Somali’de Her Gün 13 Çocuk Ölüyor

Olaylar
Birleşmiş Milletler’in (BM) Somali Özel Temsilcisi Augustine Mahiga, "Somali’de her gün 5 yaşının altında 13 çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. Bu çok korkunç bir rakam" dedi. B...
EMOJİLE

Birleşmiş Milletler’in (BM) Somali Özel Temsilcisi Augustine Mahiga, "Somali’de her gün 5 yaşının altında 13 çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. Bu çok korkunç bir rakam" dedi.

BM Güvenlik Konseyi Toplantısı’nda Afrika’da yaşanan açlık felaketi ele alındı. BM’nin Somali Özel Temsilcisi Augustine Mahiga, "Şu anda Somali’de 3.7 milyon insan açlık tehdidiyle karşı karşıya. Doğu Afrika’da ise 12 milyona yakın kişi açlık felaketinden etkileniyor. Somali’de her gün 5 yaşının altında 13 çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. Bu çok korkunç bir rakam" diye konuştu.

BM İnsani İşler Genel Sekreter Yardımcısı Catherine Bragg ise, "BM olarak Somali için 1 milyar dolara yakın bir yardımın toplanması kanaatindeyiz ancak bu rakamın yalnızca yarısından az bir kısmı toplanabildi şu ana dek. Yeterince yardım parası toplanamadı ve bu durum da krizin henüz aşılamamış olduğunu gösterir. Afrika’da 1.2 milyon çocuk acil yardım bekliyor daha şimdiden çoğu çocuk hayatını kaybetti veya kaybediyor. Çok yakın bir zamanda, gerekli yardım parası toplanamaz ise çok sayıda çocuk hayatını kaybetmekle karşı karşıya kalacak" dedi.

 SOMALİ’NİN TARİHİ SAVAŞLARLA İÇ İÇE

Doğu Afrika’daki kuraklığın açlığa dönüştüğü Somali’ye sadece iklim ve yoksulluk değil, savaş ve otorite boşluğu da ağır darbe vurdu. Son yıllarda deniz korsanlarıyla gündeme gelen Somali 90’lı yılları da böyle kanlı iç savaşlarla geçirmişti ve 2006’da buna bir de radikal Eşşebab örgütünün hükümeti geriletmesi ve tedhişe dayalı iktidarını ülkenin büyük bölümünde kurması eklendi.

Tarihi çok gerilere giden Somali’de çok sayıda etnik grup yaşıyor. Somali’de İslam dininin yaygınlaşmasıyla başkent Mogadişu’nun kuruluşu hemen hemen aynı döneme denk gelmekte. Mogadişu’nun MS 900 yılında kurulmasının ardından MS 1500’lere kadar Somali’de birçok şehir devleti ve krallık varlık gösterdi.

Somali 19. yüzyılda İngiltere, Almanya ve Portekiz’in sömürge ve hakimiyet sahası haline geldi. Sonra kısa bir dönem Mısır hakimiyetine giren Somali, stratejik önemi nedeniyle o dönemde Eritre’yi işgal eden İtalya’nın dikkatini çekmeye başladı. İtalyanlar Alman, İngiliz ve Fransızlar arasındaki iktidar mücadelesinde İngilizlerin safını tutarak, Somali kıyılarında bazı ticari imtiyazlar elde etti, küçük Somali krallıklarının bazılarının İtalya’ya sığınması da İtalyanların bölgedeki hakimiyetini artırdı.

İngiltere geri çekildi, burayı İtalya’ya bıraktı. Somali’nin adı ilerleyen yıllarda İtalyan Somalisi olarak değişti, kuzeyde ise İngilizlerin hakimiyeti sürüyordu.

MUSSOLİNİ’NİN İDARESİNİ DE GÖRMÜŞTÜ

1900’lü yılların başında Somali’de tarım ve ekonomide ciddi yatırımlar yapıldı, ancak yatırımlar başarılı olmadı. 1930’lu yıllarda faşist Mussolini yönetimi Somali politikasını değiştirdi ve bölgede baskıcı bir yönetim hakim oldu. 1935’te Eritrelilerle birlikte Etiyopya işgal edildi. 1940’da İkinci Dünya Savaşı sırasında Mussolini Somalisi, 1942’de İngilizlerin karşı saldırısında yenik düştü, Eritre, Etiyopya ve Somali kaybedildi.

BM 1949’da Somali’yi 1960 yılına kadar İtalya’nın vesayetine verdi. 1960’da İngiliz ve İtalyan Somalisi, Somali adı altında birleştirildi ve Aden Abdullah Osman Daar Devlet Başkanı oldu. Somali’nin ikinci Devlet Başkanı Abdurreşid Ali Şermarke suikasta kurban gidince 1969’da General Muhammed Siad Barre darbeyle Devlet Başkanı oldu.

1977 ve 1978’de tartışmalı sınır bölgesi Ogaden yüzünden Somali ile Etiyopya arasında yine savaş çıktı. Somali Etiyopya’yı yenmek üzereyken SSCB ve Küba gibi Etiyopya müttefiklerinin baskısıyla durduruldu, ABD ve BM’den yardım göremeyince de çaresiz kaldı.

Somali, 1977’de ülkedeki tüm Sovyet uzmanları kovdu, bunun üzerine Soğuk Savaş döneminin diğer süper gücü ABD devreye girdi. Washington yönetimi, 1989’a kadar stratejik önemi büyük olan Somali’yi önemli miktarlarda askeri ve ekonomik yardım yaparak etkisi altına aldı.

Diktatör Barre 1991’de devrildi. Yerine, 1993 yılında Muhammed Farah Aidid darbeyle iktidara geldi.

Aidid, 1995 yılında kendisini Somali Devlet Başkanı ilan etti, ancak Aidid’in hükümeti uluslararası alanda tanınmadı. 1995 yılının eylül ayında Aidid’e bağlı güçler Baiodoa kentine saldırdı. 24 Temmuz 1996’da Aidid ve milisleri, eski Aidid yandaşları Ali Mehdi Muhammed ve Osman Ali Otto güçleriyle çatışmaya girdi. Çatışmalarda yaralanan Aidid, ameliyat edildiği 1 Ağustos 1996’da kalp krizi geçirerek öldü.

SOMALİ’YE GENEL BAKIŞ

Somali’de, 1991 yılında Devlet Başkanı Barre’nin devrilmesinden bu yana etkili bir merkezi hükümet bulunmuyor. Yıllardır rakip savaş ağaları arasındaki çatışmalar, açlık ve felaketlerin o zamandan beri 1 milyona yakın kişinin hayatına mal olduğu tahmin ediliyor.

İngiliz ve İtalyan Somalilerinin 1960’da birleşmesinden sonra da ülke yeterince gelişemedi. Toprak paylaşımı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle komşular Kenya, Etiyopya ve Cibuti arasındaki ilişkiler de hep "limoni" oldu.

2000 yılında klanların önde gelenleri ve diğer üst düzey şahsiyetler Cibuti’deki bir konferansta Abdulkasım Salat Hasan’ı başkan seçti. Daha sonra savaşan milisler arasında uzlaşma sağlanması amacıyla bir geçiş hükümeti kuruldu. Ancak geçiş hükümeti ülkenin birliği konusunda çok az ilerleme kaydetti.

Kenya’da uzun süren görüşmelerden sonra 2004 yılında önde gelen savaş ağaları ve siyasetçiler yeni bir parlamentonun kurulması için anlaşma imzaladı.

1991 yılından beri 14 kez hükümet kurma girişiminde bulunan Somali’deki "acemi" yönetim, klanlar arasında bölünmüş ülkeye uzlaşı getirmek için çok zor bir görevle karşı karşıya bulunuyor.

İSLAMCI DİRENİŞ

Somali’deki zayıf hükümetin otoritesi 2006 yılından beri radikal İslamcı direnişin artması nedeniyle daha da tehlikeye girmiş durumda. 15 yıl boyunca etkin olan derebeylerinin egemenliğine son veren militanlar başkent Mogadişu dahil olmak üzere ülkenin güneyinin büyük bölümünü kontrolü altında bulunduruyor.

Etiyopya askerlerinin de desteğiyle geçici hükümete bağlı güçler 2006 yılında İslamcı militanlara karşı üstünlük elde etse de aralarında Eşşebab grubunun da olduğu İslamcı direnişçiler hükümete karşı savaşmayı sürdürdü. Militanlar 2008’in sonlarına doğru ülkenin güneyinin büyük bölümünde kontrolü yeniden ele geçirdi. Etiyopya 2009’un ocak ayında askerlerini Somali’den çekti. Bundan kısa süre sonra Eşşebab üyeleri eskiden geçiş hükümetinin ana karargahı olan Baiodoa kentini aldı.

Somali parlamentosu ocak ayının sonunda komşu Cibuti’de toplandı ve ana muhalefetteki Somali’nin Yeniden Özgürlüğü İttifakı’nın 149 yeni üyesi yemin etti. Parlamento, federal geçiş hükümetinin görev süresini iki yıl daha uzatan bir karar da aldı, ılımlı İslamcı Şeyh Şerif Şeyh Ahmed yeni Devlet Başkanı oldu. Buna rağmen hükümetin askeri pozisyonu giderek zayıfladı, 2009’un Mayıs ayında militanlar başkent Mogadişu’ya kapsamlı saldırı düzenledi. Saldırı yüzünden Devlet Başkanı Şeyh Ahmed yurt dışından yardım istemek zorunda kaldı.

Eşşebab, 2009 yılının ekim ayında sahil kenti Kismayo’dan en büyük rakibi Hizbul İslam’ı sürerek, ülkedeki en güçlü direniş grubu pozisyonunu pekiştirdi. Örgüt, o zamandan beri terör örgütü El Kaide ile ittifak halinde olduğunu açıkça ilan ediyor ve düzenli olarak güçlerini Mogadişu’ya hareket ettiriyor.

KORSANLIK

Somali’de uzun süredir devlet otoritesinin olmamasının bir sonucu da Somalili deniz korsanlarını uluslararası sularda seyreden gemiler için büyük tehdit haline getirmesi.

Büyük ticari gemileri hedef alan saldırılardan sonra NATO Somali açıkları ve yakınlarındaki sularda korsanlıkla mücadele operasyonları yapmaya başladı.

Türk Deniz Kuvvetleri de 3-4 fırkateyn ve bir lojistik destek gemisinden oluşan Türk Deniz Görev Grubu ile bölgede icra edilen NATO ve çokuluslu harekatları destekliyor.

AÇLIK VE KURAKLIK

Somali’nin talihsiz halkı 2011 yılında son 60 yılın en kötü kuraklığıyla karşı karşıya kaldı. Milyonlarca insan açlıktan kıvranırken, yüzbinlerce kişi de yiyecek bulmak için Kenya ve Etiyopya’ya geçti.

Eşşebab örgütü, 6 Temmuz’da, kontrolü altında bulundurduğu bölgelerde açlık tehlikesi ve kuraklık krizini dikkate alarak, yardım örgütlerinin ülkeye girişine izin verebileceğini bildirdi.

BM, Somali’deki en tehlikeli militan grup olarak nitelenen Eşşebab örgütünün, yardım örgütlerinin ülkeye girişine izin verebileceğini bildirmesinin ardından, örgütten insani yardım görevlilerine saldırmayacağı konusunda söz vermesini istedi. BM özellikle ülkenin güneyinde olmak üzere milyonlarca Somalilinin aşırı şiddet ve kuraklık tehlikesinden dolayı ciddi açlık çektiğini belirterek, yardım gelmezse binlerce Somalilinin öleceğini açıkladı.

Yardım örgütleri, Eşşebab’ı, kontrolü altında bulundurduğu yerlerde acil yardım dağıtımını engellemekle suçluyor. Açlık içindeki on binlerce Somalili gıda bulmak ve güvenlik için Mogadişu’ya akın ediyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü, Somali sınırları dışına ve başkent Mogadişu’ya mülteci göçünün gelecek haftalarda katlanılmaz boyutlara ulaşabileceği uyarısında bulunuyor. Örgüt, ülkenin merkezinde ve güneyinde binlerce insanın evlerini terk etmeye çalıştığını, bunun da felakete yol açacağını kaydediyor.

Eşşebab 2009 yılında, "casuslara yataklık yapabileceği ve İslami olmayan yaşam tarzını teşvik edebileceği" gerekçesiyle yardım kuruluşlarını yasaklamaya başlamıştı.

Somali Devlet Başkanı Şeyh Ahmed, 6 Ağustos’ta Mogadişu’nun Eşşebab militanlarından tamamen temizlendiğini bildirdi. Bozguna uğrayan düşmanın Mogadişu’dan çekildiğini söyleyen Devlet Başkanı, ülkenin tamamını kurtarmak için düşmanla savaşmayı sürdüreceklerini belirtti.

Eşşebab sözcüsü ise çekilmelerinin taktik olduğunu, Somali’nin güneyindeki diğer bölgelerden çekilmeyeceklerini ifade etti.

Somali hükümeti 9 Ağustos’ta başkent Mogadişu’daki Eşşebab militanlarına af teklif etti.

AA