, Hadi’yi korumak amacıyla hava saldırılarına hazırlanıyor olabileceğini belirtmişti.
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Muhammed Bin Selman Bin Abdulaziz ise, dün ülkenin Yemen sınırında konuşlanan askeri gücü ve teçhizatlarını bizzat denetlemişti.
‘Saldırganlığa karşı gerekli adımları atacağız’
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud Faysal, Pazartesi günü Yemen’deki krizin barışçıl yollarla çözülmemesi halinde bölge ülkelerinin ‘saldırganlığa karşı gerekli adımları atacağını’ söylemişti.
Faysal, “Yemen’deki sorunun siyasi ve barışçıl yollarla çözülmesini umut ediyorum ama bu gerçekleşmezse bölge ülkeleri saldırganlığa karşı gerekli adımları atacaktır.
Elimizden geldiğince Yemen Devlet Başkanı Mansur Hadi’ye destek vereceğiz. Bunu sadece bir tarafı savunmak için değil Yemen’in istikrarını sağlamak için yapacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Çatışmalar Aden sınırında
Aden’de, devrik Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih ve Husi Ensarullah Hareketi yanlısı olduğu belirtilen 39. Zırhlı Tugay’a bağlı birliğin, Hadi yanlısı Halk Komiteleri’yle girilen çatışmaların ardından Uluslararası Aden Havalimanı’nı ele geçirdi.
Ancak Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi yanlısı Halk Komiteleri’nin, karşı saldırı düzenleyerek Aden Havalimanındaki kontrolü yeniden ele geçirdiği belirtildi.
Çatışmalarda ölen ya da yaralananlara ilişkin bilgi vermeyen kaynaklar, çatışmaların, havalimanı etrafında yer yer devam ettiğini aktardı.
Husiler, ülkenin en büyük hava üssü olan ülkenin güneyindeki Aned’i ve geçici yönetim merkezi Aden’e 60 kilometre uzaklıktaki Lahic kentini de dün ele geçirmişti.
Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi tüm devlet kurumlarındaki çalışanlara ve Aden halkına işyerlerini kapatıp evlerine dönmeleri talimatı verdi.
‘Hadi kaçtı’ iddiaları
Daha önce Başkent Sana’dan Aden’e kaçan Cumhurbaşkanı Hadi’nin nerede olduğu konusunda ise çelişkili bilgiler geliyor.
Associated Press Ajansı’na konuşan görgü tanıkları, Hadi’nin Arap Denizi’ne bakan bir tepenin üstünde bulunan sarayını bırakarak araç konvoyu ile ayrıldığını söylediler.
Başka bir iddiaya göre ise Hadi deniz yoluyla şehri terk etti ve Cibuti’ye kaçtı.
Al Jazeera’ya konuşan bir insan hakları aktivisti ise, Hadi’nin nerede olduğunu bilmediklerini söyledi.
Ancak isminin açıklanmasını istemeyen bir üst düzey Cumhurbaşkanlığı yetkilisi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Hadi ülkeyi terk etmedi ve bu yönde yapılan haberler gerçek dışıdır” dedi. Yetkili, Cumhurbaşkanı Hadi hakkında daha fazla bilgi vermedi.
Hadi konutundan ayrıldı
Aljazeera’nın haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığı, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’nin konutundan ayrıldığını teyit etti.
Bakanlık Sözcüsü Jen Psaki, günlük basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Hadi ile bugün erken saatlerde temas kurduklarını ifade ederek, “Kendisi artık konutunda değil, bunu teyit edebilirim” dedi.
Hadi’nin gönüllü olarak ayrılıp ayrılmadığına yönelik soru üzerine de Psaki, “Bence gönüllü olarak konuttan ayrıldığı gayet açık” ifadesini kullandı.
Psaki, Hadi’nin şu anda bulunduğu yere dair bilgi veremeyeceğini ifade ederek, “Kendisiyle son günlerde temas halindeydik” diye konuştu.
Bir gazetecinin “Şehir çökmek üzere. Bu biraz zor bir gönüllü ayrılma durumu olmuyor mu” yorumu üzerine Psaki, “Konuyu anlamlandırmayı size bırakıyorum. Kendisinin zorla mı gönüllü mü ayrıldığı ve bunun ne anlama geldiğini karakterize etmek zorunda değilim” değerlendirmesinde bulundu.
Psaki, silahlı grupların Yemen’de kontrolü ele geçirmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Meşru geçişin, ancak, siyasi müzakereler ve tüm siyasi partiler arasında Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi’nin girişimi ve ulusal diyalog sonucundaki konsensüse varılmış bir anlaşma yoluyla olabileceğini belirten Psaki, Yemen’in geleceğininYemen halkı tarafından belirlenmesi gerektiğini bildirdi.
Psaki, Husilerin eylemlerinin devamlı olarakYemen’deki dönüşümün altını kazıdığını bildirdi.
“Suudilerin meşru kaygıları var”
Suudi Arabistan’ın Yemen sınırına askeri yığınak yaptığına ve Arap zirvesinde Yemen’e Arap güçlerinin gitmesine yönelik bir öneri sunacağına dair haberlerin sorulması üzerine Psaki, şunları kaydetti:
“Şu anda konuyla ilgili detaylara sahip değiliz. Bu haberlerin yeni olduğunu sanmıyorum. Suudi Arabistan ve Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi ülkeleriyle barışçıl siyasi geçişi teşvik etmek için yakından çalışıyoruz ve onların Husilerin agresif eylemlerine yönelik kaygılarına katılıyoruz. Suudilerin, coğrafi yakınlıkları dikkate alındığında Yemen’deki mevcut olayların kendi güvenliklerine olası etkilerine yönelik meşru kaygıları var ve sınırlarındaki güvenliği sağlamak için uygun önlemleri almakta olduklarını anlıyoruz. Gelecek toplantıdan bahsediyorsunuz, teklif edilebilecek veya edilmeyecek bir öneri hakkında detaylara sahip değilim.”