Şeyh Hasina, Abdulkadir Molla’yı intikam için astı

Olaylar
Engin Dinç’in röportajı  Bangladeş’te Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla dün sabah idam edildi. İdam kararı uluslararası platformda büyük tepki çekmesi...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı 

Bangladeş’te Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla dün sabah idam edildi. İdam kararı uluslararası platformda büyük tepki çekmesine ve birkaç kez ertelenmesine rağmen yine de uygulandı. Şimdi bu idamdan ülkenin bayan Başbakanı Şeyh Hasina’nın sorumlu olduğu yönelik güçlü bir kanı var. Biz de bu konuyu Ortadoğu Uzmanı Mustafa Özcan’la konuştuk. 

Bu kadar uluslararası tepkiye rağmen sizce Abdulkadir Molla’yı neden idam ettiler? 

Abdulkadir Molla’nın idam edilişinin birkaç tane temel nedeni var. Bunlardan bir tanesi İslamofobi diyebiliriz. Maalesef İslam dünyasında da derinden, gizli bir İslamofobi var. Bu İslamofobi’yi anlatmak uzun sürer ama netice itibariyle İslam dünyasında da böyle bir şey var. İdeolojik olarak 150-200 yıldan beri Batılılaşmasının getirdiği sonuçlardan bir tanesi. Bu noktada şunu söyleyebiliriz; Şeyh Hasina Teslime Nesrin’in siyasi bir varisi, daha doğrusu siyaseten benzeri.  Teslime Nesrin düşünceleriyle Türkiye’de Aziz Nesin’e benzeyen bir kadındı. Selman Rüşdi tipli birisiydi. Uzun yıllar Hindistan’da yaşadı. 

Şeyh Hasina’nın babası Mucibur Rahman’a darbe yapılığında Avrupa’daydı. İngiltere’ye ardından Hindistan’a sığındı. Yeniden ülkesine döndü. Yani siyasi bir Teslime Nesrin vakasıyla karşı karşıya kaldığımızı söyleyebiliriz. Bu olayın derininde, Cemaati İslami’nin hedef alınması ve bunun arkasında İslami nefret var. Tabii bununla birlikte milliyetçilik meselesi de var. Ziya Abdulkadir Molla, Bihari Müslümanlarından bir tanesiydi. Bihari Müslümanları, Şeyh Hasina’ya yakın kesim tarafından Pakistan’ın Bangladeş’teki 5. taburu olarak değerlendiriliyor. Yani Şeyh Hasina tarafından Bihari Müslümanları veya göçmenleri Pakistan’ın Bangladeş’teki 5. taburu olarak değerlendiriliyor. Abdulkadir Molla da bu kesime, bu topluluğa mensup, Bihari Müslümanlarından, göçmenlerinden birisiydi. Dolayısıyla ikinci neden milliyetçilik. Birincisi İslamofobi, ikincisi milliyetçilik, üçüncüsü babasının intikamını almak. 1971 darbesinin hesabını soruyor. İktidardaki ikinci döneminde tarihi hesaplaşma açtı. Zaten tarihi de kendisine göre “bizden olanlar, olmayanlar” diye ikiye bölüyor. Bangladeş’in okul kitaplarındaki müfredatı değiştirmeye çalışıyor. Kendisine göre bir tarih anlayışı vaaz etmek istiyor. Bu vesileyle babasının da intikamını almaya çalışıyor. Lakin bu intikam gerçek bir intikam değil. Gerçek şahıslara yönelik olmayıp, kimi bulduysa onu infaz etmeye yönelik bir intikam anlayışı. Maalesef adilane bir intikam anlayışı değil. Zaten intikam anlayışı tartışılabilir bir durum.  1971 yılında 21-22 yaşındaki bir çocuk, henüz ne yaptığı belli değil. Fakat o dönemin delilleri kaybolmasına rağmen bir şekilde zorlama ile Abdulkadir Molla ile ev arkadaşlarına aksettirilen bir takım suçlamalar var. Dolayısıyla o olaydan 40 yıl sonra bir şahıs idam edildi. Onun gibi sırada bekleyenler var. Dolayısıyla evet, intikam dürtüsünü görüyoruz.   

Onun dışında bir başka hususta Ocak ayındaki seçimler. Herhalde Şeyh Hasina ülkeyi kutuplaştırarak, kamplaştırarak Bangladeş halkının bir kısmını arkasına almaya, bloke etmeye çalışıyor. Yani siyasi bir kamplaşmayla birlikte taraftarlarını diri tutmaya, kendi arkasına almaya çalışıyor. Cepheleşme siyaseti uyguluyor diyebilirim.  

Peki seçimlere giderken bu iki kutup çatışır mı? Mesela idamın ardından çıkan olaylarda 15 kişi öldü. Bu olaylar artabilir mi? 

Evet, sanıyorum ülke karışabilir. Gerçekten de Şeyh Hasina’nın öyle bir derdi yok. Çılgın, yani aklıyla hareket etmediği bir gerçek. Bu çılgınlık ülkeyi yeniden karışıklığa itebilir. General Erşab tarzı bir darbe veya benzeri gelişmeler olabilir. İstikrarsızlık ülkeyi her türlü ihtimale açık hale getirir. Gerçekten de öyle Şeyh Hasina ülkeyi yönetmeye ehil olmadığını bu yargılamayla birlikte göstermiştir. Bu yargılama yargıdaki yolsuzluğu da bir şekilde gösteriyor. Böyle bir dava olamaz. 40 yıl sonra savaş mahkemesi açılıyor. Bu uluslararası standartların dışında. Temyize gönderilen ömür boyu hapis cezası, temyizde idama çevriliyor. 15 günlük af dileme, gözden geçirme talebi yok farz edilerek birden idam cezası uygulanıyor. Bütün bunlar normal değil, anormal şeyler. Anormal hususlarda bir şekilde ülkeyi gerecek ve bir patlama noktasına, bir galeyan haline getirecektir. Maalesef de öyle oluyor. Şunu söyleyebiliriz. Şeyh Hasina, Sisi’ye özendi. Sisi ondan sonra çıktı ama kimin kime özendiği tartışılır. Fakat birbirine özendikleri söylenebilir. Veya Şeyh Hasina, Sisi’ye benziyor. Bu idamlarla birlikte, yanlış noktadaki kararlılığıyla birlikte Sisi’ye benziyor. Allah Bangladeş’i korusun demekten başka elimizden bir şey gelmiyor. 

on5yirmi5.com