Dünya Çapında Mısırlılar için Adalet ve Demokrasi Derneği, Viyana’daki Concordia Basın Kulübü’nde, “Anayasa Referandumu sonrası Mısır’da Mevcut Durum” başlıklı basın toplantısı düzenledi. Mısır’da demokrasi yanlılarının uğradığı saldırıları anlatan sinevizyon gösetirisiyle başlayan toplantıda, Mısır’daki darbe yönetiminin meşruiyetinin olmadığı, Batı’nın darbe yönetimine karşı sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
Toplanda konuşan Kahire İnsan Hakları Aktivisti Prof. Dr. Muhammed Şerif, Mısır’da darbeden sonra insan haklarının ihlal edildiğini, siyasetçilerin, çocukların ve öğrencilerin cezaevlerine atıldığını, kadınların tecavüze uğradığını söyledi.
El-Ezher Üniversitesi alimlerinden Dr. Essam Talema ise Mısır’da İslam ile demokrasinin birbiriyle uyuşmadığının iddia edilerek Müslümanlara yönelik baskıların artırıldığını ifade etti.
Kur’an-ı Kerim’in insanlar için indiğini, İslam’da insanların ve onların haklarının hep ön planda tutulduğunu belirten Talema, darbe yönetiminin insanlara “havyan muamelesi” yaptığını söyledi. Siyasilerin yanı sıra kadınların ve çocukların cezaevlerine atıldığını vurgulayan Talema, darbe sonrasında 6 binden fazla insanın öldürüldüğünü ve hapishanelere atılan insanlara yemek verilmediğini kaydetti.
– “İnsanlığa karşı suç işlenirken tarafsızım diyemezsiniz”
Askeri rejim karşıtı sivil toplum örgütü Mısır İttifakı Grubu Başkanı Basem Khafagy de darbe yönetiminin yaptığı insanlık dışı uygulamalara karşı sessiz kalmanın darbe yönetimine destek vermek anlamına geldiğini ifade etti. Darbenin unutturulmak istendiğini belirten Khafagy, darbeyi asla unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını söyledi.
Avrupa’da 70 yıl önce diktatörler tarafından gerçekleştirilen katliamların unutulmadığını hatırlatan Khafagy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan 70 yıl önce Avrupa’da insanlar öldürüldü, işkenceler yapıldı, insanlar hapislere atıldı. Bunlar unutuldu mu? Hayır. İnsanlığa karşı işlenen suçlar asla unutulmaz. Biz de Mısır’da bugün yaşanan insanlık dışı muameleleri unutturmayacağız. İnsanlığa karşı suç işlenirken ‘tarafsızım’ diyemezsiniz. Eğer bir suç işlenirken ‘tarafsızım’ diyorsanız o zaman o suça yardım ediyorsunuz demektir. 7 ay önce Mısır’da bir darbe oldu ve demokratik yollardan seçilen cumhurbaşkanı ve arkadaşları içeri atıldı, hükümet lağvedildi, anayasa ortadan kaldırıldı, insanlar öldürüldü, öğrenci ve çocuklar bile içeri atıldı. Bugüne kadar ne yaptık? Biz bugün kurbanlardan duygularını kontrol etmelerini istiyoruz. Darbeye sessiz kalmak insanlığa karşı yapılan suçlara ortak olmaktır. Bu Batı’nın demokrasi prensiplerine de aykırıdır. Avrupa’nın demokrasinin ilkelerine sahip çıkmasını istiyoruz.”
– Avusturya hükümetine mektup
Basın toplantısının ardından gazetecilere, Avusturya Rabia Platformu adına Avusturya hükümetine gönderilen mektup dağıtıldı.
Avusturya’da yaşayan demokrasi yanlısı Mısırlılar tarafından yazıldığı belirtilen mektupta, Mısır’da gerçekleşen darbeye Avusturya hükümetinin sessiz kalmaması istendi. Mısır’da darbe yönetiminin demokrasi ve insan hakları ilkelerini ihlal etiği vurgulanan mektupta, darbe yönetiminin 7 bin insanı öldürdüğü ve 21 bin kişiyi tutukladığı aktarıldı.
Avusturya hükümetinden 6 maddelik talepte bulunulan mektupta, şu ifadeler yer aldı:
“Darbeyi darbe olarak kabul edin. Mısır ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri derhal durdurun. Resmi açıklama yaparak Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını isteyin. AB kurumları içerisinde karar alınmasını isteyin. Avusturya’da Mısır Büyükelçisini gönderin, Mısır’daki Büyükelçinizi çekin. Darbecilerin Uluslararası Mahkemeler de yargılanması için girişimde bulunun.”