” İsrail’in özür dilemesi için yıllarımı harcadım”

Olaylar
ABD Eski  Dışişleri Bakanı ve Demokrat Parti’den başkan aday adayı Clinton, 10 Türk’ün şehit edildiği İsrail’in Mavi Marmara saldırısında İsrail’in Türkiye’den ...
EMOJİLE

ABD Eski  Dışişleri Bakanı ve Demokrat Parti’den başkan aday adayı Clinton, 10 Türk’ün şehit edildiği İsrail’in Mavi Marmara saldırısında İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi için yıllarını harcadığını söyledi.

ABD’nin bir önceki Dışişleri Bakanı ve 2016 başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin iddialı aday adaylarından Hillary Clinton, Brookings Institution isimli düşünce kuruluşundaki konuşmasından sonra ABD’nin, İsrail ve Arap devletleri arasında arabuluculuk yapıp yapmayacağına ilişkin bir bir soruya cevap verirken, “İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi için yıllarımı harcadım” ifadelerini kullandı.

“Biliyorsunuz köprüler yıkılmıştı”

Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulmasıyla “sadece iş ilişkileri değil, gerçek bir köprünün yitirildiğini” söyleyen Clinton, “Biliyorsunuz, kelimenin tam manasıyla, İsraillilerin Türklerden filo konusunda özür dilemelerini sağlamak için yıllar harcadım” dedi.
ABD eski Dışişleri Bakanı Clinton, Henry Kissinger gibi stratejistlerle konuşup, İsrail’i mümkün olduğunca kısa bir süre içinde Türklerden özür dilemeleri gerektiğine ikna etmek için kendisine stratejik bir argüman sunmaları konusunda onlardan yardım istediğini de ifade etti.

İsrail 2013’te özür diledi

ABD Başbakanı Barack Obama’yı ağırlayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2010 yılında 10 Türk’ün şehit edildiği Mavi Marmara saldırısı nedeniyle o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘özür’ mesajını iletmişti. Netanyahu-Erdoğan görüşmesi ilk olarak Beyaz Saray tarafından duyrulmuştu.

“Başkan olursam askeri adım atarım”

Yenişafak’ın haberine göre Clinton, başkan olması halinde İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemek için askeri adım atmaktan çekinmeyeceğini söyledi.
Brookings Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda “İran” konulu bir konuşma yapan Clinton, P5 artı 1 ülkeleriyle İran arasında varılan anlaşmayı İran’a yönelik daha kapsamlı bir stratejinin parçası olarak desteklediğini belirterek, “Ya diplomasinin yolunu takip edip İran’ın nükleer silaha uzanan yolunu tıkama fırsatını değerlendiririz ya da daha belirsiz ve riskli bir geleceğe açılan daha tehlikeli bir yola gireriz” dedi.
Anlaşmanın “kusursuz” değil, ancak “güçlü” bir anlaşma olduğunu ve kesinlikle geri çevrilmemesi gerektiğini vurgulayan Clinton, “Eğer şimdi (anlaşmayı) terk edersek, yaptırımları sürdürülebilir kılma ve uygulama kapasitemiz ciddi oranda azalacak. İranlılar değil biz suçlanacağız. İran, hiçbir şey vermeden neredeyse istediği her şeyi alacak. Nükleer programları üzerinde kısıtlamalar kalkacak. Tahran’ın aniden bombaya yönelmesi halinde gerçek manada bir uyarı mekanizması olmayacak. Yaptırımlar rejimi çökecek, dolayısıyla İran için ekonomik bedeller de olmayacak” diye konuştu.