ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, 2014 yılının küresel terörizm açısından en “ölümcül” yıl olduğunu söyledi.
Clapper, Savunma İstihbarat Ajansı Direktörü Vincent Stewart ile Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi’nde dünya genelindeki tehditlerle ilgili oturumda konuştu.
SON 45 YILA GÖRE 2014 EN ÖLÜMCÜL YIL OLUYOR
Terörizmin neden olduğu ölümlere ilişkin bilgileri paylaşan Clapper, 2014’ün küresel terörizm açısından en fazla kaybın yaşandığı yıl olduğunu ifade etti. Clapper, aşırılık yanlısı gruplardan kaynaklanan tehdidi “korkunç” olarak tanımlayarak, “Son 45 yıldır derlenen bilgilere göre 2014 yılı, son sayımlar tamamlandığında, küresel terörizm açısından en ölümcül yıl olacaktır” dedi.
EN ÇOK SALDIRI DÜZENLEYEN DEAŞ! EN KARIŞIK YERLER IRAK, PAKİSTAN VE AFGANİSTAN
2013 yılında dünya genelinde düzenlenen yaklaşık 11 bin 500 saldırıda, 22 bin insanın hayatını kaybettiği bilgisini veren Clapper, 2014’ün ilk 9 ayında ise 13 bin civarındaki saldırıda 31 bin kişinin öldürüldüğünü belirtti. Saldırıların ve ölümcül olayların yarısının Irak, Pakistan ve Afganistan’da meydana geldiğini anlatan Clapper, diğer terörist gruplara nazaran terör örgütü IŞİD’in geçen yılın ilk 3 çeyreğinde en fazla saldırı düzenleyen grup olduğunu kaydetti.
ABD’DEN DEAŞ’A KATILMAK İSTEYENLER VAR
Clapper, IŞİD’e katılmak isteyen Amerikalılara da dikkati çekti. Yaklaşık 180 ABD vatandaşının savaşa katılmak için bölgeye seyahat ettiğini veya etme isteğinde bulunduğunu bildiren Clapper, bunların küçük bir kısmının tekrar ABD’ye geri döndüğünü aktardı. Clapper, Batılı ülkelerden 3 bin 400’den fazla yabancı savaşçının Suriye ve Irak’a geçerek terörist grupların saflarına katıldığını ve bunların yüzlercesinin ülkelerine döndüğünü dile getirdi.
DAEŞ’in Irak ve Suriye’nin sınırları dışında da genişleme peşinde olduğuna vurgu yapan Clapper, “IŞİD, Ortadoğu’da Irak ve Suriye dışında nüfuzunu artırıyor ve ilan ettikleri halifeliklerini Arap Yarımadası, Kuzey Afrika ve Güney Asya’ya genişletmek istiyor. IŞİD, Batılı ve Şii çıkarlarına saldırmak istiyor” değerlendirmesini yaptı.
Suriye’de devam eden iç savaşta, Devlet Başkanı Beşşar Esed’in “kendinden emin olduğunu ve savaşı kazanabileceğini” düşündüğünü ifade eden Clapper, savaşın, bölgenin istikrarını tehdit etmeyi ve mezhepsel çatışmaların artışını sürdüreceğini bildirdi.
İRAN’IN BÖLGEDEKİ NÜFUZU
İran’ın bölgedeki faaliyetlerine de değinen Clapper, Tahran yönetiminin Suriye, Irak ve Yemen’de etkisini artırma çabasında olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Tahran, Şam ve Bağdat’a silah, danışman, kaynak bulma, istihbarat toplama, elektronik harp, siber destek ve muharebe desteği şeklinde güçlü yardımlarda bulundu. İran, 2014’te verdiği kararları 2015 yılında da sürdürecek. En önemli konu ise dini liderin (Ali Hamaney) nükleer anlaşmayı kabul edip etmeyeceği. Dini lider bir yandan yaptırımların gevşetilmesini isterken diğer yandan da nükleer kapasitelerini korumak istiyor.”
İran’ın Yemen’de Husilere yıllardır arka çıktığını da anlatan Clapper, “Husilerin egemenliği İran’ın nüfuzunu artırıyor” ifadesini kullandı.
UKRAYNA’YA SİLAH YARDIMI YAPARSAK RUSYA RAHAT DURMAZ
Star’ın haberine göre James Clapper, Ukrayna’nın doğusunda Rusya yanlısı ayrılıkçılarla mücadele eden Ukrayna’ya silah yardımında bulunulmasını desteklediğini bildirdi.
Kiev yönetimine silah desteği verilmesinin Moskova yönetiminden “negatif tepki” göreceğini belirten Clapper, yardımlar sonrasında Rusya’nın ayrılıkçıların kontrolündeki alanlara daha sofistike silahlar gönderebileceğine işaret etti.
İstihbarat yetkililerinin, Putin’in Ukrayna’nın güneydoğusundaki stratejik öneme sahip Mariupol liman kentinin kontrolünü ele geçirerek veya Kırım’a uzanan bir kara köprüsü oluşturarak Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki etkisini artırmak istediğini bildirdiklerini anlatan Clapper, Kongre üyelerinin Ukrayna’ya silah yardımına yönelik düşüncelerini ısrarla sorması üzerine, “İstihbarat teşkilatı açısından bakıldığında bu bir siyasi konu. Bunu destekliyorum ancak bu kişisel görüşüm” karşılığını verdi.
TÜRKİYE EKNOMİYE ODAKLANMIŞ, ÖNCELİKLERİ IŞİD DEĞİL
Oturumda Kongre üyelerinin sorularını da yanıtlayan Clapper, IŞİD ile mücadelede “Türkiye’nin ABD ile daha fazla işbirliği yapması konusunda iyimser olup olmadığının” sorulması üzerine, “Hayır, değilim” yanıtı verdi.
Türkiye’nin daha öncelikli konuları olduğuna işaret eden Clapper, “Türkiye’nin diğer öncelikleri ve çıkarları bulunuyor. Onlar daha çok, tehdit olarak gördükleri Kürt direnişine odaklanmış durumda. Kamuoyu yoklamaları Türkiye’nin IŞİD’i birincil tehdit olarak görmediğini ortaya koyuyor. Onlar daha çok ekonomilerine ve bunun gibi şeylere dikkatlerini çevirmiş durumdalar” değerlendirmesinde bulundu.