Ayça Örer’in haberi
Barışçı çözüm hayalleri için her duraktan alıp biriktirdikleri oralara özgü tohumlar, yeni Filistin’in inşası için kullanılacak.
İngiltere den yola çıkan grubu PEDAL aktivistleri uğurladı.
PEDAL grubu İsrail’in Filistin politikasına dikkat çekmek isteyen 15 aktivistten oluşuyor. Her durakta o bölgedeki insanlara Filistin sorununu anlatıyorlar. 5 bin kilometre yapmayı hedefleyen grup, Türkiye’ye vardığında İsrail Konsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı. İsimleriyle değil yolculuklarıyla anılmak istiyorlar. Arzuları üzerine gruba İngiltere’den katılan Sarah ve Dora’nın yalnızca isimlerini yazdık, beklentilerini dinledik.
Filistin’e doğru bisikletle yola çıkma fikri nasıl şekillendi?
Dora: Dünyanın çeşitli bölgelerinde savaşlar devam ediyor, sivil insanlar bu savaşlardan etkileniyor ama uzakta yaşayan insanların bu konuda bir fikri de yok, ilgisi de. İnsanlığın vicdanı giderek körleşiyor. Filistin konusuna dikkat çekmek, orada yaşananları paylaşmak istiyoruz. 170 sivil toplum kuruluşunun birleşmesinden oluşan BDS Hareketini insanlara tanıtmaya çalışıyoruz. Bu kurumlar, İsrail’in Filistin halkına karşı hukuk dışı uygulamalarına son vermesi için gereken kamuoyunu yaratmak üzere bir araya geldi. Hedefimiz meselenin barış yoluyla da çözülebileceğini göstermek. Geçen her dakika oradaki insanların umudu azalıyor.
Güzergâhı nasıl belirlediniz?
Dora: Hem insanlarla diyalog kurarak ilerlemek istedik, hem meselenin mümkün olduğunca çok insana erişmesini istedik. Bir de hedefi 100 günde bitirmemiz gerekiyordu, bunu en iyi şekilde gerçekleştirebileceğimiz noktaları seçtik. Sadece ülkelerden, şehirlerden geçmiyoruz, gittiğimiz yerlerde düzenlediğimiz atölyeler var. İnsanlar şiddet dışında bir eylem nasıl yapılır farkında değil. Dünyanın daha yaşanır bir yer olması için ufak değişimlerin herkesi nasıl etkileyebileceğini hepimizin hatırlaması gerek. Bisiklet bunu göstermek için iyi bir yöntem. Yollara tohumlar ekiyoruz. Biz de hikayeleri ve tecrübeleri paylaşıyoruz.
Grup kimlerden oluşuyor?
Sarah: PEDAL hareketi çevre, siyaset ve sanat alanında sözü olan herkese açık bir yapı. Tecrit Yaptırımını Boykot oluşumuna destek verenler de var aramızda. Öğretmenler, sanatçılar, öğrenciler… Her kesimden insanla işbirliği yapıyoruz, yapabiliriz.
Türkiye’de Filistin meselesine duyarlı bir kamuoyu var. Mavi Marmara bunun göstergesi. Gittiğiniz diğer yerlerde durum nasıldı?
Dora: İnsanlarda yaşananları siz/biz diye ayırma eğilim var. Oysa sorun tüm dünyayı ilgilendiriyor. Birçok yerde Filistin meselesi konusunda insanlar çok fazla bilgi sahibi değil ama anlatınca anlıyorlar. İnsanlar daha çok din meselesiyle ilgili sorunlar yaşandığını zannediyor. Bu çok geniş perspektif gerektiren bir sorun. Mavi Marmara’ya İsrail’in müdahalesi bizi çok etkiledi. Yola çıkış tarihimiz de bu olay. Batı Şeria’ya kimsenin gidememesi, orada ambargonun sürüyor olmasının açıklanabilir bir nedeni yok. Ama ambargo sürüyor ve sivil halk da ambargonun gerçek mağduru.
İsrail Filistin’i ‘terörizm’le suçluyor ve Filistin politikasının sorgulanmasına izin vermiyor. Mavi Marmara’nın soruşturulması bile kamuoyu baskısıyla oldu. Size izin vermesi mümkün mü?
Sarah: Bilmiyoruz. Engel olmaya çalışabilirler, daha önce de yaptılar ama bunu yaparlarsa bir planımız yok. Her şeyden önce yola çıkmak önemliydi. Amacımız onlara, “Dünyada bu sorundan haberdar insanlar var” demek. İlgi çekmeye çalışacağız, çeşitli yolları deneyeceğiz. İsrail halkı içinde de Filistin’le barış isteyen, bunun yollarını arayan insanlar var, onlarla görüşmeye çalışacağız. Oradaki STK’larla randevular almak istiyoruz. Uluslararası kamuoyu, devletler bu konuda çok duyarsız, halkın duyarsız olması şaşılacak bir şey değil o yüzden. Yine de Türkiye hükümeti de halkı da bu konuda daha duyarlı.
Araç olarak bisikleti tercih etmenizin nedeni ne?
Sarah: Biz doğaya zarar vermeden bir aktivist eylem içinde yer alabileceğimizi biliyoruz. Sürdürülebilir kaynaklar şu anda dünyanın ihtiyaç duyduğu en önemli şeylerden. Hiçbirimiz profesyonel bisikletçi değiliz. Bisikleti tercih ederek, bu yolculukta bir emek harcadığımızı gösteriyoruz. Petrol kullanmadan da seyahat edilebileceğini insanların da görmesi lazım. Bisiklet alternatif bir ulaşım aracı. İstediğiniz yere götürebiliyor sizi. Özgürlük de veriyor.
Nerelerde konaklıyorsunuz? Yolculuğun riskleri yok mu?
Dora: Var, her yolculuğun olduğu kadar. Kalabalık bir grubuz, onun güvenini taşıyoruz. Bizi misafir etmek isteyen insanlarla karşılaşıyoruz. İnsanlar güven duyduklarında güven vermekten çekinmiyorlar. Boş alanlarda çadır kuruyoruz, oradaki halkla iletişime geçiyoruz. Niye yola çıktığımızı soruyorlar, ne yapmak istediğimizi onlara da anlatıyoruz. Şaşırsalar da çok çabuk kavrıyorlar. Gittiğimiz her yerden tohumlar topluyoruz. Tohumları Filistin’e ulaştırmak en büyük isteğimiz…
Ambargonun uygulandığı Filistin’de simgesel bir anlamı da var değil mi tohumların…
Dora: Evet. Tohumlar hem geçmişin hem geleceğin aynası. Filistin’de inşa edilmesini istediğimiz özgür geleceğin simgesi aynı zamanda. Biz gittikten sonra da orada bir izimiz kalsın istiyoruz. Bu tohumlar aynı zamanda dünyanın çeşitli yerlerindeki insanların Filistin’e dayanışma mesajı. Onların yalnız olmadıklarını hissetmesi gerekiyor. Bu da ancak tohumların yeşermesiyle olur.
Radikal