İki lider görüşmenin ardından da çalışma yemeğinde bir araya geldi. Trump ve Netanyahu’nun öncelikli olarak masaya yatırdığı konular arasında İran bulunuyor. İki liderin, İran’ın Ortadoğu’daki askeri ilerleyişine engel olmanın yolları üzerinde görüş alışverişinde bulunduğu tahmin ediliyor.
VOA’da yer alan habere göre; Görüşmenin başında Trump ve Netanyahu çiftleri basın mensuplarına görüntü verdi. Trump bu sırada yaptığı açıklamada, ABD-İsrail ilişkilerinin hiç olmadığı kadar iyi durumda olduğunu söyledi.
İsrail’in kendisi için “çok özel” bir ülke olduğunu belirten Trump, Mayıs ayında planlanan ABD’nin Kudüs’teki yeni büyükelçiliğinin açılışına katılabileceğini de kaydetti. Trump, Kudüs kararının sadece İsrail değil dünyanın büyük kesiminde takdirle karşılandığını savundu. Başkan Trump, “Çok sayıda eski başkan, bu kararı alıp almamayı tartıştı, seçim kampanyalarında sözler verdi ama hiçbiri yapmaları gerekeni yapmadı” diye konuştu.
Başkan, İsrail-Filistin barışı için sıkı biçimde çalıştıklarını da söyledi. Filistinliler’in masaya geleceğini düşündüğünü belirten Trump, ancak “gelmezlerse barış da olmaz” dedi.
İsrail Başbakanı Netanyahu da, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararını överek, “Bu tarihi karar halkımızca uzun zaman hatırlanacak. Önceki liderler de bundan söz etti ama siz yaptınız” diye konuştu. Netanyahu, Trump’ın büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararını da “cesur bir karar” olarak niteledi.
Netanyahu, bölgedeki en büyük tehdidin İran olduğunu savunarak, bu ülkenin nükleer anlaşmadan sonra “daha da cesaretlendiğini ve saldırganlığını arttırdığını” öne sürdü. Netanyahu, “Bu ülkeyi durdurmalıyız. Bu bizim ortak sorunumuz” dedi.
Görüşme, Trump’ın ABD’yi, Tahran’la 2015 tarihli uluslararası nükleer anlaşmadan çekmeyi değerlendirdiği bir zamana denk geliyor. Trump ve Netanyahu, anlaşmayı adil olmadığı gerekçesiyle sert eleştiriyor. Ancak Trump, anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi konusunda diğer imzacı ülkeler İngiltere, Fransa, Almanya, Avrupa Birliği, Çin ve Rusya’dan destek bulma çabalarında şu ana kadar başarılı olamadı.
Netanyahu Washington’a hareketinden önce yaptığı açıklamada, Trump’la “bir dizi meseleyi ele almayı” planladığını, bu konuların başında da “İran ve bu ülkenin, İsrail sınırı boyunca dahil Ortadoğu’daki saldırgan eylemleri ve nükleer emelleri” bulunduğunu söylemişti.
İran’ın Suriye’de Beşar Esat’a destek veren güçlerinin artan varlığı Netanyahu’yu özellikle kaygılandırıyor. İsrail Başbakanı Tahran’ı Suriye’de kalıcı bir üs oluşturmaya çalışmakla suçluyor.
İsrail’de bakan yardımcısı ve eski Washington büyükelçisi olan Michael Oren, “İran’la daha geniş çaplı bir ihtilafa girmemiz halinde ABD’nin tavrının ne olacağını bilmek istiyoruz ve bilmeliyiz” dedi.
Netanyahu’nun Washington ziyareti aynı zamanda, ülkesinde hakkındaki yolsuzluk soruşturmalarının devam ettiği bir zamana rastlıyor. İsrailli soruşturmacılar Netanyahu ve eşi Sara’yı geçen Cuma günü saatler süren sorgudan geçirmişti.
Netanyahu hakkındaki iddiaları reddediyor ve bunları Trump’ın Rusya soruşturması sürecinde sık kullandığı bir tabir olan “yalan haber” şeklinde niteliyor.