Dinleme skandalında Nabucco şüphesi

Olaylar
Amerika ve İngiltere istihbarat teşkilatları tarafından dinlendiği öne sürülen Türkiye’nin eski Enerji Bakanı Hilmi Güler, kendisinin dinlenme sebeplerinden birisinin, geçen yıl iptal edilen AB ülkele...
EMOJİLE

Amerika ve İngiltere istihbarat teşkilatları tarafından dinlendiği öne sürülen Türkiye’nin eski Enerji Bakanı Hilmi Güler, kendisinin dinlenme sebeplerinden birisinin, geçen yıl iptal edilen AB ülkelerine Türkiye üzerinden doğalgaz taşıyacak Nabucco projesi olabileceğini söyledi. Nabucco, Ceyhan enerji merkezi gibi projelerin hayati öneme haiz projeler olduğuna vurgu yapan Güler, hayata geçseydi bölgedeki bugünkü durumun belki de yaşanmayabileceğine işaret etti.

Günde 6 büyükelçiyle görüştüğü günler olduğunu belirten Güler, “Sürpriz olmadı. Mümkün olduğu kadar işin mahremiyetine dikkat ettik, önemli konuları telefonda konuşmamak zaten ilkemizdi ama bunlar anladığım kadarıyla başka dinleme usullerine de başvurmuş olabilirler” dedi.

Hürriyet’te yer alan habere göre Eski Bakan Güler, konuyla ilgili şunları söyledi:

KIRAN KIRANA MAÇ YAPIYORDUK

“Enerji ve su o dönemin iki önemli konusuydu. DSİ de bize bağlıydı. Yaptığımız çalışmalar çok ilgi çekiyordu. Heyecanlı, çekişmeli, kıran kırana bir maç yapıyorduk. Dışişleri Bakanlığı’nı da o dönem biz yönlendiriyorduk. Bir günde 6 ülkenin büyükelçisiyle görüştüğümü hatırlıyorum. AB de enerji de bize bağımlı olduğu için bütün çalışmalar yakından izleniyordu. Başta Ceyhan Enerji Merkezi projesi, Nabucco projesi olmak üzere projelerimiz Avrupa’yı ve bölgeyi yakından ilgilendiriyordu. Ceyhan enerji merkezi Rotterdam’a rakip bir ağırlık merkezi oluşturuyordu. Japonya’dan Hindistan’a kadar uzanan bir rotayı takip ediyorduk. Oradaki piyasaya da bayağı etkili olabilecektik.

ULUSLARARASI ÇEVRELER MEMNUN KALMADILAR

Nabucco’da netback dediğimiz Türk sanayicisinin ucuz gaz kullanacağı bir model geliştirmiştik. Kaynağa daha yakın olduğumuz için daha ucuz alma durumumuz olacak, sanayicimiz Avrupa’ya karşı büyük maliyet avantajı kazanacaktı. Bu da pek işlerine gelmiyordu. Açık pazar konusunu öne sürüyorlardı ama açık pazar da olsanız kaynağa yakınlık daima bir avantajdır aslında. Netback sistemi cari açık sorununa da bir miktar olumlu katkı sağlayacaktı. Arz güvenliği açısından da önemli bir projeydi. Doğalgaz piyasasında da bir ilki uygulayacaktık. Daha önceki Mavi Akım dışında. Bu önemli bir emsal teşkil edecekti ve Türkiye’ye önemli bir avantaj sağlayacaktı. Aynı zamanda komşularla ilişkiler açısından da gaz tedariki sağlayacak ülkeler açısından da önemli bir projeydi. Anladığım kadarıyla burada uluslararası çevreler pek memnun kalmadılar. Zannediyorum sebeplerden birisi bu olabilir.

GÜNEY AKIM’DA BYPASS KAYGISI

Ruslar Güney Akım Projesi’ne çok önem veriyordu. Biz de ‘Türkiye’nin enerji hub’ı olmasını arzu ediyorduk. Dolayısıyla burada Türkiye’nin de bypass edilmemesi lazımdı boru hatları açısından. Bu da Avrupa’yı çok yakından ilgilendiriyordu. Ayrıca bor ve toryum çalışmalarını da merak ediyorlardı. Karadeniz’deki hidratlar hidrojenler bunları da bütün görüşmelerde gündeme getiriyorlardı.

MISIR VE SURİYE’DEKİ DURUM BELKİ OLMAYACAKTI

İran’dan dört blok almıştık, İran’ı boru hatlarıyla bize bağlıyorduk. Türkmenistan’dan İran üzerinden Türkiye ve oradan Avrupa’ya geçecekti. Bu da çok yakından takip edilen bir konuydu. Mısır’dan gelen boru hattı vardı; Suriye üzerinden bize gelecekti; her iki ülkeyle şimdiki durum belki de olmayacaktı. Onlarla bir yerde enerji bağımlılığı oluşturacaktık karşılıklı olarak bu önemli bir projeydi. Arap baharı da belki etkilenmeyecekti. Yani o günkü projelerin gerçekleşmesi hayati öneme haiz projelerdi. Tıpkı Asi nehri ile Ilısu’da yapılacak barajların sınırı aşan sular konusundaki önemi gibi. Komşulararası ilişkide de önemli bir projeydi.

BAŞKA DİNLEME USULLERİNE BAŞVURMUŞ OLABİLİRLER

Yabancı uzmanlar ve büyükelçiler bu projeleri yakından takip ediyordu. Mümkün olduğu kadar işin mahremiyetine dikkat ettik, önemli konuları telefonda konuşmamak zaten ilkemizdi ama bunlar anladığım kadarıyla başka dinleme usullerine de başvurmuş olabilirler. Kriptolu telefon kullanmadım çünkü kriptolu telefonla konuşulacak şeyleri zaten telefonla konuşmuyorduk. Onları zaten yüzyüze görüşüyorduk çünkü o projelerin bazıları Türkiye’nin arz güvenliği açısından büyük önemi olan projelerdi. Tüm bu projeler merak ettikleri konulardı, demek ki daha detayını merak etmişler. Burada kurumların durumu önemli, kişiler değil. Devletin karşı karşıya kaldığı bir durum var, bu da hiçbir zaman anlayışla karşılanamaz. Hem dost, hem müttefikiz, uluslararası anlaşmalarımız var. Bu yanlış birşey. Ki bizim yürüttüğümüz projeler de milli çıkarlarımız açısından hakkımız olan çalışmalar, herhangi bir şeyi ihlal etmiş değiliz. Kendi kalemizi savunmak bizim asli görevimiz.