Ladin öldü!.. Şimdi Ne Olacak?

Olaylar
Röportaj: Arzu Erdoğral ABD’nin uzun süredir peşinde olduğu El-Kaide lideri Usame Bin Ladin’in öldürüldüğü haberi Amerikan resmi makamları tarafından açıklandı. Bu haber dünyada geniş yank...
EMOJİLE

Röportaj: Arzu Erdoğral

ABD’nin uzun süredir peşinde olduğu El-Kaide lideri Usame Bin Ladin’in öldürüldüğü haberi Amerikan resmi makamları tarafından açıklandı. Bu haber dünyada geniş yankı uyandırırken beraberinde birçok soruyu da gündeme getirdi.

11 Eylül saldırıları ile ilgili birçok spekülasyon var. Bu saldırının El Kaide tarafından yapılmadığı, Ladin’in ABD’nin adamı olduğu, saldırı zamanında Yahudi asıllı kişilerin oradan ayrılması için bilgi verildiği, Irak’a saldırmak için bahane olsun diye bu saldırının gerçekleştirildiği ve çeşitli benzer iddialar. .. Uzmanlara bu yorumlarla birlikte, Ladin’in ölümünü ve sonrasında El-Kaide’nin karşı bir intikam operasyonu yapabileceği konusu ile ilgili ne düşündüklerini ve bir resimden ortaya çıkan Ladin ölmedi iddialarını sorduk.

Gazeteci Yazar Mustafa Özcan

BİRİNCİ TANIK TARİHE KARIŞTI

Amerika bölgede Saddam Hüseyin’i devirdi ardından idam etti. Ancak 1968 yılında Irak’ta Baas Partisi iktidara gelirken bir şekilde Amerika’nın desteğiyle geldiği  ileri sürülmüştü. Şunu söylemek istiyorum; belirli dönemlerde Bin Ladin’lerin Amerika ile arası iyi olabilir. Ama bu sürekli olarak Bin Ladin ve Amerika’nın arasının iyi olduğu anlamına da gelmeyebilir.  Bazen insanların veya devletlerin yolları kesişebiliyor ondan sonra da ayrılabiliyor. Amerika için şunu söylemek lazım, Amerika’nın İsrail, Kanada, Avusturalya dışında kalıcı dostları yoktur.  Zaman zaman ittifaka girebilir daha sonra da ipini çekebilir. Bilindiği gibi Bülent Ecevit’i iktidara getirmek için yardım ettiler.  Abdullah Öcalan’ı teslim ettiler, bu şekilde iktidara geldi Ecevit… Ama ardından Irak işgali sorun oldu. Ecevit itiraz etti, Ecevit’in ipini de çektiler. Genelleştirebiliriz… Amerika’nın ilişkileri böyle…  Bin Ladin duruşuyla, fikriyatıyla ABD’ye malzeme vermiş olabilir. Fakat bunu çok bilinçli mi yaptı orası tartışılır. Amerika 11 Eylül saldırısı sonrasında dünyayı kutuplaştırmaya çalıştı. Bu kutuplaştırmaya rağmen İslam âlemine bir harekât düzenledi.  Harekâtın nedeni de 21. yy ‘da Amerika’yı yeniden imparatorluk yapmaktı.  Bunu başarmak içinde bir takım malzemeye ihtiyacı vardı.  Buradaki malzemelerden bir tanesi de El-Kaide idi.  Bu malzeme bilinçli olarak mı takdim edildi, gerçekte var mıydı zamanla anlaşılabilir. Bin Ladin’in öldürülmesi birinci sanıklardan bir tanesinin tarihe karışması anlamına geliyor, tabi öldürüldüğü doğru ise.  Zamanla bu hadiseler daha fazla netleşecek. Ladin, üç, dört yıldan beri aktif olarak yoktu. Hatta Bin Ladin öldü de; hastalıktan, böbrek yetmezliğinden ondan dolayı mı ortada gözükmüyordu. Ama bu olay en azından buna biraz daha teyit etmiş oldu diyebiliriz. 

PAKİSTAN ABD İLİŞKİLERİ GERİLECEK

İntikam eylemi olur mu? Bu El-Kaide’nin ne kadar gerçek olduğuna bağlı… Bir takım eylemler yapılabilir bunu El-Kaide mi yapar yoksa başka terör örgütleri yapıp El- Kaide’mi yaptı iddialarında bulunulur,  bunu bilemeyiz. Ama bu işin en büyük yansıması siyasetin üzerinde olacaktır. Özellikle Pakistan siyasetine olacaktır, Pakistan siyasetini daha fazla gerecektir, Pakistan Amerikan ilişkilerini gerecektir veya geriletilecektir.

LADİN’İN YAŞAMA OLASILIĞI DÜŞÜK BİR İHTİMAL

Ladin’in ölümü ile ilgili spekülasyonlar var ama yine de yaşıyor olasılığını düşük bir ihtimal olarak görüyorum.  Çünkü Zerkavi ile ilgili de Irak’ta benzeri iddialar vardı. Öldüğüne dair, ortada olmadığına dair vs fakat öldürüldükten sonra yaşadığı anlaşılmış oldu. Yani spekülasyon olur, belki doğruda olabilir ama ben bunu düşük bir ihtimal olarak değerlendiriyorum.  Resmi rivayetin gerçeğe daha yakın olduğu kanaatindeyim.

Araştırmacı Yazar Mahmut Osmanoğlu

SONSUZA KADAR KARANLIKTA KALACAK NOKTALAR MEVCUT

ABD açısından önemli bir hadise… Tabi dünya açısından da… Çünkü 11 Eylül saldırılarından özellikle El Kaide bu saldırılardan sorumlu tutulmuştu. Her ne kadar durum böyle olsa da 11 Eylül saldırıları ile ilgili olarak kesin bir durum söz konusu değil. Hatta kimin yaptığı, nasıl yapıldığı gibi konularla ilgili olarak çok değişik spekülasyonlar var. Belki sonsuza kadar karanlıkta kalacak noktalar mevcut… Öncelikle bunu söylemek gerekiyor. Diğer tarafta ise ABD’nin El Kaide ve Ladin’i bahane göstererek oğul Bush, onun neoconlar takımını ve onların ideolojilerini düşünecek olursak, yeni bir ABD yüzyılı oluşturmak aynı zamanda ABD hegemonyasını tüm dünyada yaygınlaştırmayı amaçlıyorlardı. Bunun bir adımı olarak kullanıldı diye düşünüyorum. Afganistan’daki Taliban rejimine saldırmaları ve yıkmaları aslında Irak’a sıçramak için kullanılan bir adımdı. O dönemki Taliban ve Usame Bin Ladin ile ilgili tartışmaları hatırlayacak olursak, Taliban rejimi biz Ladin’i teslim etmeyiz demiyordu. Tarafsız bir bölgede mahkeme kurulmasını öneriyorlardı. ABD rejimi buna kabul etmedi hatta fırsat bile vermedi. Afganistan’daki rejim devrildikten sonra bu sefer Irak’a saldırdılar. Saldırılara bahane olarak kitle imha silahlarının geliştirildiğini söylediler. Bununla ilgili daha sonradan hatta geçtiğimiz ay bazı gelişmeler yaşandı. Bir sanığın itirafları dikkat çekiciydi. Sanık Irak’lı bir muhalifti. Irak’taki kitle imha silahları projesinde çalıştığını söylüyordu. O da geçtiğimiz günlerde kendisinin yalan söylediğini ifade etti. O kişi “ben bir diktatörün yıkılması için imkâna sahip olmuştum.  Bundan istifade etmek istedim bu nedenle de yalan söyledim” dedi. Tabloya tümü ile baktığımızda ortada yalanlar dizisi olduğunu görüyoruz. Kaldı ki onlarda Irak’ta kitle imha silahları bulamadıklarını söylediler kendi ağızlarından… Dolayısı ile bunu bir bahane haline getirdiler. Bildiğimiz kadarı ile da Ladin ve El Kaide liderlerinin yakalanması ve öldürülmesinin kendi öncelikleri olmadıklarını söylüyorlardı. Bu da başka bir durum…

ABD TERÖRLE İLGİLİ EN ÖNEMLİ BAHANESİNİ KAYBETTİ

Ama şimdi Ladin’in ölmesi ile birlikte yeni bir dönemin başlayacağı gözüküyor. Bu yeni dönem de ABD açısından olumsuz durum, Ladin’in öldürülmesine rağmen 10 yıldır öne sürdükleri bahaneyi kaybetmiş olacaklar. Her ne kadar El Kaide’nin iki numarası olarak bilinen Eyman El Zevahiri’nin öldürüldüğü ile ilgili bir haber yok. Muhtemelen örgütün başına o geçecektir. Şu ana kadar en büyük bahane Usame Bin Ladin’di. Dolayısı ile ABD kendi tabirleriyle parantez içerisinde terör ile ilgili en büyük bahanelerini kaybetmiş olacaklar. Bunun da farkında oldukları için Obama konuşmasında diyor ki; her ne kadar Usame Bin Ladin öldürülmüş olsa da bizim terör ile mücadelemiz sürecek.

EN ZARARLI ÇIKAN ÜLKE PAKİSTAN OLACAK

El Kaide tarafından önceden de bazı tehditler vardı. Bu noktada misilleme eylemleri olacaktır. Ne kadar olacaktır onu tahmin etmek zor ama bu hadiseden en zararlı çıkacak ülke ABD değil, Pakistan olacaktır. Pakistan da yaygın eylemler beklemek mümkün… Afganistan’da zaten savaş var. Ama Pakistan’da böyle bir durum olmadığı ve El Kaide unsurlarının burada eylem yapma imkanları daha fazla olduğu için büyük çaplı eylemler beklenebilir.

OBAMA 2. DÖNEM ABD BAŞKANLIĞINI GARANTİLEDİ

Usame Bin Ladin’in resmi ile ilgili kafa karışıklığına gelecek olursak her ihtimali düşünmek gerekir. Sorgulamak, sorguladıktan sonra da onu muallâkta bırakmadan sonuca ulaşmak gerekir. ABD Başkanının bunu açıklaması ve bunun neticesinde Ladin’in ölmemiş olması yönetimi büyük bir sıkıntıya sokar. Her ihtimali de göz ardı etmemek gerekir. Bir şeyi de gözden kaçırmamak gerekir. Bu ölüm haberinden sonra Obama 2. Dönem ABD Başkanlığını garanti etmiş demektir.

Gazeteci Yazar Ahmet Varol

USAME BİN LADİN ABD’NİN ADAMIYDI İDDİALARI HİÇ İNANDIRICI DEĞİLDİ

Usame Bin Ladin’in ABD’nin adamı olduğu iddialarını ben zaten başından beri reddediyorum. Yani böyle bir şey inandırıcı değil. Bu tür komplo teorileri zaman zaman gündeme geliyor. Yani böyle çok enteresan teoriler hep geliştiriliyor. Ama bu tür iddiaların ortaya atılabilmesi için gerçekten sağlam delillere dayanılması gerekiyor. Yani tahminlerle söylenebilecek şeyler değil bunlar. Çünkü bunlar ağır ithamlar. Bunlar tahminle değil ispatla olur. Tahminle olabilecek itham olsaydı derdiniz ki bazı ipuçları var. Ama böyle bir iddia ispatı gerektirir. Ve ispat edilememiştir. Tam aksine böyle bir iddianın geçerliliğini ortadan kaldıracak ipuçları da var. Hatta bu ipuçları çok daha güçlüdür. Bir diğer husus şimdiye kadar ki yorumlarda genellikle; Amerika, Bin Ladin’i biliyor ama öldürmüyor tahminleri vardı. Ortadan kaldırmak istemiyor, projelerini onunla yürütüyor ve kendisinin saldırılarını veyahut işgallerini haklı kılacak bir gerekçe olarak kalması için böyle bir yola başvuruluyor şeklinde yorumlar vardı. Bu yorumların da çok fazla tutarlı olduğunu düşünmüyorum. Bu aslında Amerika’nın çok fazla abartılmasından kaynaklanıyor. Tabulaştırılmasından. Yani Amerika’nın Bin Ladin’in yerini tespit edememesi mümkün değil gibi. Bilindiği üzere Amerika, Irak’ı işgal ettikten sonra Saddam’ın yerini tespit etmekte bir hayli uğraştı ve uzun bir zaman geçti aradan. Saddam’ın hayatta kalmasını istediği için yapmıyordu bunu, yerini tespit edemediği için böyle bir şey olmuştu. Benzer olaylar Filistin’in Siyonist işgali içinde geçerlidir. Tüm bunlar Amerika istihbaratının aşırı, abartılacak şekilde olmadığını göstermektedir. Şuan da bizim tahmin ettiğimiz kadarı ile Amerika kendisine yarayacak ipuçlarını bulduktan sonra yerini tespit etmiş ve sonra da cinayetini gerçekleştirmiştir.

ABD HEDEF ALINIRKEN BAŞKALARINA ZARAR VEREN İNTİKAM EYLEMLERİ OLABİLİR

Bilindiği üzere El-Kaide kendi içerisinde bir örgüt değil, uluslararası dağılmış bir örgüt niteliği taşımaktadır. Ama bu dağılmışlık din merkezli otorite olarak görünse de Bin Ladin’le, bu otorite beraberliğinde bir disiplin getirmiyordu. Bu disiplinsizlik nedeniyle intikam eylemleri disiplinsiz olabilir. Zaten bundan önce ki eylemlerde de benzer manzara söz konusudur. Normal de El-Kaide’nin sahiplendiği olaylar var. Bunun yanı sıra sahiplenmediği ama El-Kaide adına işlenen olaylar var. Baştan reddedip sonradan sahiplendiği olaylar var. Bunun sebebi kendi içerisinde örgütsel disiplinin olmamasıdır.  Bir de kendi içerisinde çok farklı görüşlerin olmasından kaynaklanmaktadır. Çok farklı derken itikadi görüşler anlamında demiyorum, eylem ve taktik anlayışı, metod anlayışı açısından ayrılıklar var. Bu farklı  görüşler intikam eylemlerine de yansıyabilir. Ve yeniden gerek Amerika’yı  hedef alan gerekse Amerika’yı hedef alıyoruz derken başkalarına da zarar veren intikam eylemleri olabilir.

DIŞARIYA SIZDIRILAN FOTOĞRAFTA OYNAMA YAPILMASI İHTİMALİ OLABİLİR

Ladin’in ölmediğini pek tahmin etmiyorum. On yıl önce ki görüntüsüyle bugünkü görüntüsü arasında fark olmaması, normalde fark olması gerektiği halde fark olmaması nedendir bilmiyorum. Belki şuan için dışarıya sızdırdıkları fotoğraflar üzerinde oynama yapılıyor olabilir. Ama öldürüldüğü iddiası büyük bir iddia olduğu için bu durum kamuoyunu yanıltmak için değil de kendi yanılmışlıkları olabilir. Fakat o kadar da olacağını sanmıyorum. Bu cinayetin gerçekleştirilmiş olması ihtimali yüksek.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Beril Dedeoğlu

BİR DÖNEM KAPANDI

Spekülasyon yapmak isteyenleri caydıracak bir gelişme değil. Ama her halükarda El Kaide diye bir terör örgütü vardı. Onun liderinin bertaraf edilmesi sanıyorum ABD’de son derece önemli bir mücadelenin simgesiydi. Bir dönemin kapandığını gösteriyor bence bu gelişme ama terörü sonlandırır mı diye sorarsanız; bu tür şeyler yetmez terörü sonlandırmaya.

Sadece Pakistan değil, bu şartlar altında bütün toplumlar tehdit altındadır. Terörün gerçekleşme ihtimali bile aslında terörün içkin durumudur. Yani eylem yapılmasa bile, her an yapılacağının düşünülmesi üstünden siyaset güdüleceği anlaşılıyor. Bu durum da biraz daha tedirgin toplumlar oluşacağı anlamına gelir.

ABD BÖYLE BİR RİSKE GİRMEZ

ABD’nin bu kadar büyük bir riske gireceği kanaatinde değilim. Gerçekten öldürülmediyse adam çıkar bir yerden konuşur, ABD’nin kurduğu siyaset ve Obama hep birlikte çökerler.
Diyelim ki Usame Bin Ladin ABD için çalışan birisi ve dolayısıyla ölmesine karar verilmiş; sonuç itibariyle onun ölmesine karar verilmesi şu an itibariyle şu anki durumu değiştirmez. İster ABD öldürsün isterse hep birlikte öldü denmesine karar verilsin, sonuçları itibariyle hizmet ettiği amaç değişmez.

on5yirmi5.com