İran Mehdi’yi Bekliyor!

Olaylar
Petrol var, doğalgaz var; 70 milyon nüfuslu ülkede iş gücüne katılmayı bekleyen sayısız entelektüel genç var. Ama Cumhurbaşkanının derdi tek. Varsa yoksa Mehdi’nin gelişi. Ne Obama’nın açı...
EMOJİLE

Petrol var, doğalgaz var; 70 milyon nüfuslu ülkede iş gücüne katılmayı bekleyen sayısız entelektüel genç var. Ama Cumhurbaşkanının derdi tek. Varsa yoksa Mehdi’nin gelişi. Ne Obama’nın açıklamaları, ne savaş tehdidi… Onun gözü gökyüzünde, 12’inci İmam “Ha geldi ha gelecek” diyor. İran halkı da O’nunla beraber bekliyor!

Bundan sekiz sene önce… Ahmedinejad’ın daha saçlarına bu kadar ak düşmemiş ama geçen yıllara rağmen değişmeyen siyasi çizgisinin sembolü salaş ceket yine üzerinde. Erdebil’den Tahran’a belediye başkanı olarak gelmiş, çalışmak için kolları sıvamış. 15 milyonu aşan nüfusuyla İran’ın başkenti Tahran’ın Belediye Başkanı olduğu zaman ilk yaptığı, hemen özel bir acil durum master planı hazırlatmak ve hazırlanan planı bütün belediye çalışanlarına dağıtmak. Ahmedinejad’a göre Tahran’ın beklediği en özel acil durum, Şii inancına göre 12’nci İmam olan, Mehdi’nin gelişi. Ahmedinejad’ın hazırlattığı planda, Mehdi’nin gelmesi durumunda Tahran’da hangi yolların açık hangilerinin kapalı olacağı, kalabalıkların nasıl yönlendirileceği, Mehdi’nin hangi güzergâhlardan geçeceği belirtiliyor.

Dışarıdan bakılınca, petrol ve doğalgaz yataklarının ve elbette kadim bir tarihin üzerinde oturan bu ülkenin siyaseti bir yanda ulema, bir yanda askerler, bir yanda siyasetçiler… Epey karmaşık gibi görünse de, aslında bazen işte bir bu kadar basit. Devletin tepesinde ana kavga Mehdi’yi kimin getireceği…

OTELLER BİLE HAZIR

Sene 2010, İran Kültür ve Turizm Bakan yardımcısı Hamid Bagai İranlı gazetecilerle bir arada. Bagai gazetecilere, “Tahran’da çok acil onlarca yeni büyük otele ihtiyacımız var” diye anlatıyor. Kendini tutamayan gazetecilerden biri herkesin o anda aklından geçirdiği soruyu soruveriyor “Efendim, tamam otel yapılsın ama gelen turist yok ki; o otellerde kim kalacak?” Bagai odada bulunan en muhafazakar gazetecinin bile gözlerinin fal taşı gibi açılmasına neden olan samimi yanıtını veriveriyor “Biliyorsunuz yakında Mehdi gelecek, o zaman tüm dünya Mehdi’yi görmek için Tahran’a akın edecek. O zaman bu insanların kalabilecekleri otellerin mevcut olması lazım.”
Aslında İran siyasetindeki mevcut şifrelerin hepsi, Turizm Bakanı’nın gayet masumane ve kendince samimi açıklamalarında gizli.

RİSALESİ OLMAYAN DİNİ REHBER

İran siyasetinin en üzerinde bulunan kurum, Dini Rehberlik Kurumu ve kurumun Humeyni’den sonraki lideri Ali Hamaney. Hamaney cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Ahmedinejad’ı desteklemiş, seçimin hileli olduğunu iddia ederek milyonlar halinde sokaklara dökülen İran halkına sırtını dönmüştü. Ama son kertede Hamaney hiç beklemediği U dönüşünü Ahmedinejad’dan gördü. Her ne kadar Mahmut Ahmedinejad, “Babam kadar severim” dese de, Hamaney’in saçlarını diken diken eden son hamleyi petrol bakanını da kovup, cumhurbaşkanlığının yanısıra Petrol Bakanlığı görevini de yürüteceğini söyleyerek yaptı. Peki koskoca Dini Rehber niye bu kadar aciz derseniz; bunun yanıtı da Hamaney’in geçmişinde gizli.

Ali Hamaney, İran-Irak savaşı yıllarında bir süre gönüllü olarak cepheye de giden Besic diye bilinen paramiliter güçlere bağlı savaş veren, şiire ve müziğe tutkun Azeri köylüsü bir genç. Kaderi, Humeyni’den sonra Rehber olmasına kesin gözüyle bakılan Muntazeri’nin Humeyni ile arasının bozulmasında sonra değişti. Dinle-imanla pek de arası iyi olmayan Ali Hamaney bir gecede ‘fahri’ olarak Hucetulislam mertebesine yükseltildi ve başına iliştiriverilen bir sarıkla İran’ın Dini Rehber’i oluverdi. İranlılar hala Hamaney’in Kuran’ı Kerim’i okuyabilecek kadar Arapça bildiğinden bile şüpheli. Hamaney, Humeyni’nin ardından Rehber edildiğinden beri ondan tek beklenen biraz araştırma yapıp bir risale yazması. Böylece Kum’daki ulema tarafından Ayetullah ilan edilecebilecek ve meşruiyeti bir nebze de olsa sağlanabilecek. Ne var ki Hamaney beklenen meşhur risalesini 20 yılı aşkın süredir yazamadı. Ahmedinejad’ın birbirinden çılgın projelerinden usanan İranlılar bugünlerde Hamaney’in ‘afyonlu nargilelerini bir kenara bırakıp’ bir türlü risalesinin dahi tamamlayamamasından şikayetçi.
Yani Hamaney’in arkasında ne ulemanın ne de halkın desteği var.

Şimdi İran, yanıbaşlarında art arda devrimler yaşayan Arap ülkelerine bakıyor ve çaresizce 30 yılı aşkın süredir ülkede bitmeyen kaosu belki de sonlandırabilecek olan ‘Mehdi’sini bekliyor.

Hürriyet / Pazar